BIST 9.009
DOLAR 34,20
EURO 37,24
ALTIN 3.066,19
HABER /  SPOR

Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş konuşuyor: Bana 'hırsız' diyorlar

EURO 2020'ye gruplarda veda eden Milli Takım'da teknik direktör Şenol Güneş, basın toplantısında açıklamalarda bulunuyor...

Abone ol

EURO 2020'de 3 maçı kaybederek A Grubu'nu sonuncu bitiren A Milli Takım, turnuvanın en kötü istatistiklerine sahip olarak elendi. Teknik direktör Şenol Güneş turnuvanın ardından ilk kez basınla bir araya geliyor.

Şenol Güneş'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Uyuşuk oynadığımız bir gerçek"

- Sert eleştiriler oldu bunları anlıyorum. Sizler de içinize sindiremiyorsunuz, haklısınız. Biz de haklıyız. Teslim olmak yerine nasıl bir yol çizeceğimiz önemliydi. Biz millet olarak cesur olmayı severiz ama bu turnuvada bunu gösteremedik. Uyuşuk oynadığımız bir gerçek. Herkes şunu bilsin ki biz oradaki takım değiliz. Nereden geldiğimizi de biliyoruz. İlk geldiğimiz gün nerede olduğumuzu unutmayalım. O günü buraya çeviren de bu takımdır. Eleme grubundan hak ederek çıktık. Dünya Kupası elemelerinde de başarılarıyla gidiyoruz. Yönetimimiz ve başkanımız bizim için her şeyi, yaptı. İtalya maçına çıkarken oyuncularda hiçbir sorun görmedim. Belki aşırı güven vardı. Beklentiler yüksel olmuş olabilir. Saydığınız nedenlerin çoğuna katılıyorum. İtalya maçına iştahlı çıktılar, direnmeye çalıştılar ama oyunumuzu gösteremedik. İleri çıkamazken Cengiz'i aldık. Golü yiyince ve İtalya'nın daha da iştahlanması ve yüksek tempoyla üzerimize gelmesi bizi etkiledi. Onların da temposu düştü sonradan bildiğiniz gibi. Orada ezildik. O eziklik kırılma ve özgüven kaybına sebep oldu. Favori takımlar arasında değiliz ama onların arasına girmek istediğimizi söylemiştik. İtalya maçını kazanmak veya berabere kalmak istemiştik. Öyle yapsaydık grup karışırdı. Oyuncularım da aynı şekilde düşünüyordu.

"Yıkılmadık, yıkılmayacağız"
- Galler maçında oyunda değildik. İlk 25-30 dakika oyuna giremedik. Tam oyuna girdik golü yedik. Sonradan pozisyona girdik ama maçın sonunda art arda iki kornerde pozisyon verdik ve gol yedik. Zihinsel ve özgüven olarak düşüşü görüyorum ben burada. Kendimizi kabul edip oyuncuları üst seviyeye taşımak istedik. Biz yıkılmadık ve yıkılmayacağız. Bu grubun iyi işler yapacağını, zaman zaman kötü sonuçlar olsa da ayakta kalacağını biliyorum. Oyuncular bunu kendi zihinlerinde ortaya koymalılar. Mart'taki maçlar bittikten sonra rakiplerin analizlerini görüntülü ve raporla gönderdik. Pandemi başlamasından önce de çok iyi hazırlığımız vardı. Beklenti büyüklüğü vardı ama bu sonuç oyuncuları da üzdü. Bu turnuvalar 4 yılda bir oluyor. 4 yıl sonra bir daha katılacaklar eğer katılırsak. Büyük bir şans kaçırdığımızı biliyoruz ama maalesef başaramadık.

