BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,68
ALTIN 2.960,65
HABER /  GÜNCEL

Muallim: Suriye krizinin arkasında ABD var

Independent gazetesine konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Suriye'deki şiddet olaylarının arkasında ABD'nin olduğunu, diğer ülkelerin de ABD'ye alet olduğunu söyledi.

Abone ol

Suriye Devlet Başkanı Velid Muallim, Suriye’deki krizden Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) sorumlu tuttu.

Independent gazetesi muhabiri Robert Fisk’e konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, 'Suriye’deki şiddet olayların arkasındaki en büyük aktörün ABD olduğunu, diğerlerinin de ABD’ye alet olduğunu' söyledi.

Haberde, ilk defa Batılı bir gazeteciye konuşan Velid Muallim’in şu sözlerine yer veriliyor:

“Avrupalılar söylüyorum: Suriye halkına karşı alınan 17 karara destek verirken, Suriye halkının refahına yönelik attığınız sloganları anlamıyorum. Ve Amerikalılara sesleniyorum: Afganistan ve Somali’de yaptıklarınızı iyi okumalısınız. Suriye’deki bu terörizmi desteklerken uluslararası terörle mücadele konusunda attığınız sloganları anlamıyorum.”

Independent yazarı Fisk, Muallim’le Şam’da bir araya geldiği binadan etraftaki çatışma seslerini duyabildiğini aktarırken, sorulara İngilizce yanıt veren Muallim’in çok yavaş konuştuğunu belirtiyor.

‘Bakan olmanın ötesinde önce Suriye vatandaşı olduğunu’ dile getiren Muallim, Suriye’de yaşananlardan üzüntü duyduğunu, ‘kendisi gibi birçok Suriyelinin de güvenliklerinden gurur duydukları eski günlere dönmek istediğini’ söyledi.

'ABD'nin etkisi altındalar'

Muallim, ülkesindeki şiddet olaylarının yüzde 60’ının ABD’nin etkisi altında olduklarını ifade ettiği ‘Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’dan geldiğini’ iddia etti.

Suriye Dışişleri Bakanı, “Amerikalılar muhaliflere iletişim araçları temin ettiklerini söylediklerinde ve Körfez ülkeleri ile Suudi Arabistan’dan daha fazla bir miktar olan 25 milyon dolar verdiklerinde bu askeri bir çabanın parçası olmuyor mu?” diye konuştu.

Muallim, iki yıl öncesine kadar Katar Emiri ile Beşar Esad’ın çok yakın arkadaş olduğunu belirtirken Katar Emirin Esad’a, Arap Birliği gözlemcilerinin ülkeye girişine izin vermesi karşılığında El Cezire televizyon kanalının yayın politikasını değiştirip Suriye’yi ve taraflar arasında uzlaşıyı destekleyeceği sözünü verdiğini aktarıyor.

Suriyeli bakan ayrıca, Katar Emiri’nin bir toplantıda Tunus’taki Ennahda partisine seçimlerde yardımcı olmak için 150 milyon dolar ödenmesi talimatı verdiğini söyledi.

Katar Emiri’ne ‘neden Libya’ya savaş uçağı gönderip Nato’nun bir parçası olduğu’ sorusunu yönelttiğini belirten Muallim, “Çünkü Tunus ve Mısır’da momentumumuzu kaybetmek istemiyoruz. Kaddafi de Sudan’ın bölünmesinden sorumlu” cevabı aldığını ifade etti.

'Suriye'nin kimyasal silahı olsaydı halka karşı kullanmazdı'

Independent’a konuşan Muallim, Amerika’nın Körfez ülkelerini İran’ın nükleer kapasitesi konusunda korkutmayı başardığını belirtirken, ABD’nin Suriye’deki şiddet olaylarının arkasındaki en büyük güç olduğunu diğer ülkelerin de ona alet olduğunu söyledi.

Suriyeli bakan, Batılı temsilcilerin krizin başında kendilerine ‘İran, Hizbullah ve Hamas’la ilişkilerin krizin arkasındaki en önemli unsurlar olduğunu’ söylediğini aktarırken, “Fakat kimse bize, hepsi olmasa da çoğu Körfez ülkesinin İran’la çok önemli ilişkileri varken, Suriye’nin İran’la ilişki kurmasının neden yasak olduğunu söylemedi” dedi.

Muallim’e göre Suriye’deki kriz, halkın ‘yasama, reform ve yeni bir anayasa gibi meşru talepleriyle başladı ve ‘dış unsurlar’ bu talepleri kullanıp halkın barışçıl isteklerini gasp etti’.

Robert Fisk’in kimyasal silahlarla ilgili bir sorusuna Muallim, “Suriye kimyasal silahlara sahip olsaydı bunları asla kendi halkına karşı kullanmazdı” cevabını verdi.

Suriye Dışişleri Bakanı, ülkedeki şiddetin sorumlusu olarak gösterilen Şebbiha üyelerinin rejimin paralı militanları olduklarını iddialarını reddederken, grup için ‘silahlı gruplara karşı mallarını korumak isteyen silahsız kişiler olabilecekleri’ ifadesini kullanıp ekledi:

“Dünyada hiçbir hükümet, kimileri ülke dışından gelen silahlı terör örgütlerinin ‘cihad’ adına sokakları, köyleri kontrol etmesini kabullenemez.”