BIST 9.640
DOLAR 34,60
EURO 36,62
ALTIN 2.938,28
HABER /  DÜNYA

Milyonların kaderi bu savaşta

ABD Başkanı Bush, 11 Eylül'ün yıl dönümünde Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten ulusa seslendi.

Abone ol

ABD Başkanı George W. Bush, 11 Eylül terörist saldırılarının yıldönümünde, gelecek kuşakları ''nükleer silahlarla donanmış terörist devletler ve radikal diktatörlerle yönetilen bir Orta Doğu'yla'' karşı karşıya bırakmayacaklarını belirterek, ''umut dolu bir Orta Doğu'nun kurulmasına'' çalışılacağı mesajı verdi. ABD Başkanı, New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu İkiz Kuleler ve Washington'da Pentagon'a düzenlenen saldırıların beşinci yıldönümünde, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten ulusa seslendi.

Bush, ülkeyi bekleyen tehditler, güvenliği sağlamak için yürütülen çabalar ile ''dünyada barışın kilidini tutan daha umut dolu bir Orta Doğu'nun kurulması" yolunda yapılanları anlattı. Bush, konuşmasında bugün ABD'nin saldırılara karşı daha güvende olduğunu, ancak tam anlamıyla güvenliğin sözkonusu olamayacağını söyledi. ABD Başkanı, teröristlerin ''saptırılmış bir İslam anlayışı'' bulunduğunu ve ''radikal İslam imparatorluğu'' kurma amacı taşıdığını, bu meselenin bir ''ideoloji mücadelesine'' dönüştüğünü kaydetti.

Bush, ''çocuklarımızı, nükleer silahlarla donanmış terörist devletler ve radikal diktatörlerle yönetilen bir Orta Doğu'yla karşı karşıya bırakmayacağız'' derken, 11 Eylül saldırılarının mimarı terörist Usame bin Ladin'in, ne kadar zaman alırsa alsın bir gün yakalanıp adalet önüne getirileceğine söz verdi. George W. Bush, ABD'nin işini bitirmeden Irak'tan çekilmeyeceğini, çekilirse bunun ''yenilgi'' anlamına geleceği ve teröristlerin elini güçlendireceğini söyledi.

11 Eylül'den bu yana geçen beş yılda Amerikan topraklarında terörist saldırı olmadığını, ancak El Kaide ve yandaşlarının, iki düzine ülkede saldırılar düzenlediğini belirten Bush, artık ABD'nin, Orta Doğu'da ne pahasına olursa olsun istikrarı koruma politikasının değiştiğini ifade etti. Bush, ABD'nin amacının, Orta Doğu'da radikalizmi azaltarak çocuklarına daha güvenli bir gelecek sağlamak olduğunu ve 11 Eylül vesilesiyle bir kez daha kendisini, tarih tarafından sunulan bu amaca adadığını belirtti.

''DÜŞMAN HAKKINDA ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK''

Başkan Bush, 11 Eylülden bu yana ''düşman'' hakkında çok şey öğrendiklerini belirterek, ''kötü ve acımadan öldürüyor ama amaçsız değil. Saptırılmış bir İslam vizyonuyla hareket eden aşırıların küresel ağ kurduğunu öğrendik. Totaliter bir ideolojileri var, özgürlükten nefret ediyorlar, hoşgörüyü reddediyorlar ve kendilerine karşı çıkanlara tahammülleri yok. Amaçlarının, kadınların evlerinde hapis olduğu, erkeklerin kaçırdıkları namaz için dövüldüğü, teröristlerin Amerika ve diğer medeni ülkelere karşı saldırı planladığı radikal bir İslam imparatorluğu kurmak olduğunu öğrendik. Bu düşmana karşı savaş, askeri bir çatışmadan çok daha fazla birşey. Bu, 21. yüzyılın belirleyici ideolojik mücadelesi ve bizim kuşağımıza çağrıda bulunuyor'' diye konuştu.

''MİLYONLARIN KADERİNİ BELİRLEYECEK BİR SAVAŞTAYIZ''

ABD Başkanı, şunları kaydetti: ''Düşmanın eline kitle imha silahları geçerse bize karşı kullanabilir. Amerika bu savaşı istemedi ve her Amerikalı bitmesini istiyor. Ben de öyle. Ancak savaş bitmedi. Biz veya düşmanımız zafer kazanana kadar da bitmeyecek. Bu düşmanları şimdi yenmezsek çocuklarımız, nükleer silahlarla donanmış terörist devletler ve radikal diktatörler tarafından yönetilen bir Orta Doğu'yla karşı karşıya kalacak. Bu yüzyılın gidişatını ve bütün dünyada milyonların kaderini belirleyecek bir savaştayız.

