BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Mısır'da 'karşı devrim'

Mısır'da ordu destekli yönetimin hak ihlalleri ülkede otoriter bir yönetime dönüldüğü kaygılarını arttırıyor. BBC Muhabiri Orla Guerin Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden yaklaşık üç yıl sonra ülkedeki devrimin hangi noktaya geldiğini araştırdı.

Abone ol

Ahmed Harara Ray-Ban güneş gözlüklerini pek çıkartmıyor.

Ancak 33 yaşındaki eski diş hekimi bunu modaya uymak için yapmıyor.

Gözlüklerini çıkarttığında iki göremeyen göz çıkıyor ortaya. Soldaki gözü protez, üzerinde "Hürriyet" yazıyor.

Hürriyet için verdiği savaşta her iki gözünü de kaybetmiş.

Harara 2011'de iki kez polis tarafından yüzünden vurulduğunu söylüyor.

Mübarek karşıtı büyük gösterilerin başlamasından birkaç gün sonra, 28 Ocak'ta bir pompalı tüfekten açılan ateş nedeniyle 28 Ocak'ta sağ gözü parçalanmış.

Kasım'da da sol gözünü keskin nişancı ateşi nedeniyle kaybetmiş.

Kahire'de, kahve ile muhalif düşüncelerin, yüzyıldan uzun bir süredir birlikte demlendiği Cafe Riche'te, Türk kahvesi ve sigarasını içerken "En büyük bedeli ödeyen insan ben değilim. Çok daha ağır yaralar alan başkaları var ve hayatlarına devam ediyorlar" diyor.

Yaralarına karşın o da yaşamına devam ediyor.

'Orduya dokunulmadı'

Kendisini karanlığa gömen ve henüz devrilmediğini söylediği rejime karşı hala mücadele ediyor.

Harara "Sistem hala aynı. Ordu konumunu koruyor. Kimse onlardan hesap soramıyor, kimse denetleyemiyor. Aksine ordu şimdi daha çok ayrıcalığa sahip. 1952'den beri iktidardalar ve bazı gençler sokağa çıktılar diye değişim gerektiğini düşünmüyorlar." diyor.

Gençler burada hala sokaklara çıkıyor. Kalabalıklar bugün çok daha az olsa da kendilerine karşı göz yaşartıcı gaz ve ölümcül güç kullanılmasını göze alıyorlar.

Yeni yürürlüğe giren bir yasa tüm gösterileri yasakladı.

İnsan hakları savunucuları, bunun, devrimin başlıca kazanımlarından biri olan, muhalefet etme özgürlüğünü ellerinden alma girişimi olduğunu savunuyor.

Yasaya meydan okuyan onlarca liberal eylemci gözaltına alındı. Ancak çoğu kişi, yasanın öncelikle devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler hareketini hedef aldığına inanıyor.

Gözaltılar

Devrim, Müslüman Kardeşler'i iktidara getirdi. Ama bu çok sürmedi.

Mısır'ın özgür seçimlerle işbaşına gelen ilk liderinin iktidarı sadece bir yıl sürdü. Protesto gösterilerinin ardından Geçen Temmuz'da askeri darbeyle devrildi. Ancak Mısırlı yetkililer hala "darbe" tanımını şiddetle reddediyor.

Geçen Ağustos ayında Mursi'ye destek için yapılan iki oturma eylemi şiddet kullanılarak dağıtıldı. Mursi'nin yüzlerce destekçisi öldürüldü.

O zamandan beri daha binlercesi gözaltına alındı. Aralarında yüzlerce Mursi destekçisi de var.

Müslüman Kardeşler meydan okuyor

Müslüman Kardeşler'in büyük çoğunluğu gözaltındayken, biz de "Müslüman Kızkardeşler" ile görüştük ve ev ziyaretleri yapan bir üçlüyle buluştuk.

Başlarında Wafa Hefni var. Uzun boylu, konuşkan profesör, son dönemdeki gözaltılardan pek yılmamış.

"Asla vazgeçmem. Sanırım bu huy bana dedemden geçti" diyor. Dedesi 1928'de Müslüman Kardeşleri kuran Hasan el Benna.

Hefni, hareketin duruma uyum sağladığını anlatıyor.

"Üst yönetimin hepsi gitti. Her bölgede ilk, ikinci ve hatta bazı üçüncü kademe liderler gitti. Ama herkes terfi etti. Hiç boş porsiyonumuz yok" diyor gülerek.