"Elenince 24 takımın en kötüsü değiliz"
- Dünya Kupası elemelerine iki aydan az bir süre var. Buraya çok çalışarak geldik, yeniden ayağa kaldıracak da bu özelliklerimizdir. Bizim Çocuklar derken her alandaki insanımız bizim çocuğumuzdur. Biz her insanımızın başarılı olmasını istiyoruz. Bu çocuklar kaybettiklerinde de bizim çocuklarımızdır. Diğer sporcular da, sanatçılarımız da bizim. Onların da başarılarıyla gurur duyuyorum. Cüneyt Çakır'ın final yönetmemesiyle ilgili eleştirilere sevindim. Biz Dünya Kupası'nda 3. olduğumuz zaman dünyanın en iyi 3. takımı değildik. Bugün elenince de 24 takımın en kötüsü değiliz.

"Eleştiri olacak ama kırıcı olmamalı"
- Turnuvada maçlar kaybettik ama hedeflerimizden sapmış değiliz. Eleştiri tabii ki olacak ama kırıcı olmamalı. Eleştiri hakkını kimsenin elinden alamayız. Ortak düşünce ve ortak akılla ilerlemeliyiz. Oyunumuzu tekrar yukarı taşıyacak gücümüz var. Bazen rehavetten böyle sonuçlar olabilir. Mart ayındaki sonuçlar burada çıkmayınca mı kaybettik diye düşünüyorum bazen. Yeniden heyecan veren bir takım oalcağız. Göreve geldiğimden beri 29 maçta 6 mağlubiyet aldık. 3'ü bu turnuvada. Skor olarak değil oyun olarak da mağlup olduk maalesef.

"Bu travmayı bir yol gösterici olarak göreceğiz"
- Beklentiyi büyüten de biziz, 3 maçı kaybeden de biziz. Takılmak değil ayağa kalkmak zamanıdır. Düzeleceğimize inancım tam. Oyun kalitemizi, isteğimizi, iyi niyetimizi Dünya Kupası hedefine kanalize edeceğiz. Ben bu oyuncu grubuna inanıyorum. Şimdi iyi düşünüp iyi söylemek ve iyi yapmak zamanı. Ağzımıza geleni söylemeye gerek yok. Yanlış bilgiler ve dedikodular itibar kaybettirir. Biz de eksiklerimizi düzeltip futbolun itibarına katkı yapmak için elimizden geleni yapacağız. Bugüne kadar açık ve adil olduk. Bundan sonra daha da açık olacağız. Bu travmayı bir yol gösterici olacak göreceğiz. İyi günleri de kötü günleri de gördük. Turnuvanın en genç takımı olarak dersler çıkardık. Yaşlı oyuncu tecrübeli oyuncu değildir. Galler maçında yediğimiz 2. gol bir derstir. Gol ararken orada boşluğu vermemiz kabul edilemez. İtalya finale çıktı. Maç içerisinde öyle şeyler yapıyorlar ki tecrübe buna deniliyor işte. Küçük şeyler de sonuç getirebilir. Bunların hepsi iyi olsa dahi öyle sonuçlar çıkabiliyor ki bütün çalışmalarınızı altüst edebilir.

"Beni yıpratabilirsiniz ama oyunun yıpranmasını asla istemem"
- Yarı finalde veya finalde olmayan takımlara baktığınızda uzun yıllardır zirvede olan takımların buraya kalamadığını görüyoruz. FIFA sıralaması lideri Belçika buna örnek. Bu grubun belki de son şansıydı. Biz de genç takım olarak gittiğimiz ilk turnuvada adımızı finale yazıyoruz. Adım adım gitmemiz lazım. Üzgünüz. Benim üzüntüm, hakaret edenlere cevap değil. Beni de yıpratabilirsiniz ama oyuncunun yıpranmasını asla istemem. Bu oyuncu grubunun zamana ve başarılı olmaya ihtiyacı var. Sadece kendileri için değil, gelecek nesiller için de. Nereden geldiğimizi ve bundan sonra ne yapacağımızı biliyoruz. Bir takım değişiklikler olması normal. Nasıl olacağını daha sonra paylaşırım. Oyuncu grubumuz, ben ve yönetim var. Doğrular nedir, yanlışlar nedir... Alınanlar var alınmayanlar var. Bunların hepsi değişebilir. Gidenlere teşekkür, gelenlere de başarı dileyeceğiz. Benim de yerime yarın biri gelecek. Teşekkür edilir edilmez bilemem ama gelene başarı dileyip destekleyeceğiz.