Amerika için 11 Eylül trajediden daha fazla birşey. Dünyaya bakışımızı değiştirdi. Düşmanımıza karşı saldırıya geçtik ve teröristlerle onlara destek veren, barındıranlar arasında ayrım yapmayacağız.''. Bin Ladin ve onun gibi teröristlere ABD'nin mesajının açık olduğunu belirten Bush, ne kadar zaman alırsa alsın ABD'nin onları bulup adalet önüne getireceğini söyledi. Bush, 11 Eylülde ABD'nin, tehditlerle, kendi topraklarına ulaşmadan savaşması gerektiğini öğrendiğini söyledi ve ''Bana sık sık, 11 Eylül saldırılarıyla bağlantısı olmadığı halde neden Saddam Hüseyin rejiminin devrildiğini, neden Irak'a girdiğimizi soruyorlar. Onlara cevabım şu. Saddam rejimi açık bir tehditti. Benim yönetimim, Kongre ve BM tehdidi gördü. 11 Eylül sonrası Saddam rejimi dünyanın göze alamayacağı bir risk teşkil ediyordu. Dünya bugün daha güvenli çünkü Saddam iktidarda değil'' diye konuştu.

Irak'ta ''kararlı bir düşmanla'' karşı karşıya olunduğunu ancak koalisyon güçlerinin de kararlı olduğunu belirten Bush, ''İşimiz bitene kadar Irak'tan çıkmayacağız'' dedi. Çekilmeleri halinde teröristlerin saldırılarını Amerikan topraklarına da taşıyacağını belirten Bush, Amerika'nın güvenliğinin, ''Bağdat caddelerindeki savaşın sonucuna dayandığını'' söyledi.

Bin Ladin'in, bu savaşı ''Üçüncü Dünya Savaşı'' olarak adlandırdığını ve Irak'taki teröristlerin zafer kazanması durumunda bunun Amerika için ''sonsuza kadar yenilgi ve onur kaybı'' anlamına geleceğini söylediğini aktaran Bush, Irak'ın bin Ladin gibilerinin eline bırakılması durumunda ''düşmanın güçleneceğini'' ve Irak'ta güvenli bir barınak kazanacağını, Irak kaynaklarını, aşırı hareketleri beslemek için kullanacaklarını kaydetti. Buna izin verilemeyeceğini vurgulayan Bush, 11 Eylülden bu yana 1.6 milyon Amerikalı'nın orduya yazıldığını, Amerikan ordusunun gönüllülerden oluştuğunu hatırlattı ve başladıkları işi bırakmayacaklarını söyledi.

''ORTA DOĞU'DA SAKİNLİK SERAPMIŞ''

Teröristlerin, oy veren yaşlı adamdan, okula kaydolan kızlardan, kendi geleneklerine göre Tanrı'ya ibadet eden ailelerden korktuğunu, seçim şansı verildiğinde halkın, aşırılık ideolojisine karşı özgürlüğü seçeceğini bildiklerini, bu yüzden özgürlük ve ılımlılık yanlısı güçlere karşı ayaklandıklarını söyleyen Bush, ''bu mücadele medeniyetler çatışması olarak adlandırıldı. Aslında, bu medeniyetler mücadelesi. Özgür ülkelerin keyfini yaşadığı yaşam tarzını korumak için savaşıyoruz. Orta Doğu'daki iyi ve asil halkların özgürlük, hoşgörü ve kişisel haklara dayalı ayağa kalkması için savaşıyoruz'' dedi.

''Tiranlıkla özgürlük arasındaki bu mücadelenin'' henüz başında olduklarını belirten Bush, bazılarının, Orta Doğu'nun özgürlük isteyip istemediği, ılımlı güçlerin kazanıp kazanamayacağı gibi konuları sorguladığını ve 60 yıldır ABD'nin Orta Doğu politikalarına bu şüphelerin yön verdiğini anlattı. ABD Başkanı, ''sonra parlak bir Eylül sabahı, Orta Doğu'da gördüğümüz bu sakinliğin bir serap olduğu açıkça ortaya çıktı. İstikrar ve barışı destekleme çabalarımız, bize ikisini de getirmedi. Bu nedenle politikalarımızı değiştirdik ve Amerika'nın dünyadaki nüfuzunun, baskı ve radikalizme karşı özgürlük ve demokrasinin ilerletilmesinde kullanılmasına kendimizi adadık. Bizim yardımımızla Orta Doğu halkı özgürlüğü için şimdi bir adım öne çıkıyor. Kabil'den Bağdat'a, Beyrut'a kadar cesur kadın ve erkekler her gün hayatlarını riske atıyor'' diye konuştu.

Bush, konuşmasının sonunda 11 Eylülün beşinci yıldönümünde ABD'nin kendisini yeniden ''bu davaya adadığını'' belirtirken, ''önümüzde zorlu bir yol var. Bu savaşı kazanmak, birlik içinde bir ülkenin kararlı çabasını gerektiriyor. Farklılıklarımızı bir kenara bırakıp tarihin bize sunduğu bu testten geçmek üzere birlikte çalışmalıyız. Düşmanlarımızı yeneceğiz, halkımızı koruyacağız ve 21'inci yüzyılda, insan özgürlüğünün parlayan çağı olarak liderlik edeceğiz'' ifadelerini kullandı.