BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,97
ALTIN 3.003,70
HABER /  GÜNCEL

Monşerlikten değil, halkın içinden geldik

Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine ilişkin, "Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine yönelik çok...

Abone ol

Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine ilişkin, "Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine yönelik çok ciddi bir tepki var. CHP gitti kendi siyasetiyle, dünya görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ve ithal bir adayı, halkla hiçbir irtibatı olmayan bir zatı CHP seçmenine adeta dayattılar" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçimleri için mitinglerin yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü belirterek, 5 Temmuz’da Samsun’dan ilk adımın atıldığını ve geniş katılımlı iftarlarla vatandaşlarla buluştuklarını ifade etti. Erdoğan, "Diğer adaylardan bir ifadesi bizi ayrıca üzmüştür, ’Bizim iftarlarımız çok lüks yerlerde yapılıyor’ gibi bir iftira çünkü kılavuzu karga olanın malum. Bunlar da böyle. ’Bursa’da çok lüks iftar yapılmış’ falan. Bizim iftarlarımızı görmek istiyorsan Yozgat’ta, Erbaa’da nasıl iftar yaptık araştırırsın, sorarsın. Bu işleri de artık öğren. Siyaset öyle duyma haberlerle olmuyor. Biz bu işlere çok alışmışız, biz monşerlikten gelmiyoruz, bu halkın içinden geldik. Bizim öyle bir farkımız var, bunu bileceksin. Biz hayatı böyle yaşadık, yaşıyoruz. Böyle yaşanmaktan da hiçbir zaman kaçınmadık. Onun için böyle doğru olmayan ifadeleri kullanmak şu anda teşebbüs ettiğin o yolculuğa yakışmaz. Onun bu noktada dürüst olmak her zaman idealdir" diye konuştu.
Erdoğan, "Denildiği gibi bir anlayışla değil. Halkın içinde halkla beraber iftarını yaptığı bir akşamdı. İftarları bu şekilde. Bunları tabii takip etmek gerekiyor, takip etmeden bu olmaz. Bugün akşam AK Parti Genel Merkezi’nde geleneksel hale büyükelçilerle iftar buluşmamızı yapacağız. Yarın Sakarya, sonraki gün Tekirdağ, daha sonraki gün Bursa mitinglerimizi yapacak bayrama kadar her gün bir miting bayramın ardından her gün iki mitingle bu süreci sürdürerek tamamlamış olacağız. Yaz sıcağına, ramazan olmasına rağmen halkımızın mitinglere çok büyük katılım sağladığını görüyoruz. Bugün de hiçbir siyasi partinin başaramadığını başarıyor havalimanlarından miting meydanlarına kadar sevgi gösterilerine mazhar oluyoruz. Biz şu ana kadar 7 ilimizde miting yaptık, onbinlerce kişinin katıldığı iftarlara iştirak ettik" şeklinde konuştu.

“BÜTÜN MUHALEFET AK PARTİ KARŞITLIĞINDA BİR ARAYA GELDİ”
"Muhalefet partileri ve adaylar cumhurbaşkanlığı seçiminde şartların eşit olmadığını çok ifade ediyorlar" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Doğrudur, gerçekten de diğer adaylarla eşit şartlarda bir yarışın içinde değiliz. Bakın şu anda bütün muhalefet AK Parti karşıtlığında biraraya geldiler. Bize karşı saf tutmuş durumdalar. CHP, MHP, diğer irili ufaklı partiler, marjinal sol örgütler, malum medya kuruluşları, onların yazarları, yorumcuları bütün imkanlarıyla karşımızdaki adaylara tam destek veriyorlar. Pensilvanya şebekesi aynı şekilde bu adayların arkasında duruyor. Türkiye’nin dış politikasından rahatsız bazı uluslararası çevreler de elbette bu adayları destekliyorlar. Yani iki adayla değil, aslında çok geniş bir güruha karşı bu yarışı sürdürüyoruz. Yani, gerçekten de eşit bir yarışın içinde değiliz. 2010 yılında halk oylamasında aynen bu blok karşımızdaydı ama hamdolsun yüzde 58 oy oranıyla bu kirli ittifakı boşa çıkardık. 30 Mart seçimlerinde yine bu blok karşımızdaydı, orada da yüzde 45,5 oy oranıyla bu kirli bloğun Türkiye için hiçbir şey ifade etmediğini ortaya koyduk. Onlar kirli hesaplar üzerinde ittifak yapıyorlar biz ise milletimizle ittifak yapıyoruz. 2007 yılında Anayasa değişikliği halk oylamasına sunuldu ve yüzde 69 oranında ’Evet’ oyu çıktı. 2010 yılında yine anayasa değişikliği halk oyuna sunuldu ve yüzde 58 ’Evet’ oyu çıktı. Bu şunu gösteriyor, CHP’ye gönül veren kardeşlerim doğruyu görüyor ve oyunu bizden yana kullanıyor. MHP’ye gönül veren kardeşlerim de partisinin nasıl bir kirli ittifak içine girdiğini görüyor ve oyunu onlar da bizden yana kullanıyor. HDP seçmeni aynı şekilde onlar da böyle davranıyor. Saadet Partisine, Büyük Birlik Partisi’ne gönül veren kardeşlerim de böyle zamanlarda desteğini bizden yana kullanıyor. Hiç endişeniz olmasın 10 Ağustos’ta bütün AK Partililerin oyunu alacak ama bunun üzerine hatırı sayılır miktarda diğer partilerden kardeşlerimizin de oylarını alacağımıza inanıyorum."

