Cumhurbaşkanı Mursi iktidardaki birinci yılında ekonomik sorunları aşamadığı gerekçesiyle eleştirilirken, destekçileri ekonomik stratejinin oluşturulabilmesi için daha fazla zaman gerektiği görüşünde.
Abone olMısır'da hafta sonu Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin istifası çağrısıyla başlayan kriz dinmiyor.
Ordunun ülkedeki krizin 48 saat içinde çözülmesi yolundaki ültimatomunu reddeden Mursi, milli mutabakat için kendi planlarını uygulamayı sürdüreceğini söyledi.
Mursi'nin önündeki sorunun büyük bir bölümünü ise ülkede aşılamayan ekonomik sorunlar oluşturuyor.
Muhammed Mursi, 2011'de otuz yıllık Hüsnü Mübarek rejimini deviren kitlesel gösterilerin ardından 2012 Haziranı'ndaki seçimlerle Mısır'ın ilk sivil cumhurbaşkanı olarak göreve geldi.
Muhalif göstericiler, tüm Mısırlıları kapsayan bir iktidar vaat etse de Mursi'yi görevde geçen ilk yılında ülkedeki güvenlik sorunlarını ve ekonomik sıkıntıları aşmakta yetersiz kalmakla suçluyor. Kimileri, kendisi de Müslüman Kardeşler kökenli olan cumhurbaşkanının, İslamcıların siyaset sahnesini tekelleştirmesine izin verdiğini iddia ediyor.
Destekçileri ise Cumhurbaşkanı Mursi'nin ekonomik sorunların üstesinden gelmek için daha çok zamana ihtiyacı olduğunu savunuyor.
2011 sonrası Mısır ekonomisi
Ne var ki 2011'deki halk hareketinden bu yana zaten kötü durumda olan Mısır ekonomisi, daha da zora sürüklendi.
Mursi'nin kısa dönem iktidarı boyunca, enflasyon, kamu borcu ve yoksulluk arttı. İşsizlik, Mübarek rejimine kıyasla çok daha fazla artarak yüzde 14'e tırmanırken istihdam yok denecek kadar azaldı.
Economist dergisinin verilerine göre, Ocak 2013’ten bu yana, Mısır'ın para birimi yüzde 10 değer kaybetti. Menkul kıymetler borsasında yüzde 10 düşüş gözlendi. Mısır'ın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yüzde 12'sini oluşturan turizm gelirleri ve dış yatırım azaldı, döviz rezervleri de küçüldü.
BBC Arapça servisinden Kamel Souiad, gıda fiyatlarının da tırmandığı Mısır'da, 83 milyonluk nüfusun dörtte birinin, yoksulluk sınırı altında yaşadığına dikkat çekiyor.
Mısır'da yakıt sıkıntısı da başlıca sorunlardan biri.
Bu durum petrol istasyonları önünde uzun kuyruklar oluşmasına neden oluyor. Ayrıca elektrik kesintilerinin sürekli hale gelmesi de halkı zora sokuyor.
BBC'ye konuşan Signet Ensitüsü Başkanı Angus Blair de 'böylesi yoksul bir ülke için bunun sürdürülebilir olmadığını' belirtip "Bu yoksullar üzerinde yeni bir vergi" gibi yorumunu yapıyor.
Darbe alan turizm sektörü
Her 10 Mısırlıdan birinin istihdam edildiği ve ekonominin yapıtaşlarından biri olan turizm sektörü de ciddi darbe aldı.
Eski bir petrol tüccarı olan Mahmud Yusuf, 'Müslüman Kardeşler'in hükümeti bir yıl daha iktidarda kalırsa, Mısır'da ekonomi kalmayacağı' görüşünde.
Yusuf'a göre Mısır, son bir yılda bugüne kadar hiç görülmemiş oranda zarar gördü.
