BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,50
ALTIN 2.946,05
HABER /  DÜNYA

’’Müdahale planları hazırlandı’’

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye’yi afet ve deprem anında sıfırıncı dakika hazırladıklarını belirterek, “Sıfır nokta alarmı verildi...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye’yi afet ve deprem anında sıfırıncı dakika hazırladıklarını belirterek, “Sıfır nokta alarmı verildiğinde hiçbir kurum ayrıca bir telefon beklemeyecek. Ayrıca görüşme beklemeyecek. Aman ha şu kadar uçak lazım, şu kadar ambulans lazım diye birileri ortada çırpınmayacak. Her kurum kendine düşen görevi en hızlı şekilde yerine getirecek. Bu sıfır noktaya hazırlığı çok önemli görüyoruz ve stratejimizi buna göre hazırladık. Bunun için en ayrıntısına kadar müdahale planları hazırlandı” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıl dönümü dolayısıyla Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) basın toplantısı düzenledi. AFAD Başkanı Fuat Oktay’ın da yer aldığı basın toplantısında konuşan Atalay, yarın Türkiye’nin 17 Ağustos 1999 yılında yaşadığı ve son yıllardaki en büyük felaketlerden biri olan Marmara depreminin yıl dönümü olduğunu dile getirdi. Basın toplantısının amacının 17 Ağustos 1999 Marmara depremini anmak olduğunu ancak depremlerle ilgili bazı çalışmalar hakkında da bilgiler vermek istediklerini ifade eden Atalay, yarın Bursa’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı bir programda depremle ilgili iki önemli çalışmayı yürüteceklerini kaydetti.
Bursa’da önemli bir kentsel dönüşüm projesini başlatacaklarını vurgulayan Atalay, projenin depremle ilgili yürüttükleri çalışmanın önemli bir parçası olduğunu aktardı. Hükümet olarak depremle ilgili bir stratejik planlarının olduğunu anlatan Atalay, hazırlanan stratejik planlardan en önemlisinin kentsel dönüşüm projesi çalışmaları olduğunu vurguladı. Kentsel dönüşüm projesi yasasını geçen yıl çıkardıklarını anımsatan Atalay, bu görevi hükümet olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verildiğini kaydetti. Kentsel dönüşüm projesinin özelliğinin depreme dayanıksız olan bütün konutların yıkılacağını ve yerine yeni güvenli, depreme dayanıklı konutlar yapılmak olduğunu sözlerine ekleyen Atalay, bu projenin önemli bir ayağını yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı tören ile başlatacaklarını belirtti. Bursa’da Afet Eğitim Merkezi’nin kurulduğunu da anlatan Atalay, yarın bunun da açılışının yapılacağını ifade etti.

“DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRENME YÖNÜNDE SORUMLULUKLARIMIZI HATIRLATMAK İSTİYORUM”
Acılarla geçmiş günlerin çok anılmadığını, unutulmak istendiğini dile getiren Atalay, “Biz tabii ki 1999 yılında acılar yaşadığımız, büyük bir felaket olarak yaşadığımız Marmara depremini canlı tutmaya çalışıyoruz. Bunun bir sebebi de; bir anlamda depreme daha hazırlıklı olma, afetle daha bilinçli mücadele etme, vatandaşlarımızın bu konuda bir defa daha hatırlamasını sağlama ve depremle yaşamayı öğrenme yönünde sorumluluklarımızı bir hatırlatma ve hatırlamadır. Daha doğrusu ben bu anmayı hem vatandaşlarımıza ve özellikle kendimize sorumluluklarımızı bir defa daha hatırlama olarak anlıyorum, değerlendiriyorum. Yıl dönümlerinin zaten bir önemidir. Dersler çıkarmak ve oradaki sorumluluklarımızı bir defa daha hatırlatmaktır” diye konuştu.

