BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,34
ALTIN 2.921,37

Milli, Manevi ve Maddi soyguna dur demenin bedeli!

Tayyip Erdoğan üzerine yapılan saldırıları iyi analiz etmek için 28 Şubat'tan çıkın yola!..Tezgaha gelmeyin..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı içeriden dışarıdan oluşturulan  karşı cepheye bakınca  yakın tarih kısa bir film gibi gözümün önünden geçti!..

Neler yaşadık!..

Yaşadıklarımızın sonuçları ne oldu?

Bugün neler yaşıyoruz!..

Sonucu nereye çıkarılmak isteniyor!..

O günlerde  arka planına bakmadan “Bu kadarda olmaz ki” diye baktığımız ve tepki gösterdiğimiz olaylar zinciri halkasının nasılda Türkiye’nin soyulmasına vesile olduğunu hep geç anladık!..

Osman Atmaca kardeşim güzel bir analiz yapmış.Üzerine koyarak yürümek hasıl oldu.

Çünkü tam zamanı..

3 dakikanızı ayırıp bu yazıyı iyi okuyun…

Ama elinizi vicdanınıza koyarak…

Çünkü üzerimizde hak kalmasın..

Dönelim mi yakın tarihe..

28 Şubat soygunu ile başlayalım mı?

Buyurun..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yıllardır içeriden dışarıdan yapılan saldırıların hangi yola çıkarılmak istendiğini görelim...

Başlayalım!
 
                                                  *
"Ne Müslümler , Ne Fadimeler ,Ne Ali Kalkancılar.?

28 Şubatta bu ülke nasıl soyuldu  biliyor musunuz ?

Önce Pavyonda Konsomatrislik yapan bir bayanı bulup, Tesettüre soktular,

Sonra onu Sarık, Sakal, Cübbe,  Kaportası uygun bir sahtekarın koynuna soktular ve Canlı yayında bastılar...

Fadime Şahin Her gün ekranlarda gözyaşı döküyordu...

Bir yandan da gerçekte esrar satıcısı bir uyuşturucu müptelası olan;
KALKANCI' ya sakal bıraktırılıyor, cübbe giydiriliyor, ekranlarda "Cinci Hoca"  diye kafa sallarken gösteriliyor,

Sonra başka bir kadını tuzağa düşürürken Gazete ve Televizyonlara yansıyordu...

Bizler ekranlarda

Fadime' nin gözyaşlarını,

Ali Kalkancı'nın kafa sallamasını, Ankara'nın ortasında toplu kafa sallayanları izlerken birileri;

26 Bankanın içini boşaltıyor,

Bir yanda Hazine soyuluyor,

Hükümet devriliyor,

Bir yanda Faizler %70 ve birileri malı götürüyor ve

Enflasyon almış başını gidiyordu...

Bizlere bu tiyatroyu seyrettirenler çoktan MALI götürmüşlerdi bile...

Önümüze İRTİCA yemini atmışlardı ve bizler sazan gibi üzerine atlamıştık...
 
Meşhur bir sözü var ya;

"Eşek, eşek olduğu halde, Aynı yolda iki kere çamura saplanmaz..."

Ne garip; O günlerde insanlar faizler yüzünden Başbakanlığın önünde üzerine benzin döküp kendini ateşe verirken,

Esnaf Başbakana Yazar Kasa fırlatırken, Gazeteler ve TV'ler ne HIRSIZLIKTAN bahsediyor, ne de ülkenin soyulduğunu, nede 26 Bankanın içinin boşaltılıp İsviçre Bankalarına kaçırıldığını yazıyordu...

                                                  *

Saldım çayıra deriz ya...

Derken

Tayyip ERDOĞAN geldi :

Hani yaşama gözlerini kapatmış bir insanın aniden gözlerini açması gibi bir şeydi...

Her gün koşturuyordu...

Hayal denilenleri gerçeğe dönüştüyordu...