Yusuf, "Ülkenin gayrı safi milli hasılasının yüzde 20'sini turizm oluşturuyor. Belki 10 milyon insan ekmeğini turizmden kazanıyor. Antik Mısır, piramitler ya da Nil'de gemi turu insanların hayalidir ama şimdi bakıyorsunuz bomboş. İnsanlar çalışamıyor." yorumunu yapıyor.
Hükümeti destekleyenler ise 30 yıllık Mübarek rejiminin ardından sadece bir yıldır, üstelik demokratik seçimle iktidara gelmiş bir partiye ekonomik stratejinin yerleşmesi için biraz daha zaman tanınması gerektiği görüşünde.
Mahmud Yusuf bu görüşe katılsa da Müslüman Kardeşler'in tek bir vizyonu olduğunu, kendi inandıkları türde, İslami bir ülke inşa etmeyi hedeflediklerini ve hükümetin vizyonunu geniş tutamadığını savunuyor.
Müslüman Kardeşler'in Özgürlük ve Adalet Partisi'nin Genel Başkan yardımcısı Esam el Erian, ülkenin kalkınmasını asıl engelleyenin muhalefet olduğuna dikkat çekiyor.
El Erian, "muhalefet, cumhurbaşkanının ilerleme kaydetmesini engellemek için yıl boyu şiddete başvurdu. Kaos yaratarak kasten ekonomiye zarar verdiler. Mısır halkı ise onlara inanmıyor. Cumhurbaşkanı yasal ve özgür seçimlerle iktidara geldi. Muhalefetin önünde bir kaç ay içinde parlamento seçimleri üç yıl içinde de cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Aksi takdirde talepleri meşru değildir. Ama bu yolu seçiyorlar çünkü seçimi kaybedeceklerini biliyorlar." diyor.
IMF ile görüşmelerin geleceği
Öte yandan Mısır'ın içine düştüğü ekonomik krizden çıkışta bir seçenek olarak gördüğü Uluslararası Para Fonu IMF ile yürüttüğü kredi görüşmeleri de bir sonuca varmış değil.
IMF yaklaşık 5 milyar dolarlık kredi görüşmeleri sırasında başta yakıt üzerinde olmak üzere kimi teşviklerin düşürülmesini, bu ve benzeri reformlar üzerinde toplumsal uzlaşma sağlanmasını şart koşmuştu.
BBC muhabiri Andrew Walker, Mısır hükümetinin siyasi açıdan destek bulamayacakları kimi reformları uygulamakta da isteksiz kaldığına bunun da IMF yardımının askıda kalmasına yol açtığına dikkat çekiyor.
Birçok yabancı banka ve yatırımcı da IMF ile anlaşma sonrası yatırım yapmaya açık olduklarını duyurdu. Fakat önce, hükümetin IMF'nin koşul olarak öne sürdüğü temel reformları yerine getirmesi bekleniyor.
Körfezden gelen destek
Bununla beraber Mısır hükümeti, başta Katar olmak üzere petrol zengini Körfez ülkelerinden finansal destek sağlamayı başardı.
Katar, Mursi'nin seçilmesi ardından beş milyar dolarlık destek sağladı.
Aynı zamanda Libya petrolleri için de tatminkâr bir anlaşma sağlanabildi.
Bununla beraber Mısır'ın daha fazla uluslararası yardıma ihtiyaç duyduğu bir gerçek.
BBC Arapça servisinden İslam Sadany'e göre Mısır ekonomisinin düze çıkması önünde ilk adım, güvenliğin ve toplumun tüm kesimleri arasında siyasi uzlaşmanın sağlanması.
Sadany, bu sayede borsanın canlanacağını, başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden olmak üzere Mısır'dan kaçan yatırımcıların geri dönmeye başlayacağına inanıyor.
BBC Arapça servisinden Kamel Souiad'e göre de siyasi istikrar sağlanmadıkça ve açık bir ekonomik strateji ortaya konmadıkça ekonomik krizin aşılması güç.
Souiad'e göre IMF ile varılacak bir anlaşma, AB, ABD ve diğer ülkelerden yatırımları teşvik edebilir.