Muhalefet çukuru!..
Türkiye öyle bir gayri milli muhalefet gerçeği yaşıyorki ülkelerinin mutsuzluğu üzerine mutluluk inşası peşindeler!..
Direk konuya gireyim!..
Böylesine çarpık ve kör bir muhalefet zihniyetin Cumhuriyet tarihi görmedi!...
Ne yazık ki kendi ülkesinin güçlenmesinden korkan, zayıflamasından ise mutluluk duyan bir muhalefet ile tanışıyor bu ülke..
Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun Demirellerin, Ecevitlerin, Özalların, Erbakanların, Türkeşlerin söz konusu Türkiye'nin çıkarı olduğu zaman birbirine duydukları saygıya rahmet okutan bir muhalefet bu!..
Durum bugün öyle bir hal aldıki muhalefetin sınır tanımayan Tayyip Erdoğan düşmanlık anlayışı kendilerini “Dahili ve Harici bedhahlar” şeklinde yorumlatmaya dahi başlattı!..
Adeta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “ Ben ülkemin düşmanlarımla başa çıkarım Allah beni içerdeki muhalefettin oyunlarından korusun” dedirtme noktasına getirdiler…
Bu nasıl kin, bu nasıl düşmanlık, bu nasıl bir muhalefet anlayışı ki bu ülkede hiç bir şey doğru yapılmıyor!..
Yeter ki Erdoğan başarısız olsun gitsin diye iktidar olabilmeyi ülkesinin çöküşü üzerinde inşa etme anlayışı bu!..
*
Öyle bir psikolojik vaka öyle bir akıl tutulması ki bu!..
Hakime-Savcıya güvenmezler…
Polise “katil” diyeni desteklerler…
Diyarbakır annelerine “politik” derler…
Teröristi “Özgürlük abidesi” gösterirler…
Rektör atanır beğenmez provokatör olurlar...
Terör ile mücadeledeki başarıyı hazmedemezler...
PKK’nın siyasi kanadı HDP’yi “demokrasi kahramanı “ ilan ederler…
PKK için yürekten “terör örgütü” diyemezler…
PKK ile ilişkili görevden alınan Belediye Başkanları sahiplenirler…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye karşıtlığı kararlarını savunurlar!..
Koro halinde “Demirtaş’ı bırakın” diye devleti suçlarlar…
Tayyip Erdoğan’a düşmanlık Selahattin Demirtaş’a sevgi beslerler!
Halkı sokağa döken Trump için “ yargılansın” derlerler ama halkı sokağa döküp 48 kişinin ölümüne sebep olan Demirtaş'ı savunurlar!..
*
Say…
Say…
Bitmiyor..
Öyle bir illet öyle bir zilletki …
Bu ülkenin kahraman güvenlik güçlerinin terör ile mücadelesindeki başarısından da...
Dünyanın hayranlıkla izlediği bu ülkenin Milli Savunma Sanayi Hamlesinden de...
Rahatsız oluyorlar!..
Mesela siz hiç bu muhalefetin ağzından dünyanın konuştuğu Selçuk Bayraktar için tek kelime hakkını teslim eden söz duydunuz mu?
100 kez Selahattin Demirtaş sevicisi oldular ama bir kez Selçuk Bayraktarı bir kez dahi takdir etmez bu çukur muhalefeti anlayışı!..
Her halde iktidar olsalar dünyanın hayranlık duyduğu İHA ve SİHA üretim merkezlerini kapatacaklar!..
Gözlerini öyle bir Tayyip Erdoğan düşmanlığı bürümüş ki milli ne varsa hepsinden rahatsızlık duyanların buluşması bu!..
Bakıyorum...
Yerli Otomobil üretimine başlanacak bir kelamları yok!..
Hatta yermek için uğraşıyorlar!..
Karadeniz’de Doğal gaz bulunur millet sevinir bunlar " Nerden çıktı bu şimdi " der gibi üç maymunu oynarlar…
Akdeniz’de uluslararası hak ve huyumuzu koruyarak başlattığımız sondaj çalışmaları için “Ne işimiz var orada” diye Fransız olurlar...
S-400’leri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın RTE’ nin Külliyenin güvenliği için aldığını iddia edecek kadar alçalmanın sınırını tanımazlar!..
*
Şöyle bakın...
Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi ve taçlandırılmasını içten içe hiç hazmedemezler…
Çünkü Tayyip Erdoğan başardı ya!..
İMF ile borçların sıfırlanmasını, kapıya konmasından öyle rahatsızdırlar ki araların da bugün "Niye İMF'den borç almıyoruz " diye ortaya çıkarlar!..
Çünkü İMF'nin Türkiye elçileridirler!..
