BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Muhalefetten topyekün savaş

Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti iktidar muhalefet kavgasını alevlendirdi. Bahçeli'nin hıyanetlikle suçladığı Erdoğan'a bir sert eleştiri DYP lideri Ağar'dan geldi

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, kan ve gözyaşı üzerinden hiçbir zaman siyaset yapmadıklarını ifade ederek, ''Bu ancak müfterilerin kullanacağı lisandır'' dedi. Ağar, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır gezisini değerlendirdi. Mehmet Ağar, Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'nin bazı illerine yılda 4-5 sefer gitmesi gerektiğini ifade ederek, ''Bunlar Diyarbakır, Erzurum, Adana, Konya, İzmir, Gaziantep, Şanlıurfa, Trabzon ve Samsun'dur'' dedi. ''Bu seyahat adeta yurtdışına gider gibi, yurtdışı seyahati gibi takdim edilmiştir'' diyen Ağar, Diyarbakır'da 700-800 kişinin Erdoğan'ın konuşmasını dinlemesinin halkın hükümete karşı olan güvensizliğinin bir göstergesi olduğunu öne sürdü. Ağar, hükümetin terörde sıçrama ortaya çıkınca bölgeyi hatırladığını iddia ederek, şunları kaydetti: ''Geçmişte bir takım olayları devletin yaptığını ifade edenler bugün bu terörün PKK tarafından yapıldığını ifade etmeye başlamışlardır, gözler açılmıştır. Ancak meseleyi sadece bir terör meselesine indirgeyerek Türkiye'yi bir yere taşıyabilmeniz mümkün değildir. Defalarca söyledim, günlerce, aylarca söyledik. Dedik ki meseleyi sadece bir terör, güvenlik meselesi olarak alamazsınız. Meselenin sosyo-ekonomik temelleri vardır, psiko-sosyal temelleri vardır. Çok ciddi bir diplomasi temeli ve yönü vardır'' Başbakan Erdoğan'ın fabrika ve iş isteyenleri ''bedavacılığa mı alıştınız?'' diye azarladığını savunan Ağar, hükümetin geçmişte bölgede yapılan bir çok faydalı işi de eleştirdiğini söyledi. Ağar, Türkiye'nin demokratikleşme yönünden sapması olmadığını, kimsenin de böyle bir beklentisi bulunmadığını ifade etti. ''Türkiye demokratikleşmesini ekonomik kalkınmayla paralel yürütmek zorundadır'' diyen Mehmet Ağar, hükümetin, coğrafi kalkınmışlık farklarını ortadan kaldıracak hiçbir şey yapamadığını öne sürdü. Türkiye'nin bölünmemesinin en büyük garantisinin millet olduğunu belirten Ağar, ''Türkiye'nin her kökenden gelen farklı insanları farklı coğrafi bölgelere yerleşmişlerdir. Fırsat eşitliği, herkes için özgürlük, hürriyet vardır. Türkiye'de Kürt kökenli bir çok ailemiz bugün doğu bölgelerinden ticari bir takım endişelerle başka arzularla gelip Türkiye'nin her coğrafi bölgesinde muvaffak işadamları olmuşlardır'' diye konuştu. DYP Genel Başkanı Ağar, Türkiye'nin bir terör örgütüne endeksli siyaset üretemeyeceğini, millete dayalı bir siyaset üretmek zorunda olduğunu kaydetti. -''CAHİT SITKI TARANCI'NIN ŞİİRİ AKILDA KALDI''- Ağar, Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinden somut projeler yerine, Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirinin akılda kaldığını söyledi. Mehmet Ağar, bir gazetecinin, ''Başbakan Erdoğan, Diyarbakır gezisi dönüşünde uçakta terörün kendi meselesi olmadığını söyleyerek, 'bu mesele Baykal'ın, Ağar'ın, Bahçeli'nin de olmalı. Bunların öyle bir derdi yok' dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, terörün herkesin meselesi olduğunu söyledi. Bu meseleyi siyaset üstü gördüğünü dile getiren Ağar, ''Bu acıları yaşamış ve bu noktada çok şerefli bir mücadele döneminde görev almış, bölge halkını çok yakından tanıyan bir insan olarak bu sorumluluğu her zaman taşıdım. Ama görülen odur ki bu sorumluluğun farkında olmayan Başbakan'ın kendisidir'' diye konuştu. Ağar, şunları kaydetti: ''Kan ve gözyaşı üzerinden hiçbir zaman siyaset yapmadık. Bu ancak müfterilerin kullanacağı lisandır. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Terörle mücadelenin hiçbir yerinden nasip almamış insanların Türkiye'nin yönetimde şaşırdıkları ortadadır. Acının, gözyaşının, ananın, babanın yarasının ne demek olduğunu ben bilirim. Genç yaştaki çocuklarını topraklara veren insanların acısını ben bilirim. O zaman söyledim, acılar hepimizin acılarıdır. Bütün bu acıları yaşamamak içindir bizim siyaset mücadelemiz... Türkiye bir daha bu acıları yaşamasın diye siyaset yapıyorum. Orada Kürt kökenli vatandaşlarımızla bizim kurduğumuz diyalogları kurmak için onların 30 fırın ekmek yemesi lazım. Türkiye böyle ayrımlarla bir yere gidemez.''