BIST 9.291
DOLAR 34,48
EURO 36,43
ALTIN 2.954,03
HABER /  POLİTİKA  /  HDP

Mithat Sancar'dan Gara açıklaması! PKK diyemeden 'kınadı' iktidarı suçladı

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında Gara operasyonuna ilişkin konuştu ve "Ölümler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun bu durumu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir, biz bunu açıkça kınıyoruz." dedi. "PKK" diyemeyen Sancar, Gara'da yaşananlar nedeniyle HDP'nin günah keçisi yapılmak istendiğini belirtip, iktidarı suçladı.

Abone ol

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Gara operasyonunu 'katliam' olarak niteledi, geçmiş ve yakın geçmişten örnekler verdi.

"13 insanın aileleri aylar ve yıllardır sevdiklerini kavuşmak için her yolu denediler. Bu insanları sağ kurtarmak için basit yollar vardı. Amaç insan hayatını kurtarmak ise daha önce denenmiş yollar başarılı olmuş yöntemlerdi bunlara başvurulabilirdi." diyen Sancar, "Gara'da açık sorumluluğu olan iktidar partimizi günah keçisi seçiyor. muhalefeti de sorumluluğuna ortak etmek istiyor. Yeni ve ağır ve operasyondur. Herkes farkına varmalı. Yeni kırılmalar peşinde koşuyor iktidar. HDP'nin tutumu bellidir." diye konuştu. Sancar şunları söyledi:

Gara operasyonundan söz ediyorum. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu bir katliamdır, uluslararası insancıl hukukun ağır ve vahim ihlalidir. İhtiyacımız olan şey hakikattir. Ölümlerin nasıl meydana geldiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarmaktır.  Şunu peşinen söyleyeyim, ölümler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun bu durumu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir, biz bunu açıkça kınıyoruz. Kınamak yetmez, hakikati ortaya çıkarmalıyız. Ortaya çıkaramazsak ne adaleti ne barışı sağlayabiliriz. Hakikatin ve sorumluların tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya konması lazım.  Bugün Meclis'te sunum yapacak bakanlar verileri bakalım paylaşabilecek mi? Öte yandan hayatını kaybedenlerin ölüm sebeplerini ve şekillerini ortaya çıkarmanın en etkili yolu otopsi raporlarının paylaşılması. Uluslararası kurallar mevcuttur. Türkiye'deki adli makamların soruşturma yapma hükmü vardır. 

Güvenilir, bağımsız, tarafsız mekanizmaların işletilmesi gerekiyor. Uluslararası hukukta kurallar konmuştur. İktidarın sorumluluğu bitmez. Sorumluluk en az iki alanda söz konusu. Birincisi operasyonun yapım aşaması, ikincisi operasyon dışındaki seçeneklerin değerlendirilmemiş olunması...

"Bu ortamda bu insanların kurtarılması mümkün değil"

Operasyonun amacı neydi, kamuoyuna bilgi verilmedi. Cumhurbaşkanı'nın dünkü konuşmalarından anladık ki amaç ve hedef alıkonmuş görevlilerin kurtarılması. Dünden beri vicdanlı yazarların, uzmanların, siyasetçilerin sorduğu sorular var. Savaş uçakları bomba yağdırıyor. Bu ortamda bu insanların kurtarılması mümkün değil.

"Sağ kurtarmak için basit yollar vardı"

Nitekim operasyonun başarısız olduğu kendi hedefi doğrultusunda Cumhurbaşkanı açıkça söylüyor. 13 insanın aileleri aylar ve yıllardır sevdiklerini kavuşmak için her yolu denediler. Bu insanları sağ kurtarmak için basit yollar vardı. Amaç insan hayatını kurtarmak ise daha önce denenmiş yollar başarılı olmuş yöntemlerdi bunlara başvurulabilirdi. Operasyona karar veren bunun icrasında görevli olan yetkililer siyaseten açık şekilde sorumludur. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundalar. Halka hesap vermek zorundalar.  Hiçbir merci bu sorumluluktan kaçmayı haklı gösterecek yollara başvuru hakkına sahip olamaz. Ne ailelerin acını bunu kaldırır, ne toplumun vicdanı kaldırır ne de Allah katında bunun yeri vardır.

"Her seferinde arkadaşlarımız üzerine düşeni yapmaya hazır olduklarını dile getirdi"

Bunundan önce bu tür durumlarda neler yapıldı. Çocuklarının serbest bırakılması için çabalayan aileler geçmişte partimizi de ziyaret etti. O zaman arkadaşlarımızla yaptıkları görüşmelerde çocuklarının serbest kalması için destek istedi. Her seferinde arkadaşlarımız üzerine düşeni yapmaya hazır olduklarını dile getirdi. Fakat her seferinde sona kadar gelinip son düğüm çözülemedi. Son düğüm iktidarın adım atması idi...