Her gün açılışlar yapıyordu...

Yollar,

Hastaneler yapılıyor,

Yerin altından tüneller açılıp Kıtalar birleşiyor,

Marmaray devreye giriyor,

Yerli tank,

Yerli Helikopter,

Hızlı Tren,

3.Köprü,

Dünyanın en görkemli Hava Limanı,

Dünyanın 2.Büyük Asma Köprüsü,

Milyonlarca öğrenciye ücretsiz kitap ve tabletler dağıtılıyor,

Faizler %4’lere kadar iniyor,

Her  şey yolunda gidiyor,

Engellilere maaş bağlanıyor,

İlk defa bu ülkede insan yerine konuyor, Türkiye yeryüzünde ki mazlumların umudu olmuşken, bir sabah baktım " 17 ağacın yeri taşınacak" diye İstanbul'da sokaklar ateşe veriliyor, bir anda ülke karanlığa gömülüyordu...
 
Ama dilimiz yanmıştı...

Bu işte bir iş vardı;

80 bin ağacı kesenler nasıl olurda Üniversitesini FİNAL döneminde tatile çıkarıp öğrencileri Taksime eyleme yollardı?

Nasıl olurda her gün 10 bin kumanya yollardı?

Duran adam SIRP çıkıyor,

Soyunan kadın Alman çıkıyor,

Gezicileri yönlendiren siyahlı kadın Amerikalı çıkıyor,

Konser veren piyanist Alman çıkıyor,

Almanya Sokakları yanarken ortada olmayan Claudia Roth Gezi Parkında en önde Polise hakaret ediyor.

Suriye'de milyonlarca insanın katledilmesini görmeyen CNN;
22 saat kesintisiz canlı yayın yapıyordu...
 
Bu işte bir iş vardı,

Faizlerle anamızı ağlatan bir bankanın genel müdürü canlı yayında iş çıkışı toplu olarak Gezi Parktayız diyordu..?

Niçin?

Faizler yüzünden kendini yakan insanlara acımayanlar 17 ağaca mı acırdı?
Zevk için hayvanlara nasıl kurşun yağdırdığını anlatan Safarici Cem; Gezi Parka iniyor "ben çapulcuyum " diyordu.

Sokakları ateşe verenler,

Yüzleri gözleri sarılı olan eşkıyalar Türkiye'nin en lüks otelinde ağırlanıyorlardı...

Olaylar her yanı sarmış;

Ve Erdoğan uçağa atlayıp sırtını dönüp Ortadoğu gezisine sessizce gitti.

Çünkü "Seni Menderes gibi asacağız" diyorlardı.

17 Ağaç için Türkiye'ye 100 milyar doların üzerinde zarar verenlerin sözcüleri Bülent Bey ile  görüşmeye gittiler.

Ne garip sokakları ateşe verenler dünyadan habersiz MALLARDI,

Ama sözcüleri 28 şubatta ülkeyi soyan ve Erbakan Hükümetini deviren Beşli Çete diye tarihe geçen ekibin temsilcileriydiler.

Görüşmeden sonra kameraların önüne geçmişlerdi,

Bütün Türkiye onlara kitlenmişti, Herhalde hükümetten
bütün Türkiye'nin ağaçlandırmasını istediler diye düşünmüştüm,

Hükümetten isteklerini sıraladılar...

"Kanal İstanbul’dan derhal vazgeçilecek, 3.Hava Limanı yapılmayacak,
3.Köprü yapılmayacak, Hidro elektrik santralleri yapılmayacak."

Televizyon başında şok olmuştum, Ağaç kimsenin umrunda bile değildi. bunlar sanki Lozan'da ki İNGİLİZ HEYETİYDİ...

                                                     *

İnsanlar  Tayyip Erdoğan'ı anlamamıştı, Medya gerçekleri yazmıyordu...

