Olimpiyatlar boyunca her spor müsabakasında çalınan milli marşların altında pek de bilmediğimiz gizemler yatıyor. Alex Marshall, bu 'tuhaf' ve 'şaşırtıcı' hikâyelerin peşine düştü.
Abone olMilli marşlar, her uluslararası spor müsabakasında, madalya töreninde gurur ve vatanseverliği öne çıkaran şarkılardır. Alex Marshall, her milli marşın ardında gizlenen tuhaf ve şaşırtıcı hikâyeleri gün yüzüne çıkarıyor.
Devrimlere ilham verdi
Coşkulu tınıları sayesinde Fransa’nın ‘La Marseillaise’i dünyanın en çok tanınan milli marşları arasına girdi.
Fransa ulusal marşı 1792’de yazıldı ve kısa sürede tüm Avrupa’ya yayılarak Yunanistan ve Rusya’daki devrimlere ilham kaynağı oldu.
Son dönemdeki ayaklanmaların da bir parçası haline geldi. Çin’in Tiananmenj Meydanı’ndaki protesto gösterilerinde de söylendi.
Maalesef marşın bestecisi hiçbir zaman aynı başarıyı yakalayamadı.
Claude Joseph Rouget de Lisle, Avusturya’ya karşı savaşacak Fransız ordusunu cesaretlendirmesi için bir şarkı yazması istendiğinde, kaleme aldığı La Marseillaise’i ‘ateşli’ birkaç saat içinde tamamladı.
Ancak hayatının geri kalan 44 yılında, aynı şekilde hafızalara kazanan başka bir beste üretemedi.
Para ihtiyacı olduğu tahmin edilen bir dönemde ise müstehcen sözler yazmaya yöneldi.
Claude Joseph Rouget de Lisle’nin Fransa’nın doğusundaki Lons-le-Saunier kentindeki müzesini gezerseniz bu şarkılardan birini görebilirsiniz.
Ancak bu müstehcen şarkı sözlerinin yarısı, müzeyi gezen çocukların görmemesi için gizleniyor.
Aynı şarkı farklı ülkeler
‘Tanrı Kraliçe’yi Korusun’, 1745’te yayımlanmasının ardından Büyük Britanya Krallığı tarafından benimsenip tanınan ilk ulusal marş oldu.
Marşın melodisi milliyetçilikle öyle bağdaştı ki birçok farklı ülke de sözlerini değiştirip aynı melodiyi yeniden düzenleyerek milli marşları haline getirdi.
Liechtenstein, kendi milli marşı ‘Oben am jungen Rhein’ için de bu melodiyi kullanıyor.
Aynı marşa sahip olmaları, İngiltere ve Liechtenstein’ın karşı karşıya geldiği futbol maçında karışıklığa sebep olmuştu.
Kendi yaratıcılıklarını kullanmayıp, yeni bir melodi yaratmak yerine İngiltere’nin melodisini sahiplenen Liechtenstein’lıları eleştirebilirsiniz.
Ancak o zaman, Fransa milli marşı ‘La Marseillaise’den ilham alan birçok ülkeyi de eleştirmeniz gerekir. Bu ülkelerden ikisi Umman ve Zimbabve.
Fakir adamın oyunu
Yüzyıllar boyunca çalınacak bir şarkı olan milli marş yazımının ücreti ne kadar olur? Açıkçası çok da değil. O da biraz şanslıysanız.
Uganda ulusal marşının bestecisi George Kakoma, ölümünden kısa bir süre önce, alamadığı telif ücretleri için Uganda hükümetine dava açtı.
Kakoma’ya, yazdığı ulusal marş için 1962’de 2 bin Uganda şilini yani 0.50 pound
Bosna’nın hüzünlü milli marşını besteleyen ve kaleme alan Dusan Sestic’e 6 bin Bosna markı yani yaklaşık 2 bin 500 sterlin ödenmesi öngörüldü.
Ancak Temmuz ayı itibariyle Bosna hükümetinin yıllar süren tartışma sonrası ödeme yapmayı reddetmesi üzerine besteci artık bu ücreti de alamayacak.
Dünyanın en yeni ulusal marşını besteleyen Mido Samuel’e, çabalarının karşılığı olarak duyduğu gururdan başka bir şey sunulmadı.