Dolar-Euro arttığı zaman zil çalıp oynarlar, düştüğü zaman “ Ya bu ülkeye yine nereden para girdi?” diye hayıflanırlar...
Yatırımlardan öyle bir rahatsız olurlar ki bir kulp takmak için uğraşırlar, İsrail ile ekonomik iş birliği onları rahatsız etmez Katar'a savaş açarlar!
Çünkü ülke batsın isterler!...
Yani;
Ülkelerinin başarısı bunların içine dert olmuş hep!..
Gördük…
Tayyip Erdoğan’a oy veren öğretmenlere bile hakaret eden kirli bir muhalefet bloğu bu!..
Küresel çetenin Büyükelçileri gibi bir muhalefet gerçeği ile tanıştı bu ülke. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye, AB' ye, AİHM'e haddini bildirirken onlardan önce elçileri gibi bizim "MANDACI" muhalefetten cevap gelir!..
CHP zaten maşallah “ABD elçiliği “ gibi!..
Parti kimlerin elinde!..
Bir örnek verelim mi ?
2013 yılında CHP Grup Disiplin Kurulu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na “CIA ajanı” dediği gerekçesiyle Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın “uyarılmasına” karar veriyor..
Yılmaz açıklamasında bakın ne diyor!..
"Wikileaks belgesinde ABD Adana Konsolosluğunun ABD Ankara Büyükelçiliğine gönderdiği kriptolarda Sezgin Tanrıkulu için 'Uzun zamandır konsolosluğumuzun kontak kişisi' deniyorsa, yine bir başka kriptoda ABD işgali altındaki Irak’ta Abu Garib hapishanesindeki işkence fotoğraflarının tekrar Türk basınında yayınlanmasından ve ABD nin Müslümanlar üzerindeki olumlu imajının zedelemesinden Sezgin Tanrıkulu’nun endişe duyduğundan söz ediliyorsa. CHP nin bu belgeleri görmezden gelmesi mümkün değildir.”
Neden Sezgin Tanrıkulları, Canan Kaftancıoğulları bugün tepkilere rağmen baş tacı ediliyor!..
Neden "Joe Biden yönetiminden ilk beklentilerinin "Türkiye’de demokrasiye vurgu yapması" diyerek ABD'den şefaat dileyen CHP Genel Başkan Yardımcısına kimse "Sen ne diyorsun beyefendi" diyemiyor!..
Çünkü CHP ele geçirilmiş!..
Atatürk'ün ismini sadece oy kazanmak için kullanların eline kalmış bir CHP gerçeğini yaşıyor Türkiye!..
Zavallı solun CHP ile savrulduğu noktaya bir bakın...
80 öncesi " Kahrolsun ABD... Yaşasın Bağımsız Türkiye " diyerek yollara düşenler bugün "Yaşasın Amerika.. Umudumuz Biden " der oldu!..
Ne yazık ki!..
Yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin diye iplerin başka ellerde olan birbirlerine aslında hiç benzemez bir muhalefet çukuru izliyoruz!..
Yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan'a "Sözde Cumhurbaşkanı " diyecek kadar alçalan bir Genel Başkana sahip CHP!..
Yakışıyor mu?
Edep Yahu!..
Edep!..
O zaman sanada " Seks kaseti kumpası ile CHP'yi ele geçiren Genel Başkan mı!" desinler..
Edep yahu!..
*
Fazla görmüyorum artık!..
Öyle ki;
Tarih 9.10.2012 günü Kılıçdaroğlu TBMM kürsüsünden Suriye ilgili ilgili görüşlerini aktarırken Ahmet Davutoğlu için diyor ki;
"Çapsızlığı bilinen bir Dışişleri Bakanıyla yola çıkılırsa olacağı budur. Bunun bilmek için engin bilgiye gerek yok. Bunu ancak ileri derecede geri zekalı biri yapar"..
Şimdi o çapsız dediği ile iş tutan, o çapsız hakaretini yiyen el ele!
İşte Kemal Beyin deyimi ile “Çapsız” bir muhalefet gerçeğini bu..
Bu gözü dönmüş muhalefet anlayışından bu ülkeyi kurtaracak tek adam yine Recep Tayyip Erdoğan!..
Ne zaman mı?
2023’de...
Bir kez daha hepsini sandığa gömüp Türkiye’de yepyeni bir muhalefet partileri dönemini başlatmakta Tayyip Erdoğan'ın omuzlarındaki yük!
Bütün korkuları partilerinin değil kendi koltuklarının geleceği olan Kılıçdaroğlu'nu, Akşener'i , Karamollaoğlu'nu, Davutoğlu' sunu, Babacan'ını siyaset tarihine gömmek Erdoğan'a nasip olacaktır!..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan muhalif seçmene bu iyiliğide yapacak ülkesini yerli ve milli muhalefet ile buluşturacaktır...