Nil Deltasında bir köyde doğdu, Mısır'a cumhurbaşkanı oldu. Mursi'yi deviren darbe bakın nasıl geldi.
Abone olNil Deltası'ndaki bir köyde doğan, Kahire Üniversitesi'nde mühendislik okuduktan sonra ABD'de doktora yapan Mursi'nin 1 yıl 4 gün süren iktidarı sırasında yaşananlar ve Mısır'ı yeniden siyasi krize sürükleyen olayların kronolojisi şöyle:
YIL 2012
30 Haziran: Mursi, Mısır'ın beşinci cumhurbaşkanı seçildi. Mursi'nin ilk icraatı, feshedilen parlamentoyu tekrar toplamak ve seçimin, yeni anayasanın kabulünden 60 gün sonra yapılacağına dair kararname çıkarmak oldu. Tüm itirazlara karşın 10 Temmuz'da toplanan parlamento, anayasanın hazırlanmasıyla görevli meclis üyelerini seçti.
Mursi, 2011 gösterileri sırasında ordu tarafından gözaltına alınan 572 kişinin serbest bırakılmasını, ömür boyu hapse mahkum edilen 16 kişinin cezalarının ise 7 yıla düşürülmesine karar verdi.
2 Ağustos: Başbakan Hişam Kandil'in kurduğu kabine, yemin ederek göreve başladı.
5 Ağustos: Mısır-İsrail sınırında düzenlenen saldırının ardından Mursi, istihbarat şefinin yanı sıra askeri polisin komutanını, İçişleri Bakanlığı çalışanlarından bazılarını ve Kuzey Sina valisini görevden aldı.
12 Ağustos: Mursi, Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tantavi ve Genelkurmay Başkanı Sami Anan'ın istifasını istedi. Mısır'ın en büyük nişanı ile ödüllendirilen Tantavi ve Anan, cumhurbaşkanlığı özel danışmanlığına atandı. Askeri istihbarat şefi olarak görev yapan Abdulfettah es-Sisi, yeni savunma bakanı olarak atanırken Genelkurmay Başkanı Anan'ın yerine General Sıdki Sobhi getirildi. Mursi, kara, hava ve deniz komutanlıklarına da yeni isimler atadı.
14 Ağustos: Avukat Muhammed Salem, Mursi'nin ülkeye totaliter rejimi geri getirmeye çalıştığını ileri sürerek, Tantavi ve Anan'ın görevden alınmasına karşı yasal süreç başlattı.
23 Ağustos: Yeni parlamentonun seçilmesine dek tüm yasama yetkilerini üzerine alan Mursi, "cumhurbaşkanına hakaret" gibi suçların yayın yoluyla işlenmesi halinde gazetecilerin geçici olarak gözaltına alınmasına olanak tanıyan uygulamayı iptal eden yeni bir yasa çıkardı.
20 Eylül: Mursi, Ankara'da AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'ne katıldı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi ve Türk-Mısır İş Forumu'nda Türk ve Mısırlı iş adamlarına hitap etti.
23 Eylül: Mursi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmak için gittiği New York'ta ABD Başkanı Barack Obama'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda liderle bir araya geldi.
8 Ekim: Mursi, Mübarek rejiminin iktidardan uzaklaşmasıyla sonuçlanan 25 Ocak Devrimi sırasında tutuklananlar için af ilan etti. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, kasıtlı adam öldürme suçu hariç, 25 Ocak 2011 ila 30 Haziran 2012 tarihlerinde devrimi desteklemek ve devrimin amaçlarını gerçekleştirmek için yapılan bütün eylemlerin af kapsamında olduğu belirtildi.
11 Ekim: Mursi'nin Başsavcı Abdülmecid Mahmud'u görevinden alarak Vatikan'a büyükelçi tayin etmesi, yeni bir krizin başlamasına neden oldu. Başsavcı Mahmud, Mübarek rejimine karşı 25 Ocak 2011'de başlayan halk ayaklanmasının hemen ardından Tahrir Meydanı'nda yaşanan ve ''Deve Savaşı'' olarak adlandırılan olayın sorumlularını beraat ettirdiği gerekçesiyle tepkilerin odağı haline gelmişti. Mahmud'un yerine Talat İbrahim Abdullah atandı.
