Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu 'yatırım yapılabilir' seviyeye yükseltti.
Abone olUluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunu bir basamak artırarak, "Ba1"den, "Baa3"e yükseltti, görünümünü "durağan" olarak teyit etti.
Moody's, Türkiye'nin notunu artırma gerekçesi olarak, "Yakın zamanda elde edilen ve gelecekte kaydedilmesi beklenen kilit ekonomik ve kamu finansmanı ölçütlerinde ilerlemeler" olduğunu gösterdi.
Moody's, açıklamasında not artırımı için bir diğer gerekçe olarak da, "Moody'in beklediği yapısal ve kurumsal reformlar alanında ilerlemeler, uluslararası sermaye akımlarından kaynaklanabilecek şoklara karşı var olan mevcut kırılganlığı azaltacaktır" ifadesine yer verdi.
Açıklamada, Türkiye'nin "durağan" not görünümünün, reyting kuruluşunun Türkiye'nin kamu finansmanında temkinli bir şekilde yönetilmeye devam edilmesine ve mevcut yapısal, kurumsal reformların sürdürülebilir şekilde uygulanmaya devam edeceğine dair beklentisini yansıttığı ifade edildi.
Moody's, Türkiye'nin not artışında temel itici gücün "mali ölçütler" olduğunu belirtirken, Türkiye'nin borcunun 2009 yılından bu yana 10 puan azalarak, GSYH'nın yüzde 36 seviyelerine gerilediğine dikkati çekti.
Açıklamada, ayrıca Moody's'in bu oranın önümüzdeki yıllarda daha da gerilemesini beklediğine vurgu yapıldı.
BABACAN: GEÇ KALMIŞ BİR KARAR
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu, "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltmesinin yerinde olduğu kadar gecikmiş bir karar olduğunu bildirdi.
Babacan, Moody's'in, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunu artırmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Moody's'in, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunu bir not artırarak Baa3'e yükselttiğini kaydeden Babacan, böylece Türkiye'nin ülke kredi notunun, Fitch'in ardından Moody's tarafından da "yatırım" seviyesine (investment grade) yükseltildiğini ifade etti.
Babacan, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren uygulamakta oldukları politikalar sonucunda cari işlemler açığının önemli ölçüde azalmış olmasının, iç ve dış talep arasındaki dengeleme sürecinde elde edilen başarının, kamu maliyesindeki güçlü konum ile özellikle yurt içi tasarrufları artırmaya, enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya ve rekabet gücünü yükseltmeye yönelik olarak son dönemde atılan yapısal adımların, birçok ülkenin kredi notlarının düşürüldüğü bir ortamda bu neticenin elde edilmesinde önemli rol oynadığına dikkati çekti.
IMF'Yİ HATIRLATTI
Babacan, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun son taksidini 14 Mayıs 2013 itibariyle ödediğini ve 19 yıl sonra ilk defa IMF ile borçsuz bir döneme adım atıldığını anımsattı. Babacan, şunları kaydetti:
"Benzer şekilde tam 19 yıl sonra, kredi notumuz iki kuruluş tarafından yatırım seviyesine yükseltilmiştir. Kuşkusuz bu gelişmeler bir tesadüf değil; son 10 yılda izlenen basiretli, gerçekçi ve tutarlı politikaların kararlılıkla uygulanmasının bir sonucudur.
Ülke kredi notumuzun iki kuruluş tarafından yatırım seviyesine yükseltilmiş olmasının anlamı büyüktür. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun ikisi tarafından yatırım seviyesinde değerlendirilmemizle artık ülkemiz tam anlamıyla yatırım seviyesine sahip (full investment grade) bir ülke olarak görülecektir. Böylece daha önce kredi notu nedeniyle ülkemiz varlıklarına yatırım yapamayan bazı uluslararası kurumsal yatırımcıların, yatırımlarını ülkemize yönlendirmelerinin önünde teknik bir engel kalmamış olacaktır.
Diğer taraftan, alınan bu karar yerinde olduğu kadar gecikmiş bir karardır. Ekonomide attığımız doğru adımlar sayesinde ülkemizin uluslararası piyasa göstergeleri uzun süredir yatırım seviyesinde kredi notuna sahip ülkelere benzer düzeylerde bulunmaktaydı. Karar, piyasa göstergeleri ile kredi notumuzu biraz daha yaklaştırmıştır. Türkiye'nin kredi notunun bu seviyeye ulaşmasının sadece kamunun değil, özel sektör kuruluşlarımızın da finansmana erişimini olumlu etkilemesini bekliyoruz."