“MARMARA DEPREMİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE VATANDAŞLARIMIZ DAHA AKTİF OLDU”
17 Ağustos 1999 ve ardından 12 Kasım 1999 Düzce depreminde 18 bin 243 vatandaşın hayatını kaybettiğini dile getiren Atalay, “48 bin 901 vatandaşımız yaralandı ve 329 bin 216 konut, 48 bin 663 işyeri olmak üzere toplam 377 bin 879 yapı çeşitli derecelerde hasar görmüştü. Böyle büyük bir felaketti. İstanbul’u, Adapazarı’nı, Kocaeli’ni, Bursa’yı hepsini içine alan depremdi. O günler o bölgemiz aylarca ve yıllarca bu depremin acısını çekti. Üstelik tabii ki Türkiye’nin ekonomisinin can damarı bir bölgemizdir. Şimdi o günlere gittiğimiz de haberleşme zorluk çekilmişti. Yani Başkent bölgeyle haberleşmede zorluklar yaşamıştı. Çok sınırlı sayıda arama kurtarma ekibi orada çalışmaya başlamıştı. Çalışmalar kısıtlı sayıda personelle, yetersiz araç gereçle yapılmıştı. Ulaşımda zorluklar çekilmişti. Yollar kapandı, şehirler arası yollarda kapandı. Enerjide zorluk çekilmişti. Bütün enerji hatları çökmüştü. İletişim, ulaşım ve enerji çöktüğünde o bölgede çalışmalar çok zor olur. Afet sonrası üç önemli simgedir bunlar. Enerji, iletişim ve ulaşım. Tabi devletin orada zorlukları olmuştu. Sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız daha aktif olmuşlardı. Sivil toplum kuruluşlarının büyük başarısı olmuştu. Çevreden kendi imkanlarıyla zorla yetişe bilmişlerdi. Böyle bir zaman yaşamıştık. Bunları o dönemi eleştirmek için söylemiyorum” dedi.

“VAN DEPREMİNDE HÜKÜMET OLARAK ÇOK HIZLI MÜDAHALE ETTİK”
1999 yılında Türkiye’nin depremle, afetle mücadele kapasitesi çok sınırlı olduğunun altını çizen Atalay, bugün ise Marmara depremi ve ardından yaşanan depremlerden çok dersler aldıklarını kaydetti. Türkiye’nin bütün afet yönetimini tekrar gözden geçirmesi ve daha iyi bir sisteme kavuşması için bütün bu tecrübelerin kendileri için dersler olduğunu vurgulayan Atalay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Daha sonra değişik depremler yaşandı. Yakın zamanda Elazığ depremi, Erzurum depremi, Kütahya ve Afyon’da depremler yaşandı. Bu depremlerin ardından daha büyük bir depremi 2011 yılında Van’da yaşandı. Van’da nispeten koordinasyonumuzda, çalışmalarımız da daha hızlı oldu. Orada doğrusu ilk andan itibaren hemen hükümet olarak çok hızlı müdahale ettik. Bir saat sonra ben Ankara’da koordinasyon toplantısı yaptım. Akşam Başbakanımız dahil hepimiz oraya ulaştık. Oradaki çalışmalarda tabi ciddi hız kazandırmış olduk. Orada üç şeye çok dikkat ettik. İletişim kesilmemeli, GSM şirketleriyle çok hızlı görüşmeler yapıydı. Kopmalar hızlı tamir ettirildi. Enerjide bir kaz saat dışında kesiklik olmadı. Erçiş’te olmuştu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız çok hızlı müdahale ettiler. Ulaşımda bir aksama meydana getirmedik. Aksine Van havaalanını hem de en yakın havaalanlarını çalışır halde tuttuk. Ulaşım çok hızlı oldu. Arama kurtarma ekipleri ve malzemeler çok hızlı ulaştırıldı. Van’da yine gerek çadır kentler, gerek konteyner kentler,gerek yapıların hızlı yapılması gibi yaraların hızlı sarıldığı bir dönem oldu.”

