BIST 9.433
DOLAR 34,42
EURO 36,31
ALTIN 2.848,06
HABER /  DÜNYA

Motor çalışıyor ama mesafe alamıyoruz

Yeni anayasa çalışmalarına değinen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Motor çalışıyor tamam, bir hararet var ama yeteri kadar mesafe alamıyoruz. Bel...

Abone ol

Yeni anayasa çalışmalarına değinen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Motor çalışıyor tamam, bir hararet var ama yeteri kadar mesafe alamıyoruz. Belki üzerinde durulması gereken konu odur" dedi.
Meclis Başkanı Çiçek, Altındağ Belediyesi tarafından restore edilerek müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Meclis Başkanı Çiçek, 1 Ekim’de Anayasa gereği Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi’nin açılacağını ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 11’inci Cumhurbaşkanı sıfatıyla son defa meclise hitap edeceğini ifade etti.

"GELDİĞİMİZ NOKTA TATMİN EDİCİ DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Gül’ün 11’inci cumhurbaşkanı sıfatıyla son defa meclise hitap edeceği için 1 Ekim’de açılacak olan Meclis’in bundan dolayı böyle bir tarihi öneminin olduğunu belirten Çiçek, şunları söyledi:
“Normal çalışma programına göre meclis çalışmalarını sürdüreceğiz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları meclis takvimi ile bağlantılı değil. Çalışmalarına devam ediyor. Ancak geçmişte de söyledim kırmızı ışıkta biraz mazot yakıyoruz, benzin yakıyoruz. Motor çalışıyor tamam, bir hararet var ama yeteri kadar mesafe alamıyoruz. Belki üzerinde durulması gereken konu odur. Yoksa çalışıp çalışılmamasından ziyade, çalışılıyor ne netice elde ediliyor. Bu çalışma temposuyla, bu şekliyle iş nereye kadar gidecek bunu hep beraber siyasi partilerimizin değerlendirmesi gerekiyor. Geldiğimiz nokta bizim açımızdan tatmin edici değil. Komisyon olarak daha önce koyduğumuz hedefin çok gerisindeyiz. Onun için de zamanla güneş batmak üzere, güneşin önemli bir kısmı da battı gibi geliyor bana. Bu da komisyonun takdirlerine sunulur.”

"SANKİ BUNLAR KENDİLİĞİNDEN OLDU"
Ulucanlar Cezaevi’nin sıradan bir açılış olmadığını belirten Meclis Başkanı Çiçek, cezaevinin çok farlı bir anlamı olduğunu ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aslında burası sıradan bir yapı değil. Bu cezaevinin tarihi aslında Türkiye’nin yakın tarihidir. Türkiye bu yakın tarihi içerisinde hangi acıları yaşadıysa, hangi sıkıntıları çektiyse, nelere şahit olduysa bunların hepsini bu çatı altında görmek mümkün. Bu sadece fiziki mekân olarak değil. 1925 yılında inşa edildiğine göre aynı zaman da içinde yaşanan olaylarla Türkiye’nin tarihidir. Buranın içini ne kadar iyi okuyabilirsek, bugün sahip olduklarımızın kıymetini değerini o kadar iyi anlarız. Çoğumuz yaşadığı anın bize sağladığı fırsatları, imkânları, özgürlükleri yeterince anlamıyor ve idrak edemiyor. Sanki bunlar kendiliğinden oldu, kendiliğinden geldi. Sahip olduklarımızın gerisinde emek var, gayret var ama ondan çok daha ötesi acılar var sıkıntılar var. Burada belli bir süre kalmış çile çekmiş 2 tane Türk aydınının duvarda nüshaları var. Eğer bunu iyi anlayabilirsek iyi okuyabilir, iyi özümseyebilirsek bu açılışı, bu yapıyı daha iyi anlama imkânımız olacak.”
(İHA)