BIST 9.605
DOLAR 34,63
EURO 36,57
ALTIN 2.931,61
HABER /  GÜNCEL

MİTçi Metenin tanımıyorum yalanı

MİT Görevlisi, Susurluk Komisyonu'na yalan söylemiş. Peki hangi konuda?

Abone ol

"" diyor Şamil Tayyar ve olayı şöyle anlatıyor:

10 yıl önce Meclis "Susurluk Komisyonu" ifadesine başvurmak için MİT görevlisi Mete Günyol'u davet ediyor. Çünkü Günyol 1965-1986 arasında MİT’in İstanbul Bölge ve Dış İstihbarat Başkanlığı’nda aktif olarak çalışmış devlet bir devlet görevlisidir.

Abdullah Çatlı’yı ASALA eylemlerinde kullanmak üzere yurtdışına gönderen ‘Mete Bey’ kod adlı MİT görevlisinin o olduğu iddia ediliyor o zamanlarda.  

Tayyar "Çatlı’nın eşi Meral Hanım’ın 22 Ocak 1997 günü Susurluk Komisyonu’na verdiği ifade, bu şahıs üzerindeki şüpheleri arttırmıştı" diyor. Ancak Günyol bu iddiaları kabul etmiyor.

Günyol'un Meclis Komisyonu'nda verdiği ifadeyi şöyle yazmış Tayyar:

"Ve Günyol, 2 Mart 1997 günü Meclise geldi ve şöyle dedi: ‘Ben devletin bazı kişileri ASALA veya PKK’ya karşı kullandığını bilmiyorum. MİT, Abdullah Çatlı gibi insanları operasyonlarda kullanmaz. Abdullah Çatlı, Oral Çelik gibi kişileri tanımam.’

Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış ve üye Fikri Sağlar ısrar ediyor: ‘Mete Bey’ kod adı ile Çatlı’yı yurt dışına çıkaran, pasaport temin eden siz misiniz?’ Mete Günyol’un cevabı: ‘Mete Bey’i tanımam.’

Yani o zaman, ‘O Mete Bey, ben değilim’ diyor. Ya şimdi?

METE BEY OLDUĞUNU KABUL ETTİ

Ercan Çitlioğlu’nun ‘Ölümcül Tahteravalli’ kitabı için konuşan Mete Günyol, 10 yıl sonra bakın ne diyor: ‘Viyana’da bir kahvehanede buluşarak konuştuk. Bize çevreyi bilen, devletle ilişkili olmayan, rahat hareket edebilecek, ülkesine bağlı, çıkarlarını düşünmeyen, ketum insanlar gerekiyordu. Çatlı’nın geçmişini ve dosyasını biliyorduk. Daha ziyade istihbari ve lojistik anlamda görev teklif ettim. Kabul etti.’

Daha sonra? Mete Bey devam ediyor: ‘Fransa’ya yerleşmesini sağladık. Kontrolümüzde iken hiçbir yanlışını görmedim. Görevi bittikten sonra da bir kez görüştüm. Benim gerçek kimliğimi hiçbir zaman bilmedi. Bana ‘Albayım’ derdi, çünkü beni askerlikten ayrılmış sanıyordu.’

Cevabını aradığım soru şu: Görevdeyken her türlü yalan mubah ise yapılan resmi açıklamalara nasıl inanacağız?