BIST 9.588
DOLAR 34,63
EURO 36,52
ALTIN 2.929,27
HABER /  GÜNCEL

Minik bebeğime ölüm hiç yakışmadı

Duru güzelliği ile Türk izleyicisi için 'rüzgâr gibi geçen' Arbaş, daha 35 yaşında Los Angeles'ta kalbine yenik düştü

Abone ol

Geçen hafta dedesi ressam Avni Arbaş'ın cenazesine katılan Derya Arbaş (35), Los Angeles'taki evinde, uykudayken geçirdiği kalp krizi sonucu can verdi. Kızını bu pazartesi sabahı Amerika'ya uğurlayan Zerrin Arbaş, önceki gece gelen ölüm haberiyle yıkıldı. Derya Arbaş'ın, dedesinin vefatından sonra Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı planladığını söyleyen annesi gözyaşları içinde kızının son günlerini şöyle anlattı: "Pazar günü dedesinin Asmalı Mescit'teki evini temizletip eşyalarının bir kısmını yerleştirdi. 2 Kasım'da ABD'ye dönüş bileti vardı. 'Anne, bileti 20 Ekim'e alıp bir an önce eşyalarımı getireyim' dedi. Kitap yazacak, dedesi gibi resim ve yeni film projeleri yapacaktı. Çok yazık. Allah kimseye evlat acısı vermesin" 3 kuşağı da kalp vurdu Zerrin Arbaş, kızının daha önce kalbiyle ilgili hiçbir sorunu olmasa da, ailede üç kuşağın kalplerine yenik düştüğünü söyledi. Derya Arbaş'ın kızılderili olan babası Dehl Berti'nin 29, 49 ve 53 yaşında kalp krizi geçirdiğini ve 71 yaşında da son kalp krizi ile vefat ettiğini belirten Zerrin Arbaş, "Benim annem de 26 yaşında beni doğururken kalp yetmezliğinden öldü. Daha 35 yaşında bu kadar güzel, şeker bir bebeğin ölmesi korkunç bir şey" diye konuştu. Uyuşturucu kullanmadı Kızının yüksek doz uyuşturucu nedeniyle öldüğü iddialarını kesin bir dille yalanlayan Arbaş, sözlerini gözyaşları içinde şöyle bitirdi: "16 saatlik uçak yolculuğunun ardından Greese isimli kız ardaşı onu havaalanından almış. Eve gittiğinde çok bitkinmiş, bavullarını koyup yatağına bile gidemeden koltukta yığılıp kalmış. Kız arkadaşı da uyuduğunu görünce gidip yatmış. Sabah da uykudayken bebeğimin öldüğünü görmüş". Derya Arbaş, bu cumartesi günü, babasının Los Angeles'taki mezarının yanına defnedilecek. Sinemayla daha 5 yaşında tanıştı Henüz 35 yaşında yaşamını yitiren Derya Arbaş, sinemayla ilk kez 1975'te annesinin Cüneyt Arkın ile oynadığı 'Battal Gazi' filmiyle tanıştı. Yeşil gözleri, upuzun saçları ve duru güzelliği ile dikkat çeken Arbaş, 1985'te 'Kuyucaklı Yusuf', ardından 1986'da 'Beyaz Bisiklet', 'Alev Gibi', 'Bir Günlük Aşk', 'Dilan' filmlerinde oynadı. Ağrı'da 'Dilan'ın çekimlerinde tanıştığı Nihat Polat ile yaptığı evlilik çok kısa sürdü. 1993'te kariyerinin en iyi filmlerinden biri olan 'Gece Melek ve Bizim Çocuklar' isimli sinema filminde başrol oynadı. 'Bir Scarlett Aranıyor Yarışması'nda Türkiye'yi temsil eden Arbaş, Hollywood'da şansını denedi ama başarılı olamayınca, aldığı fotoğrafçılık eğitimi üzerine çalışmalar yaptı.