BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,89
HABER /  GÜNCEL

Mısır hükümeti Batı medyasını suçluyor

Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi "Ülkenin yakılıp yıkılması ve Batılı medyaya, ülke sokaklarında çarpışmalar olduğu şeklinde yanlış bir imaj yansıtılması karşısında sessiz kalmayacağız" diyor.

Abone ol

Mısır'ın Arapça yayın yapan başlıca televizyonu son günlerde ekranın bir köşesine yerleştirilen yeni bir logo ile yayın yapıyor.

Kanal tarihinde ilk kez, İngilizce bir logo seçilmiş: Mısır bayrağının renkleri olan kırmızı, siyah ve beyaz harflerlerle yazılmış "Mısır terörizmle savaşıyor" sözleri...

Özel ON TV kanalı da, haber ve söyleşi programlarını anında İngilizce çeviriyle yayınlamaya başladı.

Ağırlıklı şekilde ordu yanlısı yayın yapan bu kanalın uluslararası izleyicilere de seslenmeye çalıştığı açık.

Mısır'da geçici yönetimin ve ordunun Batılı ülkeleri hedef alan kapsamlı bir halkla ilişkiler hamlesi başlattığı gözleniyor.

Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yandaşlarına karşı, geçen hafta girişilen şiddetli müdahale karşısında ABD ve AB'den gelen eleştiriler, Kahire'deki mevcut yönetimde derin bir hassasiyet yaratmış görünüyor.

'Sessiz kalmayacağız'

Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi, yüzlerce kişinin kanlı saldırılar sonucu öldürüldüğü geçen haftaki olaylardan bu yana ilk kez dün, halka açıklama yaptı ve yabancı muhabirlere şu mesajı verdi:

"Ülkenin yakılıp yıkılması, halkın dehşete düşürülmesi ve Batılı medyaya, ülke sokaklarında çarpışmalar olduğu şeklinde yanlış bir imaj yansıtılması karşısında sessiz kalmayacağız."

Cumartesi günü de Cumhurbaşkanının siyasi danışmanı Mustafa Hegazi, Batı medyasını polise yönelik saldırıları ve kiliselerin tahribini görmezden gelmekle suçlamıştı.

Mısır kiliselerine yapılan saldırılardan İslamcı güçler sorumlu tutuluyor.

Hegazi, "Biz Mısırlılar, Mısır'daki olayların veriliş tarzı konusunda derin bir sıkıntı duymaktayız." demişti.

İngilizce bilgilendirme hamlesi

Mısırlı yetkililer son günlerde hem Arapça, hem İngilizce basın toplantıları düzenlemeye başladı.

Özel El-Yawm el-Sabi haber kuruluşu, "Batılı medyanın, Mısır'da istikrarsızlık yaratmak, ülke güvenliğini etkilemek, söylentiler yaymak ve halk arasındaki birliği bozmak istemesi" nedeniyle, İngilizce haber sitesi kurulacağını açıkladı.

El-Yawm el-Sabi yeni internet sitesinde "süre giden olayları, video klipleri ve fotoğraflarla destekleyerek, doğru ve kapsamlı bir şekilde izleyeceklerini" belirtti.

Mısır'ın mevcut yönetimi, sadece Batılı medyayı eleştirmekle kalmadı.

Mısır Enformasyon Bakanı Düriye Şeref el-Din, merkezi Katar'da bulunan el-Cezire televizyonunun "güvenlik ve istikrarı tehdit ettiğini" savundu ve şirketin hukuki konumunun gözden geçirileceğini bildirdi.

Mısır resmi yayın organlarının aksine, el-Cezire, yayınlarında Müslüman Kardeşler sözcü ve yandaşlarına geniş yer ayırıyor.

El-Cezire, sık sık Mursi yandaşı gösterileri yayınlıyor. Cumartesi günü de, güvenlik güçlerince kuşatılan el-Fetih Camii içindeki protestocularla kurulan canlı video bağlantısını yayınladı.

El-Cezire'de çalışan gazeteciler, yetkililerce taciz edildiklerini söylüyor.

'Yüz kızartıcı bir durumda kalındı'

Mısırlı gazeteci ve yorumcu Ahmed Samir, "çok sayıda insanın öldürülmesi ardından, yetkililerin kritik ve yüz kızartıcı bir durumda olduklarını" belirtiyor.

BBC'nin Kahire'deki dinleme servisinde görev yapan ve günlük gazeteleri, haber bültenlerini ve sohbet programlarını yakından izleyen Angy Ghannam, başlangıçta devlet medyasının ve özel yayın kuruluşlarının, ordu desteğindeki geçici hükümetin siyasetini Mısır halkına açıklamaya odaklandığını ancak şimdi odak noktasının değiştiğini anlatıyor.

"Mısır medyası daha sonra ülkedeki olayların yansıtılma biçimi dolayısıyla Batılı medyayı eleştiren yayınlara geniş şekilde yer verdi. Bununla birlikte son birkaç gündür, bazı yayın kuruluşlarının, mesajın uluslararası kamuoyuna aktarılamamasından kendilerini sorumlu tutmaya başladıkları, belirgin şeklide görülüyor." diyen Ghannam, son günlerde Mısır medyasının Batı'ya seslenme hamlesine giriştiğini belirtiyor.

"Batılı kamuoyunu kazanma atılımlarının hatalı olduğunu" söyleyen Angy Ghannam, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed el Baradey'in hemen istifa etmesine dikkat çekiyor ve "Geniş bir uluslararası deneyime sahip olan, Nobel ödüllü el Baradey, meydana gelenlerin dünya kamuoyuna haklı gösterilemeyeceğini anladı. Bu, kendi ilkelerine ters düşüyordu ve o nedenle istifa etti." diyor.