BIST 9.949
DOLAR 35,15
EURO 36,70
ALTIN 2.975,47
HABER /  GÜNCEL

MİT'in takip ettiği ünlüler

Necip Fazıl'ın Fotoğrafları sergisinde MİT arşivinden alınan fotoğrafların doğurduğu tartışmalar MİT'in sırlarını bir bir deşifre ediyor. Peki MİT kimleri takip etti?...

Abone ol

Eski istihbaratçı Yılmaz Çetin, Milli İstihbarat Teşkilâtı’nın (MİT) tarihçi Cemal Kutay’a yazması için belgeler verdiğini söyledi. Eski MİT görevlisi Yılmaz Çetin, ‘Necip Fazıl Kısakürek Fotoğrafları’ sergisinde, Kültür Bakanı Erkan Mumcu’nun, şairin bazı fotoğraflarının MİT’in arşivinden alındığını açıkladığını hatırlatarak takip edilen bazı ünlülerin isimlerini verdi. Yeni Aktüel Dergisi’nin son sayısında Murat Yalnız’a konuşan Yılmaz Çetin, MİT’in Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren fikir ve düşünce adamlarını yakın takibe aldığını belirterek, MİT’in en çok ilgi gösterdiği yakın takibe aldığı isimleri ise şöyle sıraladı: “Said Nursî, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, İlhan Selçuk, Sabahattin Ali, Yağmur Atsız, Aziz Nesin...” KUŞLAR BİLE FİŞLENDİ Psikolojik karşı savunma hareketi yürüten MİT’in topluma ulaştırmak istediği bazı fikir ve düşünceleri bazı tanıdık yazarlara, aydınlara, gazetecilere vererek onlara mal ettiğinin altını çizen Çetin, bu ve benzeri teknikleri günümüzde de kullanıldığını kaydetti. MİT’in bir dönem “haberleşmede kullanılıyor” diye ayağında halka olan kuşları bile fişlediğini söyleyen Çetin, meteorolojik balonların bile “belki haberleşmede kullanılıyor” diye dosya açılıp fişlediğini söyledi. MİT, KUTAY’A BELGE VERİYORDU Yılmaz Çetin, MİT tarafından bütün faaliyetleri adım adım takip edilen isimlerin kendilerinin de izlendiğinden haberdar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Zaten kendileri de çoğunlukla bilirlerdi takip edildiklerini. Ama teleffuz edilenlerden, bir tek Cemal Kutay ismine takıldım. Bildiğim kadarıyla Cemal Kutay MİT’in izlediği bir kişi değildi. Bugün 93 yaşında ve 170 kitabı var. Yazdıklarının çoğu zaten ortalıkta olan, bilinen şeylerdi. Sakıncalı hiçbir şeyi yoktu. Ne sağdaydı, ne solda... Ayrıca kitaplarındaki bütün o bilgilere nasıl ulaşmıştı kendisi. ‘Pusudaki İhanet’ adlı kitabında kendisi anlatıyor. Vaktiyle o zamanki Milli Emniyet Hizmetleri Başkanı Ali Şükrü Öğer çağırmış kendisini, ‘Ben Stalin’in Ajanıyım’ adlı kitabı vermiş, ‘Al bunları yaz memlekete hayırlı olur’ demiş. Takip edilen birisi kendisi emniyete çağrılıp da kendisine bilgi belge verilir mi? Kutay takip edilmiş olsa bile hedef değildi. Belki onun bulunduğu ortama girebilmek için bir gözlem yapılmıştır.... Bildiğim kadarıyla belge ve doküman açısından MİT tarafından desteklenen birisiydi. Zaten böyle bir işlem de var MİT’in içinde.” ÖLÜMDEN SONRA DA TAKİP SÜRÜYOR MİT’in yakın takibe aldığı kişilerin ölene kadar izlendiğini açıklayan Yılmaz Çetin, takip edilen kişinin ölmesinden sonra da izlemenin yeni dosyalar açılarak sürdürüldüğünü belirterek, “Takip kalkmaz çünkü bu kişiler belli düşüncelerin temsilcileri. Bayrağı devralanlara ya da o dosya içinden öne çıkanlara ek dosyalar açılır ve takip devam eder” dedi. Bugün MİT’in takibine itiraz edenlerin çoğunun o zamanlar takip edilenlerin oğlu ya da akrabası olduğunu hatırlatan Çetin, “Günümüz edebiyatçılarından birisi de çıkıp ‘ben de takip ediliyorum’ demiyor. Ya takip edildiğini bilmiyor, ya da takip edilmiyor” diye konuştu. Çetin, MİT’in belirli şahısları takip etme meselesinin Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte başladığına işaret ederek, insanların izlenip fişlenmesinin Demokrat Parti iktidarıyla başladığı düşüncesinin yanlış olduğunu vurguladı. Çetin, Cumhuriyet idaresinin, komünizme, emperyalizme ve Turancılığa karşı tamamen yönü Batı’ya dönük yepyeni hedefler peşinde olması nedeniyle bu ilkelerin savunulup, korunması için fikir ve düşünce adamlarını takibe aldığını söyledi. Öne çıkmış, sivrilmiş, fikirlerini topluma yaymaya çalışan kişilerin mutlak surette bir noktada takip altına alınıp fişlendiğini belirten Çetin,”İlle de fiziki bir takip olması gerekmiyor. Hiç olmazsa, adlarına bir dosya açılırdı. Nereye gitseler, ne yapsalar, kimlerle ilişki kursalar, işlenirdi o dosyaya” dedi. MİT FOTOĞRAF ÇEKİP MAHKEMEYE VERİYORDU MİT tarafından takip edilmiş, mahkemeye verilmiş ve ceza yemiş 200’ün üzerinde ismin bulunduğunu belirten eski MİT’çi Çetin, “MİT bilgi topluyor, mahkemeye sunuyordu. Bazı şeylerin ispatı için, o zaman fotoğraflar yetiyordu, şimdi yetmiyor” ifadesini kullandı Yılmaz Çetin, Necip Fazıl Kısakürek fotoğraflarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “O fotoğraflar MİT arşivinden. Dikkat edilirse, fotoğraflar 1950’li yıllarda çekilmiş. Bazılarında Necip Fazıl makineye poz vermiş. O yıllarda emniyet kurumu, ‘Cibali Karakolu’nda anlatıldığı gibiydi. Adi suçlarla ilgili karakol polisliğinden öte bir şey yapamıyordu. Polisten aksini beklemek de yanlış olurdu, çünkü bu işi yapabilecek personele ve teknik imkâna sahip değildi. Politik isimlerin takibiyle MİT ilgileniyordu. Bir de, bildiğim kadarıyla 1950 yılından sonra MİT’e yıkılan zararlı akımları takip konusu, 1970’lerin sonuna kadar MİT’i çok fazla meşgul etti. MİT ağırlıklı olarak asli kuruluş faaliyetine dönmek isteyince, emniyet bünyesinde bir istihbarat grubu kurulması, bir takım arşivler oluşturulması çabası başladı.”