BIST 8.619
DOLAR 34,28
EURO 37,53
ALTIN 3.021,97
HABER /  GÜNCEL

MİT Müsteşarlığı büyük değişim geçirdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı'nın, Hakan Fidan'ın göreve gelmesinin ardından büyük bir dönüşüm geçirdiğini söyledi

Abone ol

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı'nın, Hakan Fidan'ın göreve gelmesinin ardından büyük bir dönüşüm geçirdiğini söyledi. 

Büyükelçiler Konferası'na katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere İzmir'e gelen Davutoğlu, Habertürk Televizyonu'nda katıldığı canlı yayında gündemle ilgili soruları yanıtladı. MİT Müsteşarlığı görevine Hakan Fidan'ın gelişinden sonra kurumun büyük bir dönüşüm yaşadığını aktaran Davutoğlu, "MİT çok etkinlik kazandı, kapasitesi artırıldı. İş yapan her kurum gibi eleştirel değerlendirme yapılabilir ama bu kampanya haline dönüştürülmemeli" dedi. 

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a sahip çıktığı yönündeki iddiayı da cevaplandıran Davutoğlu, ''Eğer bir devletin çıtası yükseliyorsa devletin bütün kurumlarının yeniden yapılanmasına ihtiyaç vardır. Savunma sanayii konusunda niye bu kadar büyük atılım yapıyoruz. Niye kendi tankımızı, helikopterimizi yapma iradesini gösteriyoruz? Kendi uydumuzu gönderdik? Çünkü TSK'nın da güvenlik birimlerimizin de güçlenmesi lazım. Niye yeni anayasa yapıyoruz? Demokrasimizin güçlenmesi lazım. Bütün bunlar güçlenirken güçlenmesi gereken en önemli kurumlardan biri de Milli İstihbarat Teşkilatımızdır. Sağlam bilgiye dayanmayan hiçbir strateji kalıcı olamaz. MİT'in de diğer tüm kurumlar gibi çağdaş şartlara uyumlu hale getirilmesi gerekir. Bu kurumların yıpratılmaması, eleştirilerin ötesinde anlamlar yüklenmemesi lazım. Ne demokrasimiz ne ekonomimiz ne diplomasimiz yıpratılmalı. Sayın Hakan Fidan benim 10 yıldır hemen hemen her alanda birlikte çalıştığım son derece çalışkan, yüreği bu ülke aşkıyla dolu bir bürokratımız. Kendisini TİKA Başkanlığı döneminde tanıdım. TİKA ile çok yakın çalıştık. Eğer TİKA bugün Avrasya ölçekli bir yardım kuruluşu olmaktan çıkıp marka haline dönüşmüşse Hakan Fidan'ın olağanüstü başarılı yöneticiliğin büyük payı var.'' diye konuştu. 

"SON DERECE DÜŞÜK SEVİYEDE ELEŞTİRİLER ALIYORUM"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkındaki eleştirilerine cevap vermek istemediğini dile getiren Davutoğlu, "Son derece düşük seviyede eleştirilere maruz kalıyorum. Ezber şeklinde devam eden ve hakarete varan eleştirilerin arkasında ne olduğunu merak ediyorum. Gerekçesi de muhtemelen 2 sene önce Sayın Kılıçdaroğlu'na en başarılı bakanlığı sorduklarında dışişleri bakanlığını gösterdi ve benim ismimi zikretti. Bu herhalde onda büyük suçluluk duygusu oluşturdu ki onu kapatabilmek için şimdi sürekli saldırıyor. Eleştirinin bir seviyesi olur. O açıdan eleştirilerini paranteze alıyor ve ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak hakaret niteliği taşıdığında cevap vermek zorunda kalıyorum. Keşke kalmasam. Genel bir tavır olarak Türkiye'nin çok iddialı bir tavır tutturduğunu, gücün ötesinde mahiyet taşıdığını ve gerçekçilikten uzaklaştığını düzeyli bir şekilde dile getirenler oldu. Ben bunu daha önce de izah ettim. Ben dışişleri bakanı olarak kendi halkımın kapasitesine inanmazsam bu görevi yürütemem. Ben önce ona inanacağım. Siyaset ciddi bir iş, devlet idare etmek de bir misyon. İlerlemek isteyen, potansiyelini geliştirmek isteyen mutlaka hedef çıtasını boyunun üstüne koymalıdır. Potansiyelimiz geliştikçe daha büyük hedefe yürüyeceğiz. Şu anda zikrettiğimiz hedeflerin hepsinin gerçekleştiğini gördük'' ifadelerini kullandı. 