Zoraki sessizlik
Aslen, kraliyet ailesinin giriş müziği olarak tasarlanan İspanya’nın milli marşı sözsüz olmasıyla ünlüdür. Ancak İspanya gibi sözsüz milli marşa sahip başka ülkeler de var.
Kosova hükümetinin, çoğunluğun konuştuğu Arnavutça dilinde yazılabilecek sözlerin ülkede yaşayan Sırpları rahatsız edeceği kararı almasından sonra ülke sözsüz milli marşı benimsedi.
Dolayısıyla, birçok Kosovalı şarkıyı göz ardı ederek yerine Arnavut ve Sırp ulusal marşlarını söylemeyi tercih ediyor.
Maocu manifestolar
Nepal’in ulusal marşını dinlediğinizde narin folk tınıları ile “Nepal halkının nasıl çiçek örgülerden doğup bir çelenk” haline geldiğini duyacaksınız. Aslında, Nepal marşı dünyanın en siyasi marşlarından biri.
Marş, 10 yıllık iç savaşın ve krala karşı düzenlenen Maocu ayaklanmanın sona ermesiyle 2006 yılında yazıldı.
O dönemdeki fırtınalı ortam, şiirin yazarı Byakul Maila’ya yönelik tutumu da anlamaya yardımcı oluyor.
Gazeteciler ve yetkililer Maila’nın geçmişini tarayıp arkadaşları ve ailesiyle görüşürken şair, kral taraftarı olmadığını kanıtlamak için bir dizi mülakattan geçti.
Maila adeta mahkemede hesap verir gibiydi. Peki hatası neydi?
Maila bir zamanlar eski kralın da katkıda bulunduğu bir şiir kitabını düzenlemişti.
Ülke yönetimindeki bazı Maocular mevcut ulusal marştan daha güçlü ve daha devrimci bir şarkı istiyorlar. İç savaş döneminde solcu milli marşı ‘The Internationale’yi söylüyorlardı.
Kayıp dizeler
Milli marşların çoğu aslında altı veya daha fazla kıtadan oluşan şiirlerdir. Ancak bugün bu kıtaların yalnızca birkaçı söyleniyor. Kayıp dizeler ise, genelde ülke tarihini anlatan dizeler oluyor.
Güney Amerika ülkelerinin marşlarına bakacak olursanız, bu ülkelerin İspanya yönetiminden çıkmaktan duydukları mutluluğu görürsünüz.
Arjantin ulusal marşında İspanyollar için “yollarına çıkan herkesi yok eden” ifadesi kullanılırken “kanlı zorbalardan alçak işgalcilere” kadar çeşitli benzetmeler yapılıyor.
Bu dizeler, gerginlik çıkmasını engellemek için 1900 yılından itibaren söylenmeme başladı.
100 milyon albüm satışı
Ulusal marşların bestecilerine baktığınızca üç isim dikkatinizi çekiyor. Avusturya milli marşını yazan Mozart, Almanya milli marşını yazan Haydn, Barbados’un milli marşını yazan New York’lu kalipso şarkıcısı Lord Burgess.
Birçok kişi Lord Burgess’in adına yabancı olabilir ama şarkıcı 100 milyondan fazla albüm sattı.
Bunlardan yalnızca 10’u kendi albümüydü. Ama Burgess, ayrıca Harry Belafonte’nin başarısının arkasındaki isimdi. Şarkıcı, Belafonte’nin ‘Day-O’ ve ‘Island in the Sun’ şarkılarını yazdı.
Burgess’in Barbados milli marşını yazmasının sebebi o dönemde orada tatil yapıyor olması ve birilerinin gelip ondan milli marş yazmasını istemesi.
Buradan diğer ülkelere de bir ders çıkıyor aslında.
Coldplay’i ülkenize davet edin ve ülkeye vardıklarında kibarca ‘taciz edin’.
Benimsendikçe ömürleri uzuyor
Halk şarkıları benimsedikçe milli marşların da ömrü de uzuyor.
Örneğin İsrail’de, ülkede yaşayan Arapların da Yahudiler gibi dahil edilmesi için ‘Hatikvah’ milli marşının değiştirilmesine yönelik çağrılar yapılmıştı.
Milli marşlara ne kadar yer ayrılması gerektiğini tahmin etmek zor. Olimpiyat kuralları gereği milli marşlar 80 saniyeden uzun çalınamaz. Dolayısıyla eklenecek yeni kelimelerin duyulması tehlikeye girecek.