BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,28
ALTIN 2.840,19
HABER /  GÜNCEL

Milliyet'i sarsacak şok yazı!

Milliyet yazarları Erdoğan'la kahvaltı yaptı, görüşme toplu halde fotoğraflandı. Akşam'dan Serdar Turgut hem yazarları hem de Başbakan'ı ağır dille uyardı...

Abone ol

Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut başlıklı yazısında, Milliyet Gazetesi yazarlarını ciddi bir dille eleştirdi.

Yazan: Serdar Turgut
Kaynak:

Bu fotoğrafı yayınlattığı için Milliyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Sedat Ergin'e ne kadar teşekkür etsek azdır; çünkü insanlar ilk kez güce tapınmanın resmini hem de gazete manşetinden görme imkanına kavuştular.

Bu fotoğraf, Türk medyasında son yıllarda yaşanan bozulmanın, içten içe çürümenin, sektörümüzde yanlış giden her şeyin belgesi gibidir. Milliyet yöneticileri, yazarları, iktidar ve güç karşısında öylesine bir çözülmüşler ki, bundan sonra bir daha kendilerini toparlamaları bakalım mümkün olacak mı? Gönül ister ki insan, Michel Foucault kadar güçlü bir kaleme sahip olsun ve 'Kelimeler ve Şeyler' kitabında yaptığı gibi bakışlardan yola çıkarak karakter ve gidişat analizine ulaşsın. Olsun; böyle güçlü kalemim olmasa da ben, bu bana hayli ilginç gelen fotoğrafın detayda analizine girişeceğim


Önce genel sonuç... Bizim medyada en önemli sorun iktidarın, gücün karşısında anında tapınma, iktidar sahibine bir anlamda aşık olma havasına girmesidir. Bu komik ve hayli de acıklı olan bir durumdur ve medyada yaşanmış olan yozlaşmanın derinde olan nedenidir de.


Bu aşık olma da ne tür bir şeydir diye merak ederseniz, fotoğrafa dikkatli bakın ve Fikret Bila'nın (Başbakan'ın hemen sağ yanında kırmızı kravatlı) tam da aşık olma anında yaşamakta olduğu duygusal depremin pozunu verirken yakalandığını görebilirsiniz.


Tabii herkes kolay kolay aşık olamıyor. Örneğin Can Dündar (en sağda sarı kravatlı) o anda bile hala daha o kadar fazla

kendisiyle meşgul, kendisine hayranlığın-dan kurtulması o kadar imkansız ki; etrafında yaşanmakta olan duygu selinin farkında bile değil. Bu fotoğrafta Can Dündar'ı görenlerin bu adam kendisine aşık diye düşünmemesi mümkün değil.


Arka planda (fotoğrafın jönü Başbakan'ın hemen sol omuzunda) Güneri Cıvaoğlu 'ben hayatımda ne aşklar gördüm, bunlar da bir şey mi? Bunlar aşk nedir bilmez bile, yakında bunlar da geçer' der gibi gülümsüyor.


Arka sağda Hasan Cemal ise Fikret Bila'ya gülüyor ve ' yahu sen genelkurmay'cı değil miydin, bu aşka düşmek de ne oluyor' der gibi bıçkın gülümsemiş. Hasan'ın da eski darbeci olarak böyle ani aşklara alışkın ve tecrübeli olması gerekiyor aslında.


Recep Tayyip Erdoğan ise Meral

Tamer'in fazla gelebilecek abartılı kahkahalarının nedenini anlayamamış gibi şaşkın.

O tabii ki kendine bir düzeyde tapınma bekliyor da bu grubun işi abartmasından rahatsız olmuşcasına nazlanmaya hazırlanıyor

gibi geldi bana.


Bana kalırsa Meral bu fotoğraf anında duygu yoğunluğu nedeniyle kendisini kaybetmek üzere. Gazetenin verdiği habere göre de zaten birkaç dakika sonra düşme tehlikesi geçirmiş. Bu kadar fazla aşık insanı bir arada tutmak gibi zor işi üstlenmiş olan Sedat Ergin kurtarmış Meral'i düşmekten son anda.


Gönül istiyor ki; Milliyet'in bir önceki genel yayın yönetmeni ve aşk uzmanı Mehmet Yakup Yılmaz bu fotoğraftan yola çıkarak aşk üzerine birkaç yazı yazsın, hatta dizi bile çıkar bundan.

Tekrar ediyorum; Milliyet'in bu fotoğrafı Türk medyasının iktidar karşısında tükenişinin bir belgesi olarak arşivlerde saklanacak değerdedir.

Fotoğrafın en solundaki Taha Akyol'un canı benim gibi bu görüntüye sıkılmış geldi bana ama zavallı ne yapsın; onun kaçacak yeri de yok.

Sayın Başbakan'a naçizane bir tavsiyem olacak: Sakın haa, bu gülücüklere, tapınma girişimlerine kanıp da havalara girmeyin, çünkü bilin ki en büyük darbeyi de 'Yeri geldiğinde' bugün size aşkla bağlı olanlardan yiyebilirsiniz. Bileceğiniz gibi fazla aşk insanı acımasız da yapabilir. Gazetelerde her gün aşkı nedeniyle cinayet işleyenler ile ilgili haberler çıkıyor. Sizin ve Türkiye'nin ihtiyacı olan ve de olması gereken şey; dostluk gösterilerine giren medya değil, sorgulayan, eleştiren, yerini bilen ve duruşunu haddinde tutan medyadır. Eğer bu fotoğrafta görünenler hakkında benim kişisel tavrımı merak ederseniz, 'naçizane tavsiyemi' bir kez daha okumanız yetecektir.