"CİDDİ TEPKİ VAR"
"Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine yönelik çok ciddi bir tepki var" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP gitti kendi siyasetiyle, dünya görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ithal bir adayı, halkla hiçbir irtibatı olmayan bir zatı CHP seçmenine adete dayattılar. Şimdi CHP Genel Müdürü ne diyor, ’Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz.’ Kendi seçmenine ithal, sanal bir aday dayatmakla kalmıyor bir de seçmene kaba bir dile emir ve talimat veriyor. Kendi seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz kişi bir de utanmadan sıkılmadan bize ’diktatör’ yakıştırması yapıyor. Eğer diktatör aranıyorsa senden daha güzel diktatör olmaz. Kendi mesai arkadaşlarıyla adayın istişaresini yapmayan sonra da seçmenine ’tıpış tıpış sandığa gideceksiniz’ diye kükreyenden daha başka diktatör olamaz. Biz meydanlarda milletimize ricada bulunuyoruz, ’Aman ha sandığa mutlaka gidin, bu tarihi anı kaçırmayın ’diyoruz. Çocuklarınıza anlatacak bir hatıranız olsun diyoruz. Yeni Türkiye’nin harcında sizin de katkınız olsun diyoruz. Ama CHP Genel Müdürü masaya yumruğunu vurarak son derece kaba bir eda ile seçmenine talimat veriyor. İnanıyorum ki CHP seçmeni de hem bu dayatmaya hem de bu kaba üsluba gereken cevabı verecektir" ifadelerine yer verdi.

"MHP GENEL BAŞKANI O KADAR ACİZ DURUMDA Kİ..."
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tabii MHP’nin durumu daha da içler acısı. İçinde yer aldığı kirli ittifakları, pasif ve edilgen tavrı artık seçmenine izah edemez noktaya geldi. 1999 yılında MHP kendisine yapılan onca hakarete rağmen gitti ANAP’la hükümet kurdu. 3,5 yıl boyunca MHP’nin bu genel başkanı en küçük bir itiraz sergilemedi. En küçük bir dik duruş emaresi göstermedi. Meclis’te 10. Cumhurbaşkanı seçileceği zaman DSP ve ANAP bir aday buldu, getirdi MHP’ye buna oy vereceksin dediler, MHP’de oyunu verdi. Kendi içlerinden çıkan Cumhurbaşkanı adayını Meclis’te tartakladılar. Bahçeli çıtını dahi çıkarmadı. 3 Kasım 2002’de MHP seçmeni bu edilgen tavra karşı tepkini ortaya koydu ve MHP’yi Meclis’in dışında tuttu. 2007 yılında MHP yine Meclise girdi ama bakıyorsunuz aynı edilgen aynı pasif durum devam ediyor. MHP, CHP’nin kuyruğuna takılıyor. CHP’nin gölgesinde durumunu idare ediyor. Tekrar soruyorum, MHP milletvekilleri arasından aday olabilecek bir tek kişi yok muydu? MHP Genel Başkanı o kadar aciz bir durumdaki mevcut adayın kendilerine dayatıldığını, her cümlesiyle, kırdığı bir potla yaptığı her gafla ortaya koyuyor. 30 Mart seçimleri öncesinde MHP gitti Pensilvanya ile ittifak yaptı. Pensilvanya’nın dizinin dibine oturdu. Pensilvanya’nın MHP’nin geçmişinde çok manidar bir yeri var. 12 Haziran seçimleri öncesinde adayların çirkin görüntülerini kaydeden ve servis eden işte bu Pensilvanya’dır. MHP il başkanlıklarını dinleyen, MHP vekillerini takip eden işte bu Pensilvanya’dır. Türkiye’nin milli kurumlarına, milli değerlerine savaş açan bu Pensilvanya’dır."
(İHA)