22 Kasım: Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nden yapılan açıklamada, Mursi'nin devrimin cumhurbaşkanına yüklediği sorumluluk uyarınca ve devrimin hedefine ulaşması amacıyla devrik rejimin yapısını yıkmak, yolsuzlukları kökten sona erdirmek, yolsuzluklara bulaşanları yargılamak, devlet kurumlarını temizlemek, sosyal adaleti gerçekleştirmek, Mısır'ı ve halkını eski rejimin sembollerinden korumak, özgürlük, adalet ve demokrasi temelli yeni anayasanın oluşmasını sağlayacak altyapıyı oluşturmak ve halkın beklentilerini karşılamak amacıyla bir dizi karar aldığı belirtildi. Mursi, yeni anayasanın kabulüne kadar geçerli olacak değişiklikler kapsamında yargı kurumlarının, Şura Meclisi'ni ve Yeni Anayasa Komisyonu'nu feshetme yetkisini de iptal etti.
23 Kasım: Anayasa değişikliği, başkent Kahire, İskenderiye ve diğer kentlerde düzenlenen gösterilerle protesto edildi. Protestocular, Müslüman Kardeşler'in Özgürlük ve Adalet Partisi'nin ofislerini ateşe verdi. Yüksek Yargı Konseyi de anayasa değişikliğini "yargının bağımsızlığına yapılmış saldırı" olarak niteleyerek protestolara destek verdi. Tırmanışa geçen gerilim, ekonomiyi de etkiledi. Borsa, yüzde 10 oranında değer kaybetti.
26 Kasım: Yüksek Yargı Konseyi üyeleri ile görüşen Mursi, gerilimi dindirmek amacıyla anayasa değişikliğinden kaynaklanan yetkilerini kısıtlayacağı açıklamasını yaptı.
27 Kasım: Tahrir Meydanı'nda toplanan on binlerce kişi, Mursi'ye ya anayasa değişikliğini geri çekmesi ya da istifa etmesi çağrısında bulundu. Göstericilerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 1 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
29 Kasım: Anayasa Hazırlık Komisyonu Başkanı Hüsam el-Giryani, anayasa taslağının oy birliğiyle kabul edildiğini açıkladı. Mursi, taslağın 15 Aralık'ta referanduma sunulacağını belirtti.
5 Aralık: On binlerce kişi, yargının bağımsızlığına büyük bir darbe olarak nitelendirdikleri anayasa taslağını protesto etmek amacıyla Tahrir Meydanı'na akın etti. Güvenlik güçleri, Mursi'nin istifa etmesi talebinde bulunan göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Çıkan çatışmalarda 11 kişi öldü, yaklaşık bin kişi yaralandı. Maskeli kişiler, Müslüman Kardeşler'in Suez, İsmailiye ve Zagazig kentlerindeki ofislerini ateşe verdi.
6 Aralık: Mursi, Mısır'da istikrarın sağlanması ve devrimle elde edilenlerin korunması için atılacak adımları görüşmek üzere Genelkurmay Başkanı es-Sisi ve bakanlar ile bir araya geldi. Toplantının ardından halka seslenen Mursi, muhalefeti şiddet olaylarını kışkırtmakla suçladı. Gösterilerin devam etmesi üzerine Kahire'ye çok sayıda tank ve zırhlı araç gönderildi ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mursi'nin ailesi Kahire'nin 76 kilometre kuzeydoğusundaki Zagazig kentinde bulunan evlerini terk etmek zorunda kaldı.
8 Aralık: Ordu, protestoların başlamasının ardından ilk kez açıklama yaparak, kamu kurum ve kuruluşları ile masum halkın asker koruması altında olduğunu ve olayların daha da ciddileşmesine izin verilmeyeceğini vurguladı. Kabine, orduya güvenliğin sağlanması için yetki verdi. Mursi, olaylara neden olan anayasa düzenlemesini iptal ettiğini açıkladı.
