BBC muhabiri Paul Reynolds'ın aktardığına göre ABD yönetimi Mısır'da yaşanması kaçınılmaz değişimin kontrolünde olduğu görüşünde.
Abone olABD, Orta Doğu politikası açısından hayati önemde olan, İsrail ile barış anlaşması bulunan, 30 yıllık müttefiki Mısır'dan hemen vazgeçmek istemiyor.
Ancak Washington, Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in görevi bırakmasının da, şimdi değilse bile ileride, bu değişimin bir parçası olması gerektiğinin sinyalini vermeye başladı.
Bu ton değişikliğini Washington'dan gelen açıklamalarda sezmek mümkün.
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton geçen hafta, Mısır hükümetinin öncelikli görevinin, Mısır halkının meşru ihtiyaç ve çıkarlarına yanıt vermek olduğunu dile getirmişti.
Clinton pazar günü ise "düzenli bir şekilde demokratik hükümete geçiş" çağrısı yaptı.
Washington'dan orduya da itidalli olması mesajı ulaşmış durumda.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Mısır ordusu üzerindeki nüfuzu kayda değer.
Mısır'a her yıl 1 milyar dolar askeri yardımda bulunuyor ve Mısır ordusu Amerikan teknolojisine muhtaç.
Bir diğer mesele ise Müslüman Kardeşler.
Washington'un en son istediği şey, Müslüman Kardeşler'in yaşananlardan güçlenerek çıkması...
ABD'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun eski başkanı Muhammed el Baradey için kulis yapıp yapmayacağı da merak edilen bir diğer nokta.
Tüm bunlar bir kez daha, Amerika'nın otokratik müttefiklerle yaşadığı sorunları göz önüne seriyor.
1979'da da yıllar boyu destek verdiği İran Şahı'na reform çağrıları yapmış, fakat sonunda kendisinden vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Ancak Mısır'daki devrim çok farklı gerçekleşiyor ve daha çok Doğu Avrupa'dakileri andırıyor.
ABD'de de işte bu yüzden, bu devrimi yönetebileceğini düşünüyor.