“TSK’NINI HELİKOPTERLERİ OLMASAYDI BİZ VAN’DA DAHA BÜYÜK KAYIPLAR VERİRDİK”
Türkiye’nin bugün afetlere her alanda daha hazırlıklı olduğunu ifade eden Atalay, müdahale aşamasında hazırlanan Türkiye Afet Müdahale planıyla daha hazırlıklı olduklarını dile getirdi. Planın bütün kurumlar için geçerli olduğunu kaydeden Atalay, “Bütün kurumlarımızla paylaşılan bir plandır. Bütün kurumlarımızın görevlerinin somut olarak belirlendiği ve herkesin her an ne yapacağı bildiği bir plandır. Sistemli gidiyoruz ve afetle ilgili çok ciddi bir sistem oluşturduk. Kurumlar arasında bir dağınıklık vardı ve bütün bu tecrübelerden sonra AFAD’ı kurduk. AFAD artık bu işlerin sorumlusu bir kurum. Bütün kurumları AFAD koordine ediyor. AFAD ile birlikte Van’da aldığımız derslerle birlikte doğrusu sistemimizi baştan sona gözden geçirdik. Arkadaşlarımızla birlikte Türkiye’nin afetle mücadelesini nasıl daha kalıcı şekilde organize ederek buna çok kafa yorduk. Var olan kaynak ve kabiliyetlerimizi tüm bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarının etkin koordine ederek ülkemizin ortak gücü olmaya dönüştürdük ve dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu çok önemlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Türk Hava Kurumu’na kadar bütün kurumlarımızı bunun içine dahil ettik. Van’da da bunu gördük. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin helikopterleri olmasaydı Erçiş’teki hastaları ve yaralıları biz Van’daki hastaneye kolay taşıyamazdık. Daha çok kayıp verirdik veya Türk Hava Yolları’nın bütün kargo ve yolcu uçakları seferber olmasaydı İzmir’den, Ankara’dan, İstanbul’dan o arama kurtarma ekiplerinin malzemelerini ulaştıramazdık. Türkiye’nin bütün imkanlarını devreye sokuyorsun. Afetle mücadele mücadele bir kurumun yapacağız bir iş değil” diye konuştu.

“AFAD’IN ELİ HE RYERE ULAŞIYOR”
Önemli olanın ortak gücü etkili koordine edip sıfır noktada harekete geçirmek olduğunu sözlerine ekleyen Atalay, teknolojiyi düne göre daha iyi kullandıklarını aktardı. Afetle ilgili bilişim alt yapısını AFAD olarak çok etkili kullandıklarını kaydeden Atalay, “Türkiye’nin neresinde olursa olsun denizleri de dahil bir şey varsa anında ondan haberdar oluyoruz ve ulaşıyoruz. Sadece deprem değil bütün afetlerde de bugün AFAD’ın eli her yere ulaşıyor. Afet yönetimini yeniden yapılandırdık ve daha etkili hale getirdi. Şuanda Afet yönetiminde çok iyi bir durumdayız” şeklinde konuştu.

“27 YERDE LOJİSTİK MERKEZ YAPIYORUZ”
Afetle mücadele ile ilgili yeni projelerini açıklayan Atalay, projelerin devam ettiğini söyledi. Atalay, “Van depremi de dahil bizim ilk anda en zorlandığımız konu çadır oldu. En basit konu, en ucuz malzeme ama ilk anda yetersizliğini çektiğimiz en önemli konu çadır oldu. Kamuoyuna da bu çadır konusu yansıdı. Şimdi bunun için AFAD olarak o lojistik merkezleri biz yapıyoruz. Bugüne kadar lojistik Kızılay’a aitti. Yine Kızılay devam edecek ama biz ülkemizi 15 bölgeye ayırdık ve 27 yerde lojistik merkez yapıyoruz. Bunların yeri belirlendi ve arsası temin edildi. Projeleri hazırlandı ve bundan lojistikte Türkiye afet olduğunda sıkıntı çekmeyecek. Oranın nüfus yapısına göre, oranın afet riski ve türüne göre bu lojistik merkezlerde çadır, battaniye, aydınlatıcı, ısıtıcı, arama kurtarmada lazım olacak ilk malzemelerin hepsi o sayıda hazır olacak. Bu modern lojistik merkezlerimizi çok titizlikle yürütüyoruz” dedi.