Türkiye kendi boğazlarını denetleme hakkına sahip olmayan, hiç bir yabancı gemiyi denetleyemeyen, Para alamayan eli kolu bağlı bir ülkeydi.
İşte Erdoğan Kanal İstanbul projesiyle canını ortaya koyuyordu,

Eğer Kanal İstanbul'u yaparsa;

Bütün yabancı gemileri kanal İstanbul'dan geçirip hem denetleyecek, hem de milyarlarca dolar Türkiye para kazanacaktı,

İngiltere aylardı Erdoğan'ı 
"Kanal İstanbul'u yapamazsın, Lozan'da verdiğiniz sözler var"  diye tehdit ediyordu,

İngiltere'nin yapamadığını bizden görünen Gezi Platformu Temsilcileri yapıyordu...
3.Hava Limanı Almanya’nın pabucunu dama atacak, Hava sektöründe Türkiye'yi Avrupa’nın merkezi yapacak bir proje,

Gezi Platformu "derhal vazgeçilecek" diyordu...

Tayyip Erdoğan tamda bu sırada yurt dışından geri dönüyordu...

Gecenin bir yarısı ve insanlar sokaklara dökülüyordu...

Ve  Erdoğan otobüsün üzerine çıktığında;
"FAİZ LOBİSİ BENİ TEHDİT EDİYOR" diyecekti...

İşte bu söz her şeyi, bütün meseleyi anlatıyordu...

Türkiye'yi geçmişte kendine borçlandırıp, Maliyenin topladığı bütün vergiyi FAİZ olarak cebe indirenler, 12 yıldır Erdoğan'ın kesip ödemediği o paranın peşine düşmüşlerdi!..

Bütün meselenin özü buydu...

Ve sokaklara dökülenler tezgahı görüyor, sanki dünyaya meydan okuyor "DİK DUR EĞİLME "diyordu...

Erdoğan dik durdu ve olaylar tam dindi, derken...

                                                    *

Bir sabah 17 Aralık Operasyonu yapılıyordu...

28 Şubatta kılıf İRTİCA,
Gezide AĞAÇ,
17 Aralıkta insanların en hassas olduğu noktadan vuruyorlardı HIRSIZ...

Yüzbinlerce Filistinliyi katleden Netenyahu'ya OTORİTE,
Filistin Kasabı Ariel Şaron'a ÇIĞIR AÇAN LİDER diyenler,
Bu ülke için kefeni elinde hizmet eden Tayyip Erdoğan'a “Hırsız, Haramzade, Diktatör, Yezid “ diyordu...

Üst aklın oyuncağı FETÖ kirli oyunun baş aktörü olarak her şeyi planlamıştı...

Polisin götürdüğü Para Sayma Makineleri, Para dolu çantalar, Amerika'da ki bir uyuşturucu operasyonundaki fotoğraflar servis edilip, yem olarak önümüze atılıyor, Yatağın üzerine paralar serpiliyor, muhteşem bir ALGI OPERASYONU yapılıyordu...
 
Bizler Bu tiyatroyu seyrederken birileri HALK BANKASINA giriyordu...

Bütün gizli sırlarını,

Devletin en mahrem bilgilerini götürüyordu...

Ne acı ki Kuzey Irak Petrolünün parasının Halk Bankasına yatırıldığı gün,

Halk Bankasına operasyon çektiler...

Bir bakana verilen hediye yada rüşvet saat için ortalığı yıkanlar;
26 Banka soygununu görmeyen namussuzlardılar...

Yıllarca bu ülkenin iliğini kurutanları, Türkiye'den çalıp İsviçre Bankalarına götürenleri görmeyenler,
İran'ın ALTIN Ticaretinden milyarları Türkiye''ye akıtanları hedefe koyuyor,
Müthiş bir algı operasyonu yapıyordu.

Ve İran'ın Altın Ticaretinin önünü kestiler,

Yönünü Amerika'ya çevirdiler...