15 Aralık: Anayasa referandumunun birinci aşaması yapıldı. Referandumun ilk aşamasında halkın yüzde 56,5'i "evet", yüzde 43,5'i ise "hayır" oyu kullandı.
22 Aralık: Referandumun ikinci aşaması yapıldı. Halkın yüzde 71'i "evet", yüzde 29'u ise "hayır" oyu kullandı. Böylece yeni anayasa, halkın yüzde 63,8'inin oyları ile kabul edildi.
YIL 2013
25 Ocak: 2011 Devrimi'nin ikinci yıl dönümünde gösteriler yeniden başladı. On binlerce kişi Tahrir'de toplandı. Çıkan çatışmalarda 280 gösterici ile 55 güvenlik görevlisi yaralandı. Suez kentinde yapılan gösteriler sırasında ise dört protestocu ile bir güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi.
26 Ocak: Port Said Stadyumu'nda çıkan olaylarda suçlu bulanan 21 kişiye verilen ölüm cezası, gerilimin yeniden tırmanmasına neden oldu. Çıkan çatışmalarda 33 kişi öldü.
27 Ocak: Çatışmalarda ölen 33 kişinin cenazesi, yeniden kan dökülmesine yol açtı. Polisin göstericilerin üzerine ateş açması sonucu yedi kişi yaşamını yitirdi. Mursi, Süveyş Kanalı'ndaki İsmailiye, Port Said ve Süveyş kentlerinde 30 günlük olağanüstü hal ilan etti. Mursi, gerilimi sona erdirmek amacıyla muhalefet partilerini görüşmeye çağırdı. Ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi, yeni bir hükümet kurulana kadar görüşmelere başlamayacağını açıkladı.
30 Ocak: Almanya'yı ziyaret eden Mursi, Şansölye Angela Merkel ile bir araya geldi. Görüşmede Mursi ve Merkel, Mısır'daki gelişmeler, iki ülke ilişkileri, Ortadoğu'daki barış süreci ve Suriye konularını ele aldı. Mursi, görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında olağanüstü halin uygulamasından yana olmadığını ancak yasaların çiğnenmesine de izin vermek istemediğini belirterek, ''Bundan dolayı olağanüstü hal ilan ettim. Bu da sınırlı bölgeler için geçerli. Bu halkın güvenliği için geçici bir önlem. Durum istikrara kavuştuğunda geri alınacak'' dedi.
11 Şubat: Mısır halkı, Mübarek'in istifasının ikinci yıl dönümünde cumhurbaşkanlığı sarayı önünde toplanarak Mursi'yi protesto etti.
19 Mart: Cumhurbaşkanı Mursi, Hindistan'a üç günlük resmi ziyarette bulundu. İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ile yatırım ve ticaretin artırılması hedefiyle gerçekleştirildiği belirtilen ziyarette Mursi, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ile bir araya geldi.
28 Mart: Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Güney Afrika'da yapılan BRICS ülkelerinin 5. zirvesi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile görüştü.
30 Mart: Mısır Başsavcısı, İslami değerleri ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi aşağıladığı gerekçesiyle ülkenin tanınmış komedyenlerinden Basim Yusuf hakkında yakalama kararı çıkardı. Muhalefet partisi, yakalama kararını Mursi'nin hükümetine karşı çıkanları susturma hareketi olarak niteledi. Gözaltına alınıp sorgulanan Yusuf, kefaletle serbest bırakıldı.
28 Nisan: Mursi, Suriye için başlattığı "Dörtlü girişimi' etkinleştirmek amacıyla Tahran'da İranlı yetkililerle bir araya geldi.
8 Mayıs: Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, resmi ziyarette bulunduğu Brezilya'da Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile sağlık, ziraat, toplumsal kalkınma ve teknik destek konularında altı anlaşma imzaladı.