'Ulus bölünmedi'

Eşi Mahmud'u Ağustos'taki oturma eylemlerinden birinde kaybeden Elşeyma Abdullah'ı ziyaret ediyorlar.

Abdullah bizi baştan ayağa siyah giysilerle karşılıyor.

Abdullah eşinin Müslüman Kardeşler üyesi olmadığını, sadece "dinine bağlı, İslam'ı savunan bir Müslüman" olduğunu söylüyor.

Ama şimdi kendisi ve ailesinin harekete katılmaktan memnun olduğunu vurguluyor.

Öğretmenlik yapan Abdullah, üç çocuğuyla dul kalmış.

Dört yaşındaki oğlu Abdullah annesinin oturduğu sandalyenin etrafında dönüyor. Hala yemeklerinin bir kısmını seyahatte olduğunu sandığı babasına ayırıyor.

Mısır'ın geleceğini sorduğumda şaşırtıcı bir yanıt veriyor. "Gerçekten iyimserim" diyor ve ulusun bölünmeyeceğinde ısrar ediyor.

"Bizi ayrıştırmak çok zordur. Siyasi görüşleri farklı olsa da, her mahalledeki insanlar birbirine çok yakındır" diyor.

Sisi kültü

Ancak Mısır'daki ayaklanmanın en belirgin sonuçlarından biri, acılı, yaralayıcı bir bölünme.

Firavunların ülkesinde istikrar ve yeni bir güçlü lidere açlık duyulması sürpriz değil.

Seçilmiş bir lideri deviren darbenin kahramanı General Abdülfettah el Sisi, gelecek yılki cumhurbaşkanlığı seçimine girerse, ki son işaretler gireceğini gösteriyor, ezici bir zafer kazanabilir.

Kalabalıkların asker kökenli bir lideri devirdiği Tahrir Meydanı'nda, bir diğer askeri lider için sloganlar atan göstericilerle buluştuk.

Protestocuların 2011'de özgürlük ve demokrasi talep ettiği yerde, "Seni seviyoruz Sisi" diye bağırıyorlardı.

Yaşlı bir adam "O Mısırlıların başındaki taç. Ülkenin kan gölüne dönmesini engelledi" diyor.

Generalin Mursi'yi devirerek bir iç savaşı önlediği görüşünü paylaşan çok insan var.

El Sisi, artık öyle bir külte dönüştü ki çehresini yağ şişelerinde, pijamalarda, restoran mönülerinde ve tatlılarda görmek mümkün.

Diplomatların gözde kafesi Kakao Çikolata Salonu'nda, keklerin ve tatlıların hemen yanında, tepsi tepsi "Sisi çikolataları" var.

Azalan umutlar

Ancak bu, Mübarek'in uzun iktidarını sona erdirmek için savaşan çok sayıda insanın ağzında buruk bir tat bırakıyor.

Harara, "Askeri yönetim bir karşı devrim. Hala ülkeyi kontrol etmeye çalışıyorlar. Bizi aldattılar" diyorlar.

Devrimin hala bitmediği duygusu hâkim burada.

Üç yılda iki cumhurbaşkanı devrilse de, eski düzen hala tamamen tasfiye edilmedi.

Gerçek güç hala orduda ve yeni bir Mısır umutlarının büyük kısmı silindi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Tamara Alrifai'ye göre ülke devrim öncesinden çok da faklı değil.

"İfade özgürlüğü durumu 2011'den daha da kötü gibi görünüyor. Muhalif medya neredeyse yok gibi. Bu iklime karşı çıkan herkesin gözaltına alındığı ya kaybolduğu bir kampanya var. Üç yıl önce başladığımız yere geri döndüğümüzü görmek üzücü" diyor.

'Bir diğer Mübarek'

Arap dünyasının en kalabalık ülkesinde seçimler yaklaşıyor.

Gelecek yıl Mısırlılar yeni bir anayasa, cumhurbaşkanı ve parlamento için sandık başına gidecek.

Bütün bunlar demokrasiye doğru atılan adımlar olarak görülebilir, ama uzmanlar hiç de böyle olmadığı uyarısı yapıyor.

Tecrübeli bir gözlemci "Sisi, polisi, orduyu, yargıyı ve medyayı kontrol ediyor. Halk desteği var ve oyları alacak. Korkulan, bir defa iktidara geldiğinde artık hiç gitmeyeceği. Bir başka Mübarek olabilir" diyor.