Milliyet gazetesinde yer alan Aykut Kocaman ile ilgili haberin nasıl balon olduğunu yazar Emre Aköz yazdı.
Abone olİNTERNETHABER.COM- Demirören ve Karacan ailesine geçen Milliyet ile Fenerbahçe yönetimi arasında gerilim yaşanıyor. Salı günü Milliyet gazetesinde "Aykut Kocaman gidiyor, Lucescu geliyor" başlıklı o haber ortalığı karıştırmaya yetti.
Şampiyonluğa koşan sarı lacivertli takım için böylesi sürpriz haberin zamanlaması manidar bulundu. Hemen kulüpten yapılan "Milliyet Gazetesi'nin el değiştirmesinin ardından spor sayfalarında yapılan haberler konusunda taraftarlarımızı da dikkatli olmaya davet ediyoruz." açıklamasında Yıldırım Demirören işaret ediliyordu.
Spor otoritelerinde haberin uydurma va ortalığı bulandırma ürünü olduğu yönünde genel kanaat oluştu. Bu haberin nasıl balon olduğunu Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, ayrıntılarıyla anlattı. Aköz'e kulak veriyoruz:
1) "Sportif direktörlük" Kocaman'ın, F.Bahçe gibi büyük bir camiada "staj" yaptığı konumdu. İşler nasıl yürüyor? İzledi, dinledi, öğrendi ve yıllardır hayalini kurduğu hocalık pozisyonuna öyle geçti.
Yine de başlangıçta başarısız oldu. Kupalardan elendi. İlk yarıyı 9 puan geride kapattı. Kendine güveninin gelmesi, alışması, kaynaşması zaman aldı.
Şimdi... Hemen her şey rayına oturmuşken, üstelik takım şampiyonluğa yürürken, Aykut Kocaman niye stajyerliğe dönmeyi düşünsün? Aklından bile geçmez.
(Kıyaslayın: Ekonomi şefi, yayın yönetmeni olmuş. Gazeteyi "en çok satan" haline getirdiğinde, yine ekonomi servisine dönmek istiyor! Dalga mı geçiyorsunuz?)
2) Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman akılsız insanlar mı ki böylesine kritik bir konuyu lig bitmeden konuşsunlar? Aykut Hoca ancak takım şampiyon olamazsa o görevi bırakır (ya da bırakması istenir).
"Mustafa Denizli şampiyon olmasına rağmen bırakmıştı" denebilir ama Denizli ile Başkan arasındaki "ego çekişmesi" Kocaman ile Başkan arasında yok ki!
Aykut Kocaman, Yıldırım'ın "tek adamlığını" kabul etmiş bir hoca... Aralarında bir iktidar çekişmesi olsaydı, çoktan ortaya çıkardı.
İlk cümlede, "... sportif direktörlük görevine geri dönüyor" şeklinde kesin bir dil kullanılmış.
Bunu okuyan kişi; "net, kesin, açık" bir olayla karşı karşıya olduğunu sanır. Tabii haber Lucescu ve Yanal'ın fotoğraflarıyla da zenginleştirildiği için, "dil ile göz" bütünlüğü de tam olarak kurulmuş.
Yani dört dörtlük bir gazete sunumu...
Ama bir dakika! İkinci cümleden itibaren inanılmaz bir muğlaklık içine giriyoruz.
Sonraki cümleler (sırasıyla) şu kelimelerle bitiyor: "öğrenildi", "bildirildi", "kaydedildi", "bildirildi", "ifade edildi", "ileri sürüldü", "iddia edildi", "vurgulandı"...