Port Said'deki futbol maçında çıkan olaylar, Mısır'da futbol ve siyaset arasındaki çok boyutlu ilişkiyi gündeme taşıdı. Gözlemcilere göre ülkedeki takımlar on yıllardır 'siyasi parti' gibi.
Abone olFutbol stadlarının adının karıştığı pek çok ölümlü felaketin aksine Port Said'de meydana gelen can kaybının temelinde lojistik bir sorun ya da bir inşaat hatası yoktu.
Olayların büyümesine sahada bulunan güvenlik kuvvetlerinin, binlerce taraftarı ayırabilecek sayıda ve güçte olmamasının yol açtığı belirtiliyor.
El Ehli taraftarları ise doğrudan polisi, kendilerini korumamakla suçluyor ve bunun altında siyasi gerekçelerin yattığını öne sürüyorlar.
Mısır polis teşkilatı, Hüsnü Mübarek rejiminin en kilit organlarından biriydi ve geçen yıl yaşanan Arap Baharı eylemleri sırasında göstericilerin doğrudan hedefi olmuştu.
Apolitize toplumun politik takımları
Öte yandan Mısır'da futbol taraftarları genel olarak bir hayli politize olmuş bir grup, son derece örgütlüler ve kolaylıkla harekete geçebiliyorlar.
Taraftarlar geçen yıl Mübarek aleyhindeki gösterilerin ön saflarında yer almış, büyük takımların "ultralar" denilen örgütlü, fanatik taraftar ağları bu hareketlerin öncüsü olmuştu.
El Ehli'nin "Ehlevi" denilen tribün grubu bu kesimin en büyük kollarından birisi...
Guardian gazetesine konuşan Mısırlı futbol yazarı Hazim el Mestikavi 1952 devriminden itibaren Mısır'da siyaset sıkı şekilde denetlendiği ve baskı altında olduğu için futbolun; özellikle de Kahire futbolunun ciddi şekilde siyasileştiğini belirtiyor.
"El Ehli ve Zamalek birer futbol takımı değil, aynı zamanda Mısır'ın en büyük siyasi partileri gibidir" diyor, halkın siyasi tartışmaların yapılamadığı ortamda boşluğu doldurmak için duruşunu, milli duygularını tuttuğu takımla ifade ettiğini belirtiyor.
Mübareke karşı tek yumruk
Zaman zaman birbirlerini Mübarek rejimine yandaş olmakla, yolsuzluklara karışmakla suçlamış olsalar da ezeli rakipler El Ehli ve Zamalek'in taraftarları, geçen yıl Arap Baharı eylemleri sırasında yan yana mücadele ettiklerini söylüyorlar.
Ultraların siyasi profili geçen yılki devrimden sonrada ön planda olmaya devam etti.
Çeşitli takımların taraftar gruplarından bazı temsilciler, Ocak ayı başlarında bir araya gelerek bir siyasi parti bile kurdu.
Adı "Beledi- Memleketim" olan parti, daha geniş özgürlükler temelinde bir siyaset yapacağını vadediyor.
Devam eden devrime destek
Ultralar son aylarda askeri yönetimin sivil idareye geçiş sürecinde ayak diremekle suçlandığı eylemlerde de ön sahnedeydi.
Hatta bazı ultralar son çatışmalarda polise saldırmakla, şiddeti teşvik etmekle suçlandı.
Bu suçlamaları reddeden taraftar grupları varlıklarının sadece protestocularun moralini yükseltmelerini sağladığını savunuyorlar.
Aralık ayında çatışmalar sırasında Muhammed Mustafa adlı bir öğrencinin öldürülmesi ardından desteklediği takım ve taraftarları bir sonraki maçlarına siyah formalarla çıkmış, takımın teknik ekibi özel bastırılmış tişörtler giymiş, tribünlerde yüzlerce kişi panolarla "devrim şehidi" yazısını oluşturmuştu.
Mısır'ın Hüsnü Mübarek sonrası dönemde yeni bir parlamentoya kavuşmuş olmasına rağmen, farklı bir siyasi ortam beklentilerinin gerçekleşmesi büyük oranda yeni anayasa çalışmalarına bağlı.
Futbolun siyasetle bağlantısı ise daha uzun süre devam edecek gibi görünüyor.