MİT, gazeteci ve yazarları sahte isimlerle dinleme faaliyetinin, yargıyı aldatarak değil, Başbakan'ın onayı ve 'hâkimleri koordine edilmesiyle' yapmış.
Abone olMilli İstihbarat Teşkilatı; Taraf gazetesi yöneticileri ve yazarları Yasemin Çongar, Mehmet Baransu, Markar Esayan, Amberin Zaman ve Mehmet Altan’ın telefonlarının “Pastör, Elizabeth ve Arashi Quarzad, Çaşıt, Hossain Seyfullah ve Quaramaddin Fatimi” gibi sahte isim ve kod adlarla dinlemişti.
MİT, mahkeme izni sağlamasına ilişkin olarak "hukuk devleti" adına tartışma yaratacak bir savunma yaptı.
T24 sitesinde dün yayınlanan özel habere göre, MİT Müsteşarı Hakan Fidan imzasıyla, savcılığın soruşturma izni talebinin reddedilmesi için hazırlanan yazıda, "MİT'in, sahte isimlerle mahkemeleri kandırarak değil, hâkimleri koordine ederek dinleme kararları aldırdığı" belirtildi.
BAŞBAKAN ONAYLAMIŞ, MİT HAKİMLERİ KOORDİNE ETMİŞ
Yazıda, "Kod isim uygulamasının (...) mahkemeleri aldatma kastı olmadığı gibi aksine, gizli servis faaliyetlerinin – doğası gereği- gizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hâkimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiğinin anlaşıldığı, bunların kod isim olduğunun zaten talep yazılarında ve mahkeme kararlarında açıkça belirtildiği, dolayısıyla resmi evrakta sahtecilikten de söz edilemeyeceğinin değerlendirildiği" ifadesi kullanıldı.
Belgenin altında, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın MİT Müsteşarlığı'nın talebini kabul ederek "ilgili MİT personeli adına talep edilen soruşturma izninin verilmediğine" ilişkin imzası da yer aldı. Prof. Mehmet Altan'ın avukatı Ergin Cinmen, hem takipsizlik kararına, hem bu karara imza atan hâkimlere, hem de Başbakanlığın soruşturma izni vermeyen kararına karşı başvurular yaptıklarını, davalar açtıklarını söyledi.
GİZLİ DAMGALI, HAKAN FİDAN İMZALI BELGE
T24, anayasal güvence altında bulunan "haberleşme özgürlüğü"ne karşı istihbarat teşkilatının yargıyı da kapsayan bir alanda nasıl çalıştığını gösteren ve hukuk devleti adına çok tartışma yaratacak GİZLİ damgalı belgenin tamamını yayımladı.
“10.2.001.01.000.320.201-572” sayılı, 7 Mayıs 2013 tarihli, dört sayfalık yazı Türkiye’de yeni dinleme yöntemini, dayanağını, Başbakan’ın buradaki işlevi ve istihbaratçılarla hâkimler arasındaki ilişkileri tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
2008-2009 yıllarında, Taraf yönetici ve yazarlarının telefonlarının, sahte isimlerle çıkarılan mahkeme kararları ile dinlendiğinin ortaya çıkması üzerine açılan davada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sorumluluğu görülen MİT elemanları hakkında soruşturma izni talep etti. Savcılık, "casusluk faaliyeti" takibi yapılıyormuş gibi gazeteciler için sahte isimlerle yapılan başvurularla "yargıyı zan altında bıraktıkları, resmi evrakta sahtecilik yaptıkları, görevlerini kötüye kullandıkları" iddiasıyla MİT görevlileri hakkında soruşturma izni istedi.
YABANCILARLA KONUŞAN GAZETECİLER ŞÜHPELİ
Soruşturma izni talebinin reddedilmesi doğrultusunda MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın imzasıyla mahkemeye gönderilen yazıda, "mahkemelerin yanıltılmadığı, sahte isimlerle dinleme faaliyetinin "gizli servis faaliyetlerinin gizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hâkimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiği" belirtildi.
Yazıda, gazeteciler ile bir gazetenin istihbarat tarafından izlenmesinin gerekçelendirilmesindeki ifadeler de dikkat çekti.
Bu bölümde; "Aralarında yabancıların da olduğu bazı gerçek ve tüzel kişilerle çok yoğun ilişkileri bulunan bazı gazeteci-yazarların ve bu gazeteci yazarların yönetiminde söz sahibi oldukları yeni bir basın yayın organının (Taraf) yabancı gizli servislerle temaslarının bulunup bulunmadığının, bilerek veya bilmeyerek yabancı gizli servislerinin amaçlarına hizmet edip etmediklerinin, bu yolla ülke güvenliği açısından risk veya tehdit oluşturup oluşturmadıklarının, varsa örtülü finans kaynaklarının ve devletin bazı gizli bilgi ve belgelerini hangi amaçlarla ve hangi yollardan temin ettiklerinin tespiti ve varsa ülkemiz aleyhine sürdürülen istihbari faaliyetlere karşı koyma görevi, yetkisi ve sorumluluğunun öncelikle bu ülkenin gizli servisine ait" ifadeleri kullanıldı.
YASA İZİN VERMİYOR
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasının kuralları belirleniyor. Yasaya göre bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânınn bulunmaması durumunda hâkim kararıyla dinleme yapılabiliyor. Yasa uyarınca dinlenmesine karar verilenler için “yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği”nin de yazılması gerekiyor.
CEMAATİN ÖNÜNDEKİ 3 SEÇENEK Cemaat bu savaşta nasıl bir taktik izler? Bundan sonraki adımları ne olur? Savaşı kim kazanır AKP mi Cemaat mi? HEDEF ERDOĞAN CEMAATE YEDİRMEYİZ Hükümete yakın kalemin iddiası! Cemaat Erdoğan'sız AK Parti planı için düğmeye bastı BU DA YILMAZ ÖZDİL'İN CEMAAT YAZISI Cemaat ile AK Parti arasındaki dershane savaşına Yılmaz Özdil'den de bir yazı geldi. Peki Özdil Cemaate mi AK Parti'ye mi destek çıktı? |