BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,68
ALTIN 2.965,68
HABER /  GÜNCEL

Mısır'da polis şiddetinin 'hesabını soran yok'

Sosyal medyada paylaşılan bir amatör video, Mısır polisinin geçmişteki kötü muamele yöntemlerini hâlâ uyguladığına dair kaygıları tırmandırdı. BBC muhabiri Orla Guerin, Mısır'da polis şiddetini araştırdı.

Abone ol

Sosyal medyada paylaşılan bir amatör video, Mısır polisinin geçmişteki kötü muamele yöntemlerini hâlâ uyguladığına dair kaygıları tırmandırdı.

Videoda, gözleri bağlanmış ve belden yukarısı çıplak bir adam yerde yatarken görülüyor. Omuzlarının ve sırtının üst kısmının derisi kıpkırmızı olmuş.

30 saniye içerisinde altı kez deri bir kemerle kırbaçlanırken görülüyor.

Çığlıkları yaralı bir hayvanınkini andırıyor.

"Beni yanlışlıkla gözaltına aldılar." diye ağlıyor. "Vallahi ben bir şey yapmadım."

İşkencecisi ise tacize devam ediyor, kendisinden kadın olduğunu söylemesini istiyor.

İşkencecinin yüzü videoda hiç görünmüyor, kimliği de belirsiz.

Ancak polis kaynakları videoda görünen kişinin Mısır'ın güneyindeki Minya kentinde gözaltına alındığını doğruluyor.

Polis, bu kişinin bir karakola düzenlenen saldırıya karıştığını söylüyor.

Adamın vücudunda gözle görülür işkence izleri tespit edildikten sonra savcılık makamı konuyla ilgili soruşturma açılması talimatı verdi.

BBC'ye konuşan ve kentin emniyetinden sorumlu olan Tümgeneral Usama Metawally de "Eğer soruşturmalar neticesinde bu kişinin bir polis karakolunda işkence gördüğü kanıtlanırsa, bunu yapanlar cezasız kalmayacak." dedi.

'Bütün gece işkence'

Ancak Mısırlı gazeteci Aslam Fathi bu tür açıklamalara şüpheyle yaklaşıyor. Anlaşılabilir nedenlerle...

Zira Fathi de 31 Ekim tarihinde Minya'da polis şiddetine maruz kalmış.

BBC kendisiyle görüştüğünde, gözlerinin altında hâlâ morluklar, kollarında da çizikler vardı.

MBC Kanalı'nın muhabiri Aslam Fathi, yıkılmış bir binanın etrafına çekilmiş güvenlik kordonunun başındaki polis memuruyla münakaşaya girmiş.

Polis, Fathi'nin memura saldırdığını söylüyor. Fathi ise kendisinin saldırıya uğradığını, ardından da yakındaki bir polis karakoluna götürüldüğünü ve bütün gece işkence gördüğünü...

"Her taraftan dayak yiyordum. Coplarla vuruyorlardı. Odaya kim girse benim bir polisle kavga ettiğimi söylüyorlardı. Ardından onlar da bana vurmaya başlıyordu."

"Polis memurunun ayağını öpmeye hazırım, diyordum. Yalvarıp duruyordum işkenceyi bitirmeleri için..."

Aslam Fathi, polisin işkenceyi durdurmak bir yana şiddetinin de arttığını söylüyor. İki saat boyunca dövüldüğünü ve tekmeler yediğini, ardından da çok daha sert bir işkenceye maruz kaldığını anlatıyor.

"Birisi ellerimi arkamda kavuşturdu ve kelepçeledi. Ardından da ayaklarımı kelepçeledi."

"Ellerimle ayaklarımı bağlayıp, beni başaşağı filistin askısına astılar. Ellerim ve ayaklarım vücudumun ağırlığını taşıyamıyordu. Beni dövüp duruyorlardı ve karakoldan sağ çıkamayacağımı söylüyorlardı."

Aslam ertesi gün serbest bırakılmış. Şimdi polisler aleyhinde dava açmaya hazırlanıyor. Bunun ne gibi riskler barındırdığı konusunda defalarca uyarılmasına karşın...

"Polis aileni de hedef alır, başına dert olur, dediler."

"Birçok kişi beni korkutmaya çalıştı. Ama davayı açacağım. Bir hata yaptıysam yaptım. Neden bunun için işkenceye uğruyorum?"

Kötü anılar

Kötü muamele iddiaları yalnızca kırsal kesimle sınırlı değil...

Kahire stadının önünde pazarlama müdürü Muhammed Rıza Osman'la buluşuyoruz. Kendisi için bu stad artık kötü anılar canlandırıyor.

Ağustos ayında Müslüman Kardeşler'in destekçileriyle birlikte bir oturma eylemi sırasında gözaltına alındığını, bu stadda bir gece tutulduğunu söylüyor. Ardından da bir polis karakoluna götürüldüğünü...

"Üzerimizi ararlarken yüzümüze göğsümüze vuruyorlardı.

"Beş sivil polis etrafımızı sarmıştı. Bizi elleriyle taciz ediyorlardı. Bizi dövenlerin hepsi, sizi öldüreceğiz, diyordu. Bu bir saat kadar sürdü."

Polis devleti

Mısır'da 2011'de Mübarek rejimini deviren ayaklanmanın başlıca taleplerinden biri polis teşkilatında reform yapılmasıydı.

Mübarek'in devrilmesinden neredeyse üç yıl sonra, Mısır'da şimdi askeri bir yönetim iş başında. Muhalifler, güvenlik kuvvetlerinin kimseye hesap vermediğini söylüyorlar.

Mısır İnsan Hakları İnisiyatifi'nden Kerim Enarrah, "Polis devleti geri dönmedi, çünkü zaten hiçbir yere gitmemişti." diyor.

Enarrah, polisin kötü muamele iddiaları sonucu yargılandığı ender durumlarda da davaların genellikle beraatle sonuçlandığını söylüyor.

Polisin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı'nda bir insan hakları departmanı bulunuyor.

Departmanın başındaki Hüseyin Ferri, polis şiddeti iddialarıyla ilgili olarak BBC'nin sorularını yanıtladı.

BBC kendisine Minya'da çekildiği söylenen işkence görüntülerini, ardından da bir şüphelinin dövüle dövüle polis aracına bindirildiğini gösteren ikinci bir videoyu izletti.

Her iki video da haftalardır sosyal medyada paylaşılıyordu. Ancak Ferri bunları ilk kez gördüğünü söyledi.

İlk videoyu sessizce izlemesinin ardından, "Bu görüntülerin bir polis karakolunda çekildiğini kanıtlayacak hiçbir şey yok" dedi.

"Yüzler görünmüyor. Hesap sormamı istediğiniz polis memurları kim?"

Polisin daha duyarlı olmaları için eğitimlere tabi tutulduklarını söyleyen Ferri, "Ancak işkence ve zulüm insan doğasının bir parçası ve bir düğmeye basarak yok olmuyorlar." diyor.

"Bu tür olayları bitirmeye çalışıyoruz. Ancak gözaltında kötü muamele iddialarının çoğu gerçek dışı... Birçok tutsak kendilerine gayet iyi davranıldığını söylüyor."

Muhammed Rıza Osman böyle düşünenlerden değil...

Gözaltına alınışını düşündüğünde aklına yediği dayak, gördüğü işkence ve duyduğu ölüm korkusu geliyor.

Kendisini polis aracına bindiren memurun sözleri de hafızasına kazınmış: "Son iki yılı unut."