BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Milliyetçilik hissi kabarıyor!

Türkiye'nin Irak savaşından büyük zarar görmesi ve Kuzey Irak'ta ortaya çıkan fiili Kürt devleti, Hitler'in Kavga'sının satış patlamasına yol açtı. Peki bu Kavga bizim mi

Abone ol

Milliyet gazetesi yazarlarından Can Dündar, başlıklı yazısında Kavga kitabının çok satmasının nedenlerini yazdı.

Yeni kitap çıkarmanın heyecanıyla bu hafta belli başlı kitabevlerinin satış listelerine baktım.
Bir de ne göreyim:
Müthiş bir rakiple çekişiyoruz:
"En çok satanlar listesi"nde 5 numara:
Adolf Hitler!
Ve her satırından kan damlayan eseri:
"Kavgam"

Şaka değil, 13 yayınevi birden girmiş "Kavga"ya...
Türkiye'de son birkaç aydaki satışının 100 bini aştığı söyleniyor.
Kitap yazılalı 80 sene olmuş. "20. yüzyılın en lanetli eseri" unvanını almış. İçindeki her cümle, binlerce masumun canına mal olmuş.
Öyleyse kim, ne buluyor ırkçılığın başyapıtı "Kavgam"da?
Ümit Özdağ'ın feci bir tahmini var.
Akşam'daki makalesinde (4 Mart 2005) önce "Kavgam"ın yazıldığı koşulların analizini yapıyor Özdağ:
"Almanya 1. Dünya Savaşı'nda mağlup oldu ve Versay Anlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı. Alman halkı bunu içine sindiremedi. Hitler bu yenilgiden Yahudileri sorumlu tuttu ve Kavgam'da onlarla hesaplaştı" diyor.
Sonra 1920'ler Almanya'sı ile günümüz Türkiye'si arasında paralellik kuruyor: Ordunun PKK'yi alt ettiğini, ama "Savaşı kazandık" sanılırken terör örgütünün isteklerinin birer birer yerine getirilmeye başlandığını yazıyor.
Bunun yarattığı tepkiye örnek olarak Durmuş Hocaoğlu'nun "Kavgam'trak" cümlelerini aktarıyor:
"Akıllar başa devşirilmezse (...) kan gövdeyi götürür, kardeş kardeşin kılıcıyla düşer. Devleti ve vatanı müdafaa etmek için her şey caizdir, mubahtır ve meşrudur. Ve dahi bilinmelidir ki, her şey demek, her şey demektir."
Böyle düşünenlerin çoğaldığını, İç Anadolu'da terörün yoğun olduğu dönemde bile yapılmayan Türk-Kürt ayrımının şimdi başladığını söylüyor Özdağ... "Kürtçülüğe karşı tepki yükseliyor" diyor. Ve "normal ama çok tehlikeli bir gelişme olarak" şu gözlemi ekliyor: "Arkadan hançerlendiklerini düşünen iyi Türkler, Hitler'i okuyor".

Ürperdiniz değil mi?
Anlaşılan, satış listelerini altüst eden mevta rakibimizin okurları bu kanlı "her şey" için kılıç bileyen "iyi Türkler"...
Ne yazık ki Özdağ haklı; aynı ırkçı tırmanışı ben de gözlüyorum.
Üstelik Türkiye'ye özgü bir şey de değil bu; Batı'da da küreselleşmeye dönük tepki ve güvenlik endişesi solun yokluğunda, faşizan bir milliyetçilik şeklinde zuhur ediyor.
"Demokrasi değil, güvenlik istiyoruz" diyen ırkçı partiler Hitler'in ruhunu çağırıyor.
Führer, savaşta Nazi'leriyle giremediği kapıdan, kitabıyla sızıyor.

Oysa bu yolun insanlığı nasıl bir faciaya sürüklediğini iyi biliyoruz.
Bundan kaçınmanın yolu basit:
Kaynaşmayı beslemek...
Kimseyi dışlamadan, milliyetçiliği kışkırtmadan ortak noktaların altını çizmek...
Bunu da eskisi gibi farklı kimlikleri bastırarak değil, onları tanıyarak, saygı göstererek yapmak...
Farklılıkları zenginlik saymak...
Demokratikleşme atılımlarını "terör örgütünün isteği" saymamak...
Kimseyi "arkadan hançerleme" ithamıyla hedef göstermemek...
Kendini dışlanmış hisseden herkesi yönetime ortak etmek...
Ve bu yolla bölünme korkusunu ve dış müdahaleleri bertaraf etmek...
Endişe içinde, bir "Türk Miloseviç'i"nin piyasaya sürülüşünü beklemek yerine ırkçılığa karşı politikalar geliştirmeliyiz.
Çünkü listelere giren, bizim "Kavgam"ız değil...
Olmamalı...

kaynak: milliyet.com.tr