BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,34
ALTIN 2.828,88
HABER /  GÜNCEL

Muhalefet Kıbrıs konusunda kızgın

Avrupa Birliği zirvesinden çıkan sonuç, muhalefeti tatmin etmedi. Özellikle karar metnindeki Kıbrıs sorunuyla ilgili paragraf, sert eleştiriler aldı.

Abone ol

Görüşler özetle şöyle: Mehmet Ağar (DYP Genel Başkanı): Tam üyelikten ziyade adı konulmamış imtiyazlı ortaklığın fiilen gerçekleştirileceği bir tablo Türkiye’nin önüne çıkarıldı. Avrupa Birliği ile iletişim yönetilememiştir. Mesele esas müzakere sürecindedir. Türkiye’nin önemi, varlığı ve kabul edemeyecekleri açıkça ifade edilmediği anlaşılmaktadır. Öngörüsüz politikaların nelere mal olduğu bugün görülmektedir. Hükümetin Kıbrıs politikası, gelinen noktada 70 milyonu da, Denktaş’ı da Papadopolus’un oyuncağı haline getirmiştir. Annan Planı’nda da, Brüksel’de de Başbakan Erdoğan’ın Papadopulos’a karşı yenilgisi görülmektedir. Mehmet Şandır (MHP Genel Başkan Yardımcısı): Taslak metnin kabul edilmesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ise yıkmak anlamına gelir. Fener Rum Patriği’nin ekümenlik kimliğini; Ermeni soykırımını, etnik temele dayalı azınlıkların varlığını kabul ediyoruz. Bunların hesabı mutlaka sorulacaktır. Recai Kutan (Saadet Partisi Genel Başkan Vekili): Şimdi bütün gazeteler 'amma erkekçe çıktılar' diyecek. 'Yazılıyı imzalamadılar da sözlü olarak taahhütte bulundular' diyecekler. Dünya kainatın önünde taahhüdünü yazılı yapsan n'olur, sözlü yapsan n'olur... 3 Ekim 2005'te müzakereler başlayamayacak; çünkü önce bizim mevcut kanunlarımızın hepsi taranacak. Bu 1,5 -2 yıl sürecektir. Zeki Sezer (DSP Genel Başkanı): Hükümet, 1963 Ankara Antlaşması'na bazı koşullar koyarak Kıbrıs Rum Yönetimi'ni fiilen kabul etmekle, Kıbrıs Türklerinin varlığını ve geleceğini tehlikeye atmıştır. Bunu hiçbir somut güvence almadan ve her an, küçük bir bahaneyle kesilebilecek olan müzakere başlama tarihi alma karşılığında yapmıştır. Muhsin Yazıcıoğlu (BBP Genel Başkanı): Ucu açık bir müzakere süreci, Türkiye’nin 10 -15 yıl hırpalanması anlamına gelir. Ülkenin hassasiyetleri, milli birlik ve bütünlüğü tahrip edilir. AB üyelerinden bugüne kadar istenmeyen şartlar bizden isteniyor. Bu Türkiye’ye ikinci sınıf muamelesi yapmaktır. Güney Kıbrıs’ı AB’ye alırken, KKTC ile sorunlarını çöz de gel dediler mi? Zaman