"Hakaretler 20-30 sene devam ediyorsa hedefine ulaşmıyordur"
- Eğer hakaretler şahsıma devam ediyorsa demek ki hedefine ulaşmamıştır. 20-30 sene aynı hakaretler devam ediyorsa hedefine ulaşmıyordur.

"Beyaz bir sayfa açtık"
- Bu takımın umut vermesine sebep olan biziz. Bir beyaz sayfa açtık, bunun içinde başarı da var başarısızlık da. Ülke adına çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Başarılı olma düşüncesini hissettiren bu oyuncuları desteklemeye devam edeceğiz.

"Öyle ahlaksızlık ve kepazelik oluyor ki yazmak istemiyorum diyor"
- Elimizde öyle oyuncular var ki sonraki hedefimize ulaşmak için elimizden geleni yapıp çalışmaya devam edeceğiz. Kimseyi suçlamadan çözüm odaklı olacağız. Destek olanlara, yalnız hissettirmeyenlere teşekkür ediyorum. Basınla daha sık buluşmaya, bir araya gelip tartışmaya ihtiyacımız var. Uzaktan bakarak yalan bilgi verenleri de bu şekilde düzeltebiliriz. Öyle ahlaksızlık ve kepazelik oluyor ki yazmak istemiyorum, diyor. Yaz bilelim o zaman. Böyle deyip kenara çekilmeyin. Bunun önüne geçmek için de basınla daha sık buluşacağız.

"Dünya kupası'na katılabilirsek bir ilke imza atacağız"
- Futbolun en zor organizasyonu Avrupa Şampiyonası bunu kabul etmek lazım ama en büyük organizasyonu Dünya Kupası. Bu turnuvanın ardından Dünya Kupası'na katılabilirsek bir ilke imza atacağız. Bu turnuvadaki olumsuzluğun ardından ayağa kalkıp bunu başarabilirsek Türk futbolunun geleceğine bir adım olacaktır. Benim için iki hedef var demiştim. Kulüp düşünmüyorum. Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası hedeflerim var. Ben gidince de başkası gelecektir. İyi bir oyuncu grubumuz var, onlarla devam edeceğiz, gelişeceğiz, çalışacağız.

Soru - cevap bölümü
Soru:
Zor bir turnuvayı geride bıraktık ama önümüzde daha zor bir turnuva var. Üzüntünüz büyük bunu anlayabiliyorum. Bu turnuvadan nasıl bir ders çıkardık? Elinizde fırsat olsa neyi değiştirirdiniz? Sizin için istifa haberleri de çıktı. Dünya Kupası'na giderken hangi hataları yapmamanız lazım? Dünya Kupası'nda ne vadediyorsunuz?

