MİT darbelerde sustu mu?
Araştırmacı ali kuzu'nun mit-mossad-cıa-gladio ve safari operasyonu adlı kitaplarından yaptığımız alıntılarda, darbe süreçlerinde mit'in işlevini yerine getirmediği vurgulanıyor.hakan dilek / takvim
Araştırmacı Ali Kuzu'nun MİT-MOSSAD-CIA-Gladio ve Safari Operasyonu adlı kitaplarından yaptığımız alıntılarda, darbe süreçlerinde MİT'in işlevini yerine getirmediği vurgulanıyor.
Hakan DİLEK / TAKVİM
Demokratik ülkelerde istihbarat dış ülkelere yönelik olduğundan ve bir ihtisas kabul edildiğinden, teşkilatların üst yönetiminde uzman kişiler tercih edilir. İstihbarat teşkilatlarının askeri güçlerle ilişkileri, hedef devletler konusunda ordunun ihtiyacı olabilecek bilgilerin elde edilmesi ve aktarılması ile sınırlıdır. Servisler tabii ki demokratik siyasi otoritenin idaresi ve kontrolü altında görev yaparlar.
MİT Kanunu'nda teşkilat Başbakan'a bağlı olarak gösterilmekte ise de daha düne kadar, MİT müsteşarının seçimi için MGK'nın tespit ettiği adayların devamlı muvazzaf general olması ve dolayısıyla Genelkurmay ile ast-üst ilişkilerinin görevdeki etkinliği, 1980 yılı öncesi ve sonrasında cumhurbaşkanlarının asker kökenli bulunmaları ve MİT başındaki general vasıtasıyla teşkilata direkt karışmaları, kuruluşu yakın zamana kadar üç başlı ve nerenin emrine uyacağını şaşırmış duruma getirmiştir.
Buna bir örnek verecek olursak: 1960 ve 1980 yıllarında, Türkiye'de askeri darbe olacağının adeta herkes tarafından öğrenildiği zamanlarda bile MİT'in başbakanı durumdan haberdar etmemesi veya ön tedbirlerle darbeye karşı önlemlere yönelmemesi affedilmez bir zafiyet sonucunu doğurmuştur.