Aralarında gazetecilerin de olduğu 9 kişiyi usülsüz dinlediği iddia edilen MİT görevlileri için soruşturma izni istendi.
Abone olİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 9 kişi için mahkemeyi yanıltıp, farklı kimlik bilgileriyle dinleme kararı aldıkları iddia edilen MİT görevlileri hakkında soruşturma başlatılması amacıyla Başbakanlık'tan izin istedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Başbakanlığa gönderilen yazıda, söz konusu iddiaya ilişkin suç tarihinde görevli İstanbul MİT Bölge Başkanı ve yazıyı imzaya hazırlayan diğer görevliler hakkında soruşturma açılması talep edildi.
Başbakanlığa gönderilen yazıda, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı'nın Müsteşar adına düzenlemiş olduğu yazıda, casusluk suçuna karıştıkları iddiasıyla aralarında gazeteciler Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Altan, Mehmet Baransu, Markar Eseyan ve Amberin Zaman'ın da bulunduğu 9 kişinin gerçek telefon numaraları verilip, farklı kimlikler altında dinleme talep edildiği belirtildi.
'MİT'İN İMAJI ZEDELENDİ'
Yazıda, 30 Aralık 2008, 9 Şubat 2009, 8 Mayıs 2009 ve 4 Kasım 2009 tarihlerinde alınan mahkeme kararlarıyla 9 kişinin dinlendiği öne sürüldü. Savcılığın yazısında, yapılan usulsüz işlemlerle dinleme kararını veren mahkemelerin de zan altında kaldığı, MİT'in saygın imajının da zedelendiği ifade edildi.
Teşkilat görevlilerinin, müşteki ve mağdurların işledikleri herhangi bir suç olmadığını bildikleri halde dinleme kararı alabilmek için sahte kod adı üreterek, sanki casusluk suçunu takip ediyormuş gibi mahkemeleri yanıltıp karar aldıkları iddia edilen yazıda, ''Yapılan eylem, Türk milleti adına yargılama yapmakta olan ve kararı veren mahkemeleri de zan altında bırakmıştır. Zira iş yoğunluğundan bildirilen numaraları inceleyememiş ve kuruma olan güvenlerinden dolayı ayrıca işin acil olması sebebiyle ibraz edilen sahte delillere itibar ederek karar vermek zorunda kalmışlardır'' denildi.
Yazıda, şu ifadeler yer aldı:
''Milli İstihbarat Teşkilatı, Türkiye'nin güzide ve saygın bir kuruluşu olmakla, yapılan sahtecilik toplumsal imajında olumsuz etkiler meydana getirmiştir. Çünkü halkın çok önemli işler yaptığına inandığı bir kurumun, haklı bir sebep var ise yeterli delillerle birlikte ilgili mahkemelerden talep edip, karar almasında ve ilgili kişileri dinlemesinde bir mahsur yoktur. Fakat bunun sahte talep yazılarıyla birlikte sahte isimler altında istenilmesi, kurumlar arasında olan güveni zedelediği gibi, dürüst insanların da 'Acaba ben de dinleniyor muyum ' şeklinde düşünceler oluşturmasına ve devlete olan güveninin zedelenmesine sebep olmuştur. Söz konusu belgeyi düzenleyen kişilerin, görevlilerin resmi belgede sahtecilik, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma suçlarını her bir kişi ve evrak yönünden ayrı ayrı işledikleri anlaşılmıştır. Bu sebeple ilgili kişiler hakkında soruşturma izni verilmesi görüşü ile yüksek makamınız tarafından şüpheliler hakkında soruşturma izni hususunda karar verilmesi arz olunur.''
60 GÜN İÇERİSİNDE YANIT VERİLECEK
Başbakan Erdoğan talebe olumlu yanıt verirse, bu isimlerin Kck soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınacak. Yasaya göre Başbakanlık'ın 60 gün içerisinde bu talebe cevap vermesi gerekiyor