16 Mayıs: Silahlı bir grup, Mısır'ın El-Ariş kentinden Refah'a giden otobüsü El-Vadi el-Ahdar bölgesinde durdurup Mısırlı yedi güvenlik görevlisini kaçırdı. Güvenlik görevlileri, Mursi ve aşiret liderleri arasındaki görüşmelerin ardından bir hafta sonra serbest bırakıldı. Mursi'nin krizi çözmek için izlediği tutum, yoğun bir biçimde eleştirildi.
26 Haziran: Mursi'nin 2 saat 40 dakika süren halka sesleniş konuşması, provokatif ve tehdit dolu olarak nitelendi. Muhalefet, konuşmanın ardından 30 Haziran'da cumhurbaşkanını protesto etmek için sokaklara dökülme kararı aldı. Mursi taraftarları da on binlerin katılımıyla destek gösterilerine başladı.
28 Haziran: Yeniden Tahrir Meydanı'nı dolduran halk, Mursi'nin istifasını istedi.
30 Haziran: Tahrir'deki gösteriler, ülkenin diğer kentlerine de yayıldı. İskenderiye, El-Mahalla ve Süveyş Kanalı'ndaki kentlerde Mursi'nin istifası için gösteriler düzenlendi. Muhalifler tarafından kurulan Temerrüd (İsyan) Hareketi, Mursi'nin istifası için 22 milyon imza topladığını açıkladı.
1 Temmuz: Göstericiler, Müslüman Kardeşler'in Kahire'deki genel merkezine saldırdı. Siyasi partilere halkın taleplerini yerine getirmeleri için 3 Temmuz'a kadar süre tanıyan ordu, sorunların çözülmemesi durumunda müdahale edeceğini açıkladı. Çevre Bakanı Halid Fehmi, İletişim Bakanı Atıf Hilmi, Turizm Bakanı Hişam Zazu ile Hukuk İşleri ve Meclis Bakanı Hatim Bacatu istifa etti.
Nur Partisi, prensipte meşruiyeti savunduğunu ancak iç savaşın önlenmesi için Cumhurbaşkanı'nın erken seçim tarihi vermesi ve teknokrat hükümeti kurmasını da ihtiva eden yol haritası açıklamasını istedi.
İngiliz Guardian gazetesine demeç veren Mursi, ülkenin ikinci bir devrime sahne olmayacağını vurgulayarak, muhalefetin erken seçim önerisini reddetti. Mursi, anayasadan, düzenden sapılmasına kesinlikle müsamaha göstermeyeceğini, istifasının kendisinden sonra geleceklerin meşruluğunu yok edeceğini ve ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyeceğini söyledi.
2 Temmuz: Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr da istifa eden bakanlar arasına katıldı.
Seçimle geldiği görevinin meşruluğunu hayatı pahasına savunacağını açıklayan Mursi ise yaşanan olaylardan eski Cumhurbaşkanı Mübarek'in yandaşlarını sorumlu tuttu.
Mısır Ortodoks Kilisesi'nin başı Papa II. Tawadros, twitter hesabındaki şu mesajla darbe sürecine tam destek verdi:
"Mısır halkına hayranım. Çalınan devrimini 'temerrüd/isyan' düşüncesi ve fedakar gençleri sayesinde yüksek medeni bir üslupla geri alıyor. Dualarım Mısır halkının tamamı için."
Ezher Şeyhi Ahmed Tayyib ise darbeyi "kötünün iyisi" olarak nitelendirdi.
3 Temmuz: Silahlı kişilerin Mursi yandaşlarına ateş açması sonucu 16 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı. Ülkenin pek çok yerinde benzer saldırılar oldu.
Mursi, kendisini destekleyenlere barışçı direnme çağrısında bulundu ve uzlaşı hükümeti kurulmasını önerdi ancak Savunma Bakanı es-Sisi, verilen sürenin sona ermesinin ardından ordunun yönetime el koyduğunu açıkladı.