“VAN DEPREMİNDE DEPOLARDAKİ ŞU KADAR ÇADIR VE BATTANİYE VAR DENDİ, ÇIKMADI”
Van depreminde yaşadıkları sıkıntıları anlatan Atalay, “Van’da en yakın depolarda şu kadar battaniye var denildi ama onlar çıkmadı sonra. Şu kadar çadır var denildi çıkmadı. Bu defa kendi elimizde nerede ne kadar olduğunu bileceğiz ve her an onlar orada hazır olacak. Bunları hızlı şekilde yapıyoruz ve yatırım programına girdi. Parası ayrıldı. TOKİ kanalıyla bu lojistik merkezleri yapacağız” ifadelerini kullardı.

“TÜRKİYE’DE ŞUANDA 112 BİN ÇADIRIMIZ HAZIR DURUMDA BEKLETİLİYOR”
Çadır stokuyla ilgili Kızılay’ın kendilerine Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 50 bin rakamını verdiğini vurgulayan Atalay, dağılımla ilgili sorunların olduğunu gördüklerini ve kendilerinin yeri bir stok rakamını belirlediklerini ifade etti. Çadır stokunun 100 binin üzerinde olacağını sözlerine ekleyen Atalay, açıklamasında şunları kaydetti:
“Her an çadır stokumuz 100 binin üzerinde olacak ve şuanda ürettiğimiz 112 bindir. Türkiye’de şuanda hazır 112 bin çadırımız var. Değişik yerlerde ve depolarda bulunuyor. Bunların 85 bini belirlediğimiz yeni niteliktedir. Yeni nitelik dediğimde bölmeleri olan, aileyi gözeten,iklime göre değişen, sıcak yerlere ve soğuk yerlere göre, kışa ve yaza göre değişen büyüklüğü ona göre belirlenmiş nitelikli çadırlar diyoruz. Şuanda 85 bin üretildi. Diğer kalan 26 bini de barınma çadırlarıdır. Yine bunların bir kısmını Türk Kızılayı üretti bir kısmını da biz ürettik. AFAD’ın ürettiği70 bin, Kızılay’ın ürettiği 41 bindir. Kızılayla yine çok yakın bir işbirliği içerisinde çalışıyoruz.

“AKSARAY’A GEÇİCİ BARINMA MERKEZİ KURACAĞIZ”
Geçici barınma merkezleri olarak iki farklı çalışmayı yürüttüklerini kaydeden Atalay, deprem ve afetin olması durumunda ilk anda nerelerde barınma yerleri oluşturacak yerleri belediklerini ifade etti. Öncelikle bir kısım yapıların kullanılacağını dile getiren Atalay, bunların numara numara tespitinin yapıldığını aktardı. Şuanda Suriyeli barınmacıların da kaldığı iskan yerleri yaptıklarını belirten Atalay, “Bunun bir kısmı çadır kent ve büyük bir kısmı konteyner kent. Tam bir şehir gibi. Bunların kurulumunda çok tecrübe kazandık. Oraları yine biz öyle tutacağız. Tabi Suriye sorunu biter, o vatandaşları uğurlarız yerlerine. Ama bizim çok iyi alt yapısını kurduğumuz yerler duracaktır. Bunlar değişik şehirlerimizde ve yeni de kuracağımız yerler var. Mesela Aksaray’a bir hazırlığımız var. Buralarıda kendimiz için lazım olan zamanlara hazır şekilde tutacağız”