Bugün hayatta olmayan 13 insanın mektuplarına baksınlar. İktidar adım atacaktı ve insanlar serbest kalacaktı ailelerine kavuşacaktı. Adım atılmadı. Bunun dışında bizler Genel Kurul'da konuşmalar yaptık. Bu insanları serbest kalması için arkadaşlarımız seslendi. Bireysel olarak sürekli çabalayan arkadaşlarımız da var. Vekil olmadan önce de insan hakları mücadelesi için de yer alan Ömer Faruk Gergerlioğlu hedef gösteriliyor. Aynı şekilde Hüda Kaya...

"Düğümü atan iktidar"

Düğümü atan bu insanların sağ salim eve dönmelerini engelleyen, en azından eve dönecek adımı atmayan iktidarın kendisidir. 2013'te çözüm sürecinde Kenan Erenoğlu vardı. Partimizin girişimleri sonucu serbest bırakılmıştı. Bu insanları teslim almak için oluşturulan heyette vekillerimiz vardı. Maalesef 2015'ten sonra girişimlerden sonuç alamaz olduk. İktidar savaş politikasına sonunda kadar sarıldığı için bu yönde adım atılmadı.

"Fethullah Erbaş aylarca uğraştı"

Aslında geriye dönüp bakarsak adının anılmasının hak eden şahsiyetler görüyoruz. Fethullah Erbaş, aylarca uğraştı. Riskler aldı. Linçlere maruz kaldı. Gitti alıkonmuş kişileri teslim alıp geldi. Elimizden geleni yaptık diyor iktidarın yetkilileri ne yaptınız? Bunu açıklayın. Girişimleri yapmamış olmak en büyük siyasal sorumluluk. İktidar sorumludur. Bugün Meclis'te yapılacak oturumda bu konuda neler söyleyecekler göreceğiz.

"Doğru yapmışlardır"

Korsanlar tarafından Türkiye vatandaşları alıkondu. Ayrıntıları açıklamadılar ama tahmin etmek zor değil. O insanlar için fidye de ödemişlerse doğru yapmışlar. Hatırlayalım Musul Başkonsolosluğunun rehin alındığı olayı... Nasıl kurtarıldı insanlar görüşmeler yapıldı. Son seçenek bu tür durumlarda tek bir insanın bile zarar görmesi şeklinde olamaz. Devletler yurttaşlarının yaşamlarından sorumludur. Bugüne kadar iktidar 2015'ten bu yana bu yöntemi sade yöntemi kullanmadı.

Polemik yapma niyetinde değilim. İktidarın temsilcilerinin sözlerini tekrar etmek isteğinde değilim ama şunun altını çizmem lazım.

"HDP'yi günah keçisi seçtiler"

Gara'da açık sorumluluğu olan iktidar partimizi günah keçisi seçiyor. muhalefeti de sorumluluğuna ortak etmek istiyor. Yeni ve ağır ve operasyondur. Herkes farkına varmalı. Yeni kırılmalar peşinde koşuyor iktidar. HDP'nin tutumu bellidir. Biz demokratik çözüm istiyoruz.  Biz bu ülkede barışın teminatıyız. İstedikleri operasyonu yapsınlar bize karşı hedefimizden zerre şaşmayacağız. 

Ölümlerden avantaj devşirmenin çalışmanın hangi kitapta yeri vardır? Ne yaparsanız yapın bizi yolumuzdan alıkoyamazsınız. Bu yürüyüş büyük bedellerde geldi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecek. Demirtaş'a da selam göndereyim. Bu gemi o limana varacak.

"Acı büyüdükçe toplum tahribat alır"

Kürt sorunu bu politikalarla çözülmez. Acı büyüdükçe toplum tahribat alır. Toplum haline gelebilmemiz için tercihimizi hayattan yana koymalıyız. Sorunları siyasetle, diyalogla, müzakere ile seçmeliyiz. Diğer yol nefret dilidir, ölüm patikasıdır, yoksulluktur ve daha fazla kırılmadır. Atılan her bomba canlarımızla soframızdan ekmeğimizi de alıyor. 

Ölümleri yarıştırmak, yası boğmak, insanları birbirine düşmanlartırmak kabul edeceğimiz durum değildir. Acıları kalbimizdedir. Toplum olarak yaşayabilirsek ancak onurlu hayat kurabiliriz.