Miraç Kandili 2016 yılında ne zaman sorusunun yanıtı belli oldu. Miraç Kandili 3 Mayıs 2016 salı günü. Miraç kandili ile ilgili hadisler ve önemi hakkında bilgileri sizler için derledik.
Abone olÖnümüzdeki hafta 3 Mayıs 2016 salı günü Miraç Kandili. Miraç Kandili ile ilgili hadisler ile birlikte kelime olarak Miraç nedir ve bu Miraç kandilinin önemi nereden gelir sorularının yanıtlarını biraraya getirdik.
Miraç Kandili gecesi Hazreti Muhammed'in göğe yükseldiği gece olması sebebiyle önemlidir.
MİRAÇ KANDİLİ ÖNEMİ NEDİR?
İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten on sekiz ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Kadir gecesinin de Ramazan’ın 27. gecesi olması ile aralarında çok gizemli bir tevafuk vardır.
Bediüzzaman Hazretleri: “Mi’rac gecesi ikinci bir Kadir gecesi hükmündedir.” sözleriyle, bu gecenin Kadir gecesinden sonra en kutsal gece olduğunu belirtmişlerdir.
MİRAÇ KANDİLİ İLE İLGİLİ HADİSLER
Kur'ân–ı Kerim’de İsrâ suresi bu İsrâ olayını anlatır. Necm suresi de İsrâ’nın devamı olan Miraç Kandilini anlatır. Âyetlerde biraz da kapalı olarak anlatılan bu esrarengiz Miraç yolculuğu, Hazreti Muhammed'in bir çok hadîslerinde detaylarıyla aktarılmıştır.
MİRAÇ KANDİLİ DUASI
Miraç Kandili ikinci bir kadir Gecesi hükmünde olduğu için bu gecede edilen dualar geri çevrilmez. Miraç Kandili gecesinde Kur'an okuyup namaz kılmak ve bolca dua etmek gerekir. Nihat Hatipoğlu'nun Miraç duasını Türkçe olarak sizin için hazırladık.
KURAN'DA MİRAÇ GECESİNİ ANLATAN SURELER
Kuran-ı Kerim'deki Miraç gecesini anlatan sureler şöyledir;
Isrâ Sûresi 1
"Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, herseyi işiten, her şeyi gören O'dur."
Necm Suresi :
1 - İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
2 - Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
3 - O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
5 - Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
6 - (Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
7 - O, en yüksek ufukta idi.
8 - Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
9 - Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
10 - (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
11 - Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
12 - Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.
13 - Andolsun onu bir kez daha görmüştü.
14 - Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.
15 - Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.
16 - Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
17 - (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.
18 - Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.
MİRAÇ GECESİ NE OLDU 7 KAT SEMAYI NASIL DOLAŞTI?
Bir gece Kâbe–i Muazzama’nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i Aksa’ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu ifade ediyordu. Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. Hazreti Muhammed sütü içti. Bu ümmetinin doğru yola iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere yükseltici bir mirac (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır.
1. kat semada: Hz. Adem’le,
2. kat’ta Hz. İsa ve Hz. Yahya,
3. kat’ta Hz. Yusuf,
4. kat’ta Hz. İdris,
5. kat’ta Hz. Harun,
6. kat’ta Hz. Musa
7. kat’ta Hz. İbrahim ile görüştü.
Melekleri, Cennet ve Cehennem’e kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Miraç gecesi bütün mülk ve melekût âlemlerini dolaştı. Cebrail Hazreti Muhammed'i daha da yükseklere çıkardı, öyle bir fezaya vardılar ki kaderleri yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar âleminin son sınırı olan Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaştılar. Cebrail:
-"İşte burası Sidretü’l–Müntehâ’dır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım" dedi.
Hz. Muhammed 'e Sidre’de dört kutsal nehir ve her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma’mûr gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih etti.
Hazreti Muhammed o gece şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü’l–Me’vâ’yı temaşa etti. Cebrail’i geride bırakan Hz. Muhammed, burada Refref’e binerek Arş–ı A’lâ’ya geçti ve Kâb–ı Kavseyn olarak belirtilen “imkân dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına” ulaştı. Huzûr–u Kibriya’da Allah'a ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha fazla yaklaştı. Cemâlullah’ı perdesiz ve vasıtasız olarak onunla zaman ve mekandan menüzzeh konuştu. Daha sonra tekrar Refref’le Sidre’ye geri döndü. Orada Cebrail’i asıl hüviyetiyle –tıpkı ilk defa Hira’da gördüğü şekliyle– gördü. Müteakiben de yine Cebrail ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir zaman parçasında dünyaya döndü.
MİRAÇ GECESİYLE GELEN HEDİYELER
Hazreti Muhammed “Ben mi’racdan daha güzel bir şey görmüş değilim.” diyerek o gecenin önemini anlatmıştır. Miraç Gecesi dünyaya dönerken ümmetine hediyeler getirmiştir. Bu hediyeler şunlardır;
Birincisi : Beş vakit farz namazı getirmiştir. İhsan şuuruyla kılınan namazlar, ümmetin mirac asansörleri olacaktır.
İkincisi: “Âmenerrasûlü” diye bilinen âyetleri getirmiştir. (Bakara, 2/285–286)
Üçüncüsü: İsra Suresi’nin 22–39. âyetlerinde bahsedilen on iki adet İslâm prensibini getirmiştir.
Dördüncüsü: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve Cennet’e girecekleri müjdesini getirmiştir.
Beşincisi: İyi amele niyetlenen kişiye –onu yapamasa bile– bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye –onu yapmadığı müddetçe– hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi.
Bir diğer hediye de, Mi’rac gecesi Allah ile karşılıklı selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki et–Tahiyyâtü diye meşhur olan bu sözler, bütün namazlarda otururken okunmakla Miraç 'da Allah ile Habibi arasındaki o kutsî sohbeti hatırlatmakta ve benzerî bir mükâlemeye namaz kılanı mazhar etmektedir.