“TÜRKİYE’Yİ AFET ANINDA SIFIRINCI DAKİKAYA HAZIRLIYORUZ”
Atalay, “Ülkemizi afet anında sıfırıncı dakikaya hazırlıyoruz. Bu sıfırıncı dakika bizim için önemli bir kavram. Ne demek: sıfırıncı dakika bir afet meydana geldiğinde hareke geçme dakikası. Bunu ne kadar çabuklaştıracağız ve her kurum buna ne kadar hızlı katılacak. Bu afet strateji planımızda her kurumun görevi belli. Kurumlarla bunları çalıştık. Her bakanlıkla ve kurumlarıyla bunları çok çalıştık. Oturuldu deprem veya farklı afet türlerinde her kurum sıfır noktada ne yapacak düğmeye basıldığında ve biz onu ciddi şekilde hazırladık. Bu şunu getirecek hızlı hareket ve her kurumun o koordinasyona en hızlı şekilde katılması. O sıfır nokta alarmı verildiğinde hiçbir kurum ayrıca bir telefon beklemeyecek. Ayrıca görüşme beklemeyecek. Aman ha şu kadar uçak lazım, şu kadar ambulans lazım diye birileri ortada çırpınmayacak. Her kurum kendine düşen görevi en hızlı şekilde yerine getirecek. Bu sıfır noktaya hazırlığı çok önemli görüyoruz ve stratejimizi buna göre hazırladık. Bunun için en ayrıntısına kadar müdahale planları hazırlandı” diye konuştu.

“2 MİLYON 700 BİN SAYFAYI ELEKTRONİK ORTAMDA BULUŞTURARAK ARŞİVİ KURDUK”
Sıfırıncı dakika uygulamasının Bakanlar Kurulu’nda da onayının alındığını dile getiren Atalay, sıfırıncı dakika ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını ifade etti. Yönetmelik çalışmasına da son şeklin verildiğini belirten Atalay, yönetmeliğin Başbakanlıkta kısa bir zaman içerisinde yayımlanacağını söyledi. Ulusal Deprem Strateji Eylem Planı’nı hazırladıklarının altını çizen Atalay, Afet Arşivi’ni oluşturduklarını aktardı. 2 milyon 700 bin sayfayı elektronik ortamda buluşturduklarını kaydetti.

“AFAD’IN 600 ADET DEPREM GÖZLEM YERİ BULUNMAKTADIR”
Marmara Denizinin doğusunda Derin Kuşu Sismometre Ağı’ını Almanlarla birlikte ortak yürütülen çalışmayla faaliyete geçirilmeye çalışıldığını belirten Atalay, bu kuyuların sayısının 8 tane olacağını kaydetti. Her 75 metreye ölçüm cihazlarının kurulduğunu ifade eden Atalay, AFAD veri merkezinin kurulduğunu açıkladı. Şuanda AFAD’ın 600 adet deprem gözlem yeri bulunduğunun altını çizen Atalay, diğer kurumlarının merkezlerinin de bilgilerini AFAD’da toplanacağını kaydetti.

“YANMAZ ÇADIRLAR GELİYOR”
AFAD’ın TÜBİTAK ile önemli bir proje üzerinde çalıştığını açıklayan Atalay, “TÜBİTAK’la çalışmanın özü teknolojiyi afetle mücadelede daha fazla nasıl kullana biliriz. Çadırlarla ilgili daha hafif çadır, daha yağmura dayanıklı, yangına dayalı çadırlar oluşturulması için ortak çalışmalardan faydalanmadır. TÜBİTAK ile imzalar atıldı ve çalışmalar devam ediyor” dedi.

“TELEVİZYONDA YAPILAN YARDIMLAR SAĞLIKLI GELMEDİ”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Atalay, bir gazetecinin deprem ve afetlerin ardından televizyon programlarında vaat edilen yardımların gelmediği yönünde zaman zaman yapılan eleştirileri hatırlatması üzerine, “Deprem ve afetlerden sonra bu tür şeyler açılıyor. Bizim burada kendimizin açtığı yani Başbakanlık hesabından AFAD ve Kızılay sorumlu oluyor. Onların hesabı ve kitabı belli. Miktarı da belli ve nereye harcandığı da belli. Özel kurumların ve kuruluşların açtıklarından katılmayan ve gelmeyen çok oldu. Onlar söz verip gerçekleşti mi yani vatandaş gerçekleştirdi mi sözünü onu da çok bilemiyoruz ama Van depreminde benim en somut yaşadığım okul sözü verenler oldu. Bunlar büyük oranda yerine geldi ama bir iki televizyon programı oldu onlarla ilgili çok sağlıklı aldık diyemeyiz” diye konuştu.
(İHA)