BÜYÜKELÇİLİK SAYISI 124'E ÇIKTI 

Ekonomik imkansızlıklar nedeniyle Türkiye'de 1990'lı yıllarda bazı büyükelçiliklerin kapatıldığını vurgulayan Davutoğlu, bugüne gelindiğinde ise büyükelçilik sayısının 124'e, temsilcilik sayısının ise 209'a çıktığını hatırlattı. Temsil kabiliyeti bakımından Türkiye'nin dünyada 9.'cu sırada olduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Türkiye küresel güç olacak dediğimizde 'hayal' dediler ama bugün dünyada dokuzuncuyuz. 2 sene sonra 5 veya 6. olacağız'' dedi. 

Türk pilotların Halep'te yakalandığı iddiasıyla ilgili olarak bazı internet sitelerinde dolaşan isimlerden Türk Silahlı Kuvvetleri'nde emekli veya muvazzaf hiçbir pilot ve subayın bulunmadığının altını çizen Davutoğlu, "Önce bir Suriye gazetesinde, sonra Türkiye'ye yönelik manipülatif haberlerin yapıldığı bilinen birçok internet sitesinde Türkiye'nin 4 subayının Suriye'de yakalandığına dair bazı haberler yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ciddi bir devlettir. Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en disiplinli ordularından birisidir. Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaparak haberleri yalanladı. Bu, ciddi bir imaj kirlenmesi, ciddi bir manipülasyon, bir psikolojik operasyon. İlk defa karşılaşmıyoruz. Aylar önce 48 Türk askerinin Suriye'de yakalandığı haberleri de aynı kaynaklar tarafından yapıldı. İşin üzücü tarafı, böylesine spekülatif ve manipülatif bir haberin bir anda Türkiye gündeminde bir yankı bulabilmesi ve ana muhalefet partisinin bu psikolojik operasyonun bir parçası olarak bunu Meclis'e verilen bir soru önergesiyle Sayın Başbakanımız ve bana bir soru olarak yöneltmesi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, internet sitelerinde dolaşan bu isimlerde emekli veya muvazzaf hiçbir pilot, subay yoktur. Bu 6 isim de yok. Şimdi gelelim, pilot yok ama TSK'da isimlerimiz de bazen o kadar yaygın oluyor ki aynı isimde çok sayıda insan olabiliyor. Haberde ismi geçen İskender Durmaz, İlhan Tolunay, Durmuş Kevir isminde hiç bir personel yok. Bırakın pilotu, yüz binlerce mensubu bulunan Silahlı Kuvvetlerimizde bu isimlerde tek bir erbaş dahi yok. Mustafa Sevimli isimli bir üsteğmen yok. Haberde üsteğmen olduğu iddia ediliyor, pilot da yok. Bir astsubay, iki uzman erbaş ve iki er olmak üzere 5 askeri personel var Mustafa Sevimli isminde. Mustafa Doğan isimli. Tabii bu çok daha yaygın bir isim, 2 subay, 11 astsubay, üç uzman çavuş, 12 erbaş er var. Toplam 28 askeri personel var. Bunların hiçbirisi pilot değil ancak isim benzerlikleri olabilir. Yılmaz Turan isminde sadece bir subay var, haberde Yılmaz İ. Turan diye geçiyor. Ve bu isimlerin, askeri personelin hepsi de aktif görevinin başında ve Türkiye'de. Yani arandığında yerinde bulunan isimler. Genelkurmay Başkanlığımız son derece ciddi bir çalışmayla bunu ortaya koydu. Bir kere açık vaka olarak, bir kere böyle bir şey olmadığı çok net'' şeklinde konuştu.