"Abdulkadir beklenen patlamayı yapamadı"
- Belli amaçlarla ortak çalışarak bir yere geleceğimizi söyledim. Bundan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Pandemi öncesi iki ay kamp yerlerimize kadar her şeyi ayarladık sonra hepsini çöpe attık. Sonra pandemi oldu. Mart ayındaki maçlara bakarak takımın iyi olduğunu düşünüyordum. Fransa maçındaki orta sahamız iyiydi. Kampa aldığımız oyuncuların ilk bölümü ve ligleri bitmiş oyuncuları erken aldık. Cengiz ve Abdulkadir gibi oyuncuları özel idmanlarla çalıştırmaya çalıştık. Cengiz ve Abdulkadir daha iyi duruma geldi ama yeterli değil. Kerem'i Halil'i Taylan'ı aldık. Erken geldiler konsantre olamadılar deniliyor. Diğerleri de 23-24-25'inde geldi ama bizim asıl kampımız 26'sında başladı. İlk hazırlık maçlarımızda yeni oyuncuları denemeyi düşündüm. Halil Dervişoğlu gözümüze girdi. Abdulkadir beklenen patlamayı yapamadı çalıştı ama. Dışarıda bıraktığımız oyuncular da çok konuşuldu ama onlar da olsa sonuçların değişeceğini düşünmüyorum. Kampın sponsor kısımları da çok konuşuldu, sponsorlara 1 gün verdik, çekimler orada oldu. Diğer oyuncular da kamptan önce yaptılar reklam çekimlerini. Bizim asıl kampımız Almanya'da başladı. Antrenmandaki çalışmasıyla maçtaki performansı tutmuyor, adam düşmüş. Çok başka hazırlıklar da yaptık GPS verilerini kullanarak ama karşılığı gelmedi. Kampa almadılar diye eleştiriler geldi ama op kamp değildi ki toparlanma dönemiydi. Bunları hiçbirini yapmayıp 26'sında toplayabilirdik. O zaman da tatilden gelenlere yükleme yapacaktık. Teknik taktik anlayışı yukarı çıkaramamanın üzüntüsünü yaşıyorum. İtalya maçında ezildik ama ikinci Fransa maçında 4-5 yerdik. İlk yarısını hiç beğenmedim. İtalya maçında ilk yarıyı 0-0 kapattık. Keşke oyuncu değiştirmeseydik. Bunlar hep analiz edilebilecek, tartışılabilecek şeylerdir. 2002 Dünya Kupası'nda izin de vermiştim oyunculara, burada da verdik ama oyuncular istemedi. Bunların hepsi tartışılabilir. Sonuçlara bakarak bunları etkileyen şeyler olabilir. Bunları bireyselliğe dönüştürdüğünüz zaman haksızlık olur. Sorumlu tabii ki benim. İşi yetkilisi benim ama bunu kabul edip sinmek yerine krizi çözecek olan da benim. Bu durumdan sıyrılıp Dünya Kupası elemelerine hazırlanmamız lazım. O maçların kamp yerlerini hazırladık bile. Dünya Kupası için ayrıca konuşuruz. Bazı takımlar geç alıp yükleme yaparak gidiyor, bazıları de ara veriyor. Ben ikisinin ortasını yaptım. Fransa maçlarında da böyle yapmıştık. Oyuncularla eksikleri konuşarak ilerleyeceğiz.

Soru: Kamp yerleriyle ilgili tartışmalar yapıldı. Daha farklı yerde kamp yapılabilir miydi? Bir de ödül sistemi çok konuşuldu.

"Bana hırsız diyorlar"
- Şenol Güneş: Biz turnuvaya katıldık ve kimse prim almadı. Katıldığımız zaman prim almıştık 9-10 milyon Euro. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Turnuvayla ilgisi yok. Ne aldığımı yazıyorlar ama yanlış yazıyorlar. Herkes konuşuyor. Dava açınca da utanmıyor dava açtı diyorsunuz. Anlaşma yapmışım, 3.2 milyon Euyro alıyor diyorsunuz. Türkiye'de kimse Euro almıyor. Allah aşkına bunu yapmayın. Ben kimsenin maaşını bilmiyorum. Sizden kimse dövizle maaş alıyor mu? Bana hırsız diyorlar. Federasyon açıklama yapmış, başkan açıklama yapmış. Ben burada Beşiktaş'tan aldığım parayı almıyorum. Hadi aldım, hepsini aldım, herkesten çok aldım. Ne olacak? Kampın çok büyük problemler olduğunu yazanlar oldu. Demek ki önceki kamplarda bir şey olmamış. Gördüğüm tek sorun, yönetimin de olduğu, oynamayan oyuncuların da olduğu idmanda Enes ve Halil Dervişoğlu 'Bana top atmıyorlar' şeklinde bir tartışma oldu. Halil bunu söyledi, Enes de 'Sen ne diyorsun' diye cevap verdi. Ben ne kamplar gördüm. Keşke güzel geçmeseydi, keşke tartışsaydık. Dünya Kupası'nda toplantı yaptım ben. Oyuncularla medya arasında kavga vardı diye. Keşke yine olsaydı da başarı gelseydi. Oyuncularla ilgili bilgi veririm ama bunun sonucu nasıl gelir onu bilemiyorum. Ben medyada sorumluluk var demedim. Herkes yaptığı işten sorumludur. Benim işimden sen sorumlusun demedim. Oyuncuları da karıştırmadım, sorumlu benim. Acımı çekerim içimde ve devam ederim. Şu döviz işini halledin lütfen. Türk insanını paramızla aşağılamak nedir? Bu oyuncuları dışarıda döviz kazanıp ülkemize getiriyorlar. Bırakın onların yakalarını. Sponsorlar hikayesi karışıktı. Ben de katıldım çünkü onlar da bize destek oluyorlar. Bir tane içecek markası var bana da karşı. Masaya koymam mesela o şişeyi. Ronaldo da kaldırdı masadan.

