Milliyet gazetesinin Okur Temsilcisi Yavuz Baydar'ın neden işine son verildiğini soran Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, tatmin olmasa da beklediği cevabı aldı.
Abone olMilliyet yayın yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz geçen hafta Fehmi Koru'nun ‘okur temsilcisi’ konusuyla ilgili sorularına açıklama gönderdi. Açıklama ilginç. Ancak yazdıkları Koru'nun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramamış. Nedeni Koru'dan dinleyelim... MEHMET YILMAZ AÇIKLAMA GÖNDERDİ Milliyet yayın yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz geçen hafta burada işlediğim ‘okur temsilcisi’ konusuyla ilgili açıklama gönderdi. Açıklama ilginç. Ancak yazdıkları kafamı karıştırmaktan başka bir işe yaramadı. Önce bir hatırlatma: Yavuz Baydar’ın Milliyet okur temsilciliğinden uzaklaştırılması, manşete taşınan Fikret Bila imzalı bir haberin ‘asılsız’ olduğunu tespit edip yazısında değerlendirmesi ile başlayan bir sürecin sonucu. Yavuz Baydar’ın iddiası bu. ABD dışişleri bakanlığında yapılan Türkiye ile ilgili bir toplantıya dair haberdi ‘asılsız’ olduğu ileri sürülen... ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yalanlamış, haberde adları geçen kişiler o tarihte Washington’da olmadıklarını bildirmişlerdi... Mehmet Yılmaz ise Fikret Bila imzalı haberin doğru olduğu kanaatinde. Açıklamasının konuyla ilgili bölümünü aynen aktarıyorum: “ABD Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir düşünce üretim kuruluşu tarafından Washington’da yapılan bir toplantıda konuşulanların Türkiye’de yayımlanan bir gazete için haber değeri taşıdığı konusunda sanırım gazetecilik mesleğini yapan herkes hemfikir olacaktır. “Söz konusu haberin kaynağı, toplantıya katıldığını bizzat açıklayan Utah Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hakan Yavuz’dur. / Dr. Hakan Yavuz ile Milliyet’in Ankara Bürosu’nda Temsilci Fikret Bila’nın odasında yapılan görüşmede ben de bulundum. / Dr. Hakan Yavuz, Ankara Büromuza, bir üniversite öğretim üyesi olan Prof. Dr. Nihat Ali Özcan ile birlikte geldi. “Dr. Hakan Yavuz, ABD’deki toplantıya bizzat katıldığını söylüyordu ve kendi durumunun zorlaştırılmaması için de kaynak olarak gösterilmemesi gerektiğini rica ederek tutanakları Fikret Bila’ya verdi. / Fikret Bila, Dr. Yavuz ve Dr. Özcan’ın da katıldığı uzun bir konuşmayla toplantıyla ilgili ayrıntılı bilgiler alındı. “Daha sonra bildiğiniz gibi söz konusu haber ABD Dışişleri ve toplantıya katıldığını belirttiğimiz bazı kişilerce yalanlandı. / ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yalanlaması dikkatle okunursa yalanlamanın bu tür bir toplantıyı bakanlığın düzenlemediği ile ilgili olduğu da görülecektir. / Haberde sözü edilen bazı kişilerin toplantıyı yalanlama gereksinimi duymalarını da mantıklı buluyorum. Tıpkı Dr. Hakan Yavuz gibi onlar da ‘ileride zor durumda kalmamak kaygısıyla’ böyle davranmış olabilirler. “Dr. Hakan Yavuz’un, Yavuz Baydar’a böyle bir toplantıya katılmadığını söylediği iddiaları üzerine Fikret Bila, Dr. Yavuz ile bir kez daha görüştü, bu görüşmesini banta da kaydetti. Bant kayıtları Fikret Bila’da mevcut. Ona bir uğrarsanız kayıtları siz de dinleyebilirsiniz. Bu bant kayıtlarını incelediğinizde de göreceğiniz gibi Dr. Yavuz görev yaptığı ABD’de zor durumda kalmamak için böyle davrandığını açıklıkla ortaya koyuyor.” ‘Okur temsilcisi’ ile ilgili açıklamaları da var Mehmet Y. Yılmaz’ın, o konuda söylediklerini de yarın aktaracağım. Ancak, yukarıda alıntıladığım bölümde pek çok kafa karıştırıcı unsur var. Milliyet gibi bir gazete, içinde dördü ‘Amerikalı’ beş kişinin adı geçen toplantının yapıldığına kesinkes inanıyor; o dört Amerikalı ile evsahibi ABD Dışişleri Bakanlığı “Böyle bir toplantı olmadı” diye yalanladığı halde... Neden? Haberin kaynağı olan Hakan Yavuz’a inandıkları için... Hakan Yavuz’un sonradan tavır değiştirmesini de, “İleride zor durumda kalmama kaygısına” bağlıyor Milliyet yönetmeni... Milliyet’in Washington’da muhabiri var ve böyle bir toplantı yapıldıysa gazetesine bildirmesi beklenecek Yasemin Çongar ne diyor bu konuda? Açıklamadaki ilgili paragrafı da okuyalım: “Söz konusu haberi, ABD muhabirimizden neden kontrol etmediğimiz sorusu da kaynağın bizzat kendisiyle konuştuğumuz için havada kalıyor. / Milliyet Washington Muhabiri güvenilir ve başarılı bir muhabir olmakla birlikte ABD’de olup biten her şeyden hemen haberdar olabilecek durumda da değildir. Nitekim kendisi bana daha sonra böyle bir toplantının varlığından haberdar olmadığını da söylemişti.” Adı geçenlerden dördünün yalanladığı, beşincinin geri aldığı, ABD Dışişleri Bakanlığının “Yapılmadı” dediği toplantının olduğuna bu kesin inanç çok şaşırtıcı doğrusu. Hele, gazetenin haber doğruluğunu araştırabilecek durumdaki kıdemli Washington muhabiri de, “Böyle bir toplantının varlığından haberim yok” demiş iken... ‘Okur temsilcisi’ buna benzer ‘kuşkulu’ haberleri de inceleyip gerçekleri ortaya koymakla görevli kişidir. Yavuz Baydar bu görevini yerine getirmek için kolları sıvamış ve araştırmalarının sonucunu gazetesinde yayımlamıştı. Ne kadar nâzik ifadeler kullanmaya çalışsa da, “Haber sorunlu” kanaatini değerlendirmesine taşımıştı Yavuz Baydar... Milliyet okurları da bu kadarını, yani Yavuz Baydar’ın sütununda (28 Haziran 2004) yazdığını biliyor. Geçen hafta konuyu ele alırken ben de bu kadarını biliyordum. Oysa, Mehmet Y. Yılmaz, ‘okur temsilcisi’ tarafından ‘sorunlu’ bulunmuş haber için, “Hayır, doğruydu” diyor. Milliyet yönetmeninin bu kanaatini şimdi siz de biliyorsunuz, ancak gazetesinin okurları o haberi hâlâ ‘sorunlu’ sanıyorlar. Epey garip değil mi? Açıklamanın “Okur temsilcisi kovuldu mu?” konusuyla ilgili bölümlerini de yarın okuyacaksınız... FEHMİ KORU/ YENİ ŞAFAK