Caminin bir dönem Toptaşı Cezaevi olarak kullanılan bölümünden 200 ton kurşun kalıp yok edildi.
Abone olÜsküdar Atik Valide Camii'nin külliyesi çatısındaki kubbelere varıncaya kadar soyuldu. Hırsızlar, 421 yıllık binadaki tarihi hamamda kurna bile bırakmadılar. Padişah III. Ahmet'in annesi Nurbanu Sultan'ın 1583'te Mimar Sinan'a yaptırdığı Üsküdar Atik Valide Camii'nin bir dönem Toptaşı Cezaevi olarak kullanılan bölümü, hırsızlarca yağmalandı. Kubbedeki yaklaşık 200 ton kurşun kalıp, gece operasyonlarıyla yok edildi. Geniş sütunlu galerileri, eşsiz kalem işçiliği ve birbirinden güzel İznik çinileriyle Mimar Sinan'ın son eserlerlerinden olan Atik Valide Camii'nin bazı bölümleri hırsızlara terk edildi. Tinercilere barınak oldu En son imam hatip lisesi olarak kullanılan ve okulun 10 yıl önce taşınmasıyla boş kalan Dar - ül Hadis bölümü, evsizlerle tinercilere barınak oldu. 421 yıldır ayakta duran eser, hırsızlar yüzünden çıplak kaldı. Binanın kubbelerini saran ve yaklaşık 200 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen kurşun kaplamalar birer birer sökülerek satıldı. Ama tarih talanı aylarca fark edilemedi. Çünkü kubbelerin yoldan görülen ön cephesine dokunmayan hırsızlar, arkadaki kurşunları söktü. Binanın yağmur için yapılan alüminyum koruma demirlerini de söken hırsızlar, liseden kalan masa, sandalye ve kalorifer peteği gibi para edecek her şeyi talan etti. Kurnalar bile çalındı Hırsızlara karşı tek başına mücadele eden Atik Valide Camii Koruma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Yakup Gürcan, Anadolu'nun en büyük külliyesinin sahipsiz kaldığını söyledi. 1992'de caminin birbirinden değerli çinilerinin çalındığını kaydeden Gürcan, "Şimdi de imam hatip olarak kullanılan bölüm çatısına varıncaya kadar soyuldu. Binanın içindeki tarihi hamamda kurna bile bırakmadılar. Böyle büyük bir eserin mezbelelik haline gelmesi çok büyük bir utanç" dedi. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlara durumunu bildirdiklerini belirten Gürcan, "Hırsızların birkaçı ellerindeki kurşun yüklü çuvallarla yakaladık. Bazıları da çuvalları bırakıp kaçtı. Ata yadigârı kültür hazinesine bu yapılanlar reva mı?" diye konuştu. Restorasyonu Anıtlar Kurulu durdurdu Külliyenin, imaret, kervansaray ve tabhane bölümleri 1865'te İstanbul'da baş gösteren kolera salgını süresince hastane, sonrasında askeri depo olarak kullanıldı. Ardından akıl hastanesi oldu. 1927'de Mazhar Osman'ın hastaneyi Bakırköy'e taşımasıyla tekrar kimlik değiştirdi. 1935'te tütün bakım atölyesi olarak kullanılmaya başlandı. 1976'da Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredildi. Dar-ül Hadis bölümü Toptaşı Cezaevi, diğer bölümler meslek lisesi oldu. Son olarak imam hatip lisesine dönüştürüldü. Bu okulun da Çengelköy'e taşınmasıyla bir daha kullanılmadı. Toptaşı Cezaevi kısmı, geçen yıl Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce Marmara Üniversitesi (MÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi'ne devredildi. Sanat merkezine dönüştürülmesi planlanan bina, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü'ne takıldı. Kurul, çalışmaları uygunsuz bularak inşaatı durdurdu.