"O dönem geçiş dönemiydi"
- Antalya'daki kamp yeri konusu var. Bu oyuncular 40 maçlık sezondan çıktı. Kamp için çok yer baktım İtalya ve Almanya'da. Almanya'daki yer kamp merkeziydi. Bakü'den turu geçseydik yine Almanya'ya dönecektik. Bakü seyahatleri takımı etkilemiş olabilir ama kamp merkeziyle ilgisi yok. Riva'da da olabilirdi ama Antalya bana göre daha iyiydi. Otele saha yapalım bile dediler. Almanya ve İngiltere direkt 27'sinde kampa girdi. Tatil yaptırdı oyuncularına. Orada serbest bırakıp sadece idmanda tuttum oyuncuları. O dönem geçiş dönemiydi.

Soru: Bu Milli Takım spor tarihimizin en çok desteklenen takımı. Bunu sağlayan da oyuncular ve sizsiniz. İtalya maçından sonra da çok çatlak ses vardı ama bu takım toparlar da denildi. Bu çok özel bir durum. Bu kadar destek varken İtalya maçından sonra girilen bunalımın sebebi ne? Bunun sonradan tekrarlanmayacağına nasıl inanacağız? Bugün yeniden bu kadroyu seçseniz değişiklikler olur muydu?

"Çok pozisyon vermedik, şanssız goller yedik, olağanüstü bir durumdu"
- Gerçekten olağanüstü bir destek vardı. Beklenti bu desteğin de üzerine çıktı. Oyuncu da bir süre sonra ona uygun davranıyor. Ben çalıştırıyorum, oyuncu daha da fazla çalışıyor. Hepsi bireysel çalışmalar yaptı. Bunların hepsini topladığınız zaman olumsuz olabilir mi acaba? Bu kadar beklentinin baskısı da var. İtalya maçını bir kenara koyuyorum. Kaybedebiliriz ama kafa kafaya oynarız diyordum. Ben ısınmada oyunculara hiçbir şey demem. Bütün takımların ısınmalarına bakarım ben. Senin maçta %100 atacağın deparı adamlar ısınmada atıyordu. Hızlı başlayabilirler dedim. Hızlı da başladılar. Panikledik, çıkamadık. Kenan çok koştu Spinazzola'nın peşinden ama olmadı. Top da tutamadık Yusuf'u almamıza rağmen. Tutamıyoruz, gidemiyoruz. Çok pozisyon da vermedik, şanssız goller yedik. Olağanüstü bir durumdu. Şu anda kafamda olan oyuncular belli. Gelecek oyunculara da kapı açık. Başka gelecek olan varsa olabilir. Stoperlerde Merih, Çağlar, Ozan ve Kaan var. Ozan ve Kaan sakatlıktan çıktılar. İki bekimiz belli. Mert geldi iyi gidiyor. Orta saham da belli ilerideki oyuncularım da. Bunlardan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Bunlara katılacak oyuncular kim olabilir bakacağız. Herkesle konuşacağız. Bu bir dibe vuruştur. Haklı olarak ileride de olabileceğinden korkuyorsunuz ama ben bu takıma inanıyorum. Bunu iki kez gördüm. İkinci Fransa maçının ilk yarısı ve İtalya maçı. Bunu da onlara inanarak, konuşup çalışarak geçecek.