BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,73
ALTIN 2.985,84
HABER /  GÜNCEL

Muhabirine kızan Erdoğan'a yüklendi

Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Başbakan'ın soru soran Radikal muhabirine, 'Haddinizi bilin' diye tepki göstermesine, aynı sertlikte tepki verdi.

Abone ol

İsmet Berkan: "Başbakan kendisine soru soran Radikal muhabirine, "Haddinizi bilin" diyeceğine, "Daha savcı incelemesini yapmadan, ilgili kamu kuruluşları kaza sebebini araştırmaya devam ederken benden insanları yargılayıp mahkûm etmemi ve cezalandırmamı nasıl beklersiniz" dese ne kaybederdi? Bence hiçbir şey kaybetmez, tam tersine kazanırdı. Başbakan'dan daha serinkanlı olmasını beklemek sanırım hakkımız. Güven böyle verilir çünkü. " diye yazdı. Berkan'ın yazısının tamamı: Güven böyle mi verilir? Türkiye'de güvensizlik önyargısının ne kadar kuvvetli olduğunu görmek için dünkü gazetelere bakmak yeterli aslında. Gazetelerin Pamukova Mekece yakınlarında meydana gelen tren kazasıyla ilgili yargılarının en hafifi 'Hızlandırılmış facia' en ağırı ise 'Hızlandırılmış katliam' ve 'Cinayet' başlıklarıydı. Kimse, kazanın sadece kaza ya da basitçe insan hatasından kaynaklanan bir kaza olduğuna ihtimal bile vermemişti. Gece boyunca kaza yerinde incelemeler yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakan arkadaşları gazetelere yansıyan bu güvensizliğin ya da önyargıların nedenini düşünmek yerine sinirlenmeyi, gazetecilere 'Haddinizi bilin' demeyi tercih ettiler. Oysa, ortada illa da bu hükümetin kusurundan kaynaklanmayan derin bir güvensizlik var. Yapılması gereken, bu güvensizliği ortadan kaldıracak önlemleri almak, gazetecilere sinirlenmek ve onlara 'hadlerini bildirmek' değil. Başbakan kendisine soru soran Radikal muhabirine, "Haddinizi bilin" diyeceğine, "Daha savcı incelemesini yapmadan, ilgili kamu kuruluşları kaza sebebini araştırmaya devam ederken benden insanları yargılayıp mahkûm etmemi ve cezalandırmamı nasıl beklersiniz" dese ne kaybederdi? Bence hiçbir şey kaybetmez, tam tersine kazanırdı. Başbakan'dan daha serinkanlı olmasını beklemek sanırım hakkımız. Güven böyle verilir çünkü. * * * Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın basın toplantısını izliyorum. Bakan gayet akılcı ve güven verici konuşuyor. Kazanın sebebini araştırırken sadece Devlet Demir Yolları ve Ulaştırma Bakanlığı müfettişlerine dayanmayacaklarını, biri Türk biri yabancılardan oluşan iki ayrı bağımsız komisyon da oluşturacaklarını söylemesi, Türk kamu yönetiminde bugüne kadar pek görmediğimiz bir şey. Ama aynı bakan aynı basın toplantısında hızlandırılmış tren seferlerinin geçici süre için bile olsun durdurulmayacağını da söyledi. Güven böyle mi verilir? Bu kadar tartışmalı bir trene bundan sonra kim biner? 15 gün içinde olacak bir başka kazadan sonra ne denir? * * * Ulaştırma Bakanı, basın toplantısında iki kez üstüne basa basa, kazanın olduğu virajda hız sınırının saatte 80 kilometre olduğunu, buna karşılık trenin kaza anında 118 km / h süratle seyrettiğini söyledi. Bakan, hız sınırlarının bir kitap halinde tren makinistlerine verildiğini de söylemeyi unutmadı. Oysa dün sendikalardan gazetelere ulaştırılan bazı belgelerde kazanın olduğu yerden 337 metre öncesine kadar hız sınırının 130 km /h olduğu, ancak kaza yerinden 3600 metre sonra hızın 80 km / h'ya düşmesi gerektiği yazılıydı. Acaba hangisi doğru? Yoksa birileri bakana yanlış bilgi mi veriyor? Güvenmek istiyoruz ama kime güveneceğiz? * * * Erken davranan CHP lideri Deniz Baykal oldu, daha kaza gecesi hükümeti istifaya çağırdı. Dün de DYP lideri Ağar, 'Raydan çıkanın hükümet olduğunu' söyleyerek aynı çağrıyı tekrarladı. Baykal yazılı açıklamasını yaptığında daha kazada kaç kişinin öldüğü bile belli değildi ama o çoktan sorumluları bulmuştu bile. Ağar da aynı hataya düştü. İki lider, bir kazadan, ölen insanların acısından siyasi rant elde etmeye çalıştı. Güven böyle mi verilir? Yazı: İsmet Berkan Kaynak: Radikal Gazetesi