O kadar ALÇAKLAR...
Benim dünyadan habersiz arkadaşımda yazıyorlar;
Rezza'yı anlat, Rezza'nın önüne yatar mısın

Eğer o parayı Türkiye'ye değil,
İngiltere'ye akıtsaydı;
Rezza' nın önüne  İngiltere yatardı,

Bizler 17 Aralık’la uğraşırken;

Asıl bomba 25 Aralık'ta patlıyor.

Savcı 40 kişinin tutuklanmasını istiyordu,
listenin ilk sırasında;
Kanal İstanbul,
3.Köprü,
3.Hava Limanı,

Marmaray ve Hızlı Treni yapan bütün firmaların sahiplerinin, kısacası Türkiye'yi uçuracak bütün projelere imza atan iş adamlarının tutuklanmasını istiyordu.

İşte gizledikleri asıl hedef te buydu...

Gezide başaramadıklarını 25 Aralıkta Hırsızlık kılıfıyla yapmaya kalkıyorlardı.

Hırsız görmek isteyen POAŞ'ın nasıl alınıp satıldığına baksın...
KPSS,
Polislik,
DİL SINAVI,
Sorularının nasıl çalındığına baksın...
İş Adamlarına şantaj yapıp haraç alanlara baksın...

Milletin yatak odasını röntgenleyip kayıt eden namussuzlara baksın...
MİT'e operasyon yapan  FETÖ HAİNLERİNE baksın...

Deri,Kurban Bağışları toplayıp, müslüman kardeşi açlıktan ölürken, Yahudi ve ABD kuruluşlarına bağışlayanlara baksın...

Anlamıyor musunuz..?

Neden İngiliz Medyası,
Alman medyası,
İsrail medyası,

Cemaat Medyası top yekün Erdoğan'a saldırıyorlar?

                                                  *

Hiç mi düşünmüyorsunuz?

Bu ülke soyulurken, Hazinenin ve 26 Bankanın içi boşaltılırken, bu ülkeye çivi çakılmazken siz bu medyanın sesini çıkardığını duydunuz mu? Menderes alnı secdeli ve sizden biriydi, Halkın adamıydı,
O'na 12 uçak dolusu ALTIN çalarken suç üstü yakalandı iftirasını attılar.

Sonunda Menderesi asıp ülkeyi soydular...

Özal alnı secdeli bir adamdı..

Onada tıpkı Tayyip Erdoğan gibi " Tek adam.. Diktatör" dediler..

Buyurun gazete manşetlerini...

Buyurun buda  Batı medyasında Tayyip Erdoğan'a bakış..

Onuda Türk Dünyasına açılırken zehirlediler ve ülkeyi soydular...

15 Temmuz Hain Darbe girişimi hainlerin son finali oldu...

Ama millet  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın " SOKAĞA DAVET" çağrısına anında cevap vererek tankların önüne yattı, kurşunlara göğsünü  gerdi şehitler verdi ama devletini vermemek tarih yazdı..

Ama durmuyorlar...

Ekonomik saldırı üzerine saldırı düzenlediler..

Ve Türkiye'nin başına gelmiş en DİK DURAN, Alnı secdeli Cumhurbaşkanına  saldırmaya devam ediyorlar..

"128 Milyar Dolar nerede?" diye İftiralar atanların üst aklı kim?

Biden'in sözde Ermeni Soykırımı kararı neden?

Oyun o kadar büyük ki…

Size 5 yıl önce  Meral Akşener PKK’ ya terör örgütü diyemeyen, Ermeni Soykırımını destekleyen HDP ile kol kola olacak deseler inanır mıydınız!..

İnanın işte!..

Size 5 yıl önce Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu Tayyip Erdoğan’ı devirmek için CHP/HDP ile kol kola girecek deseler inanır mıydınız!..

İnanın işte!

Öyle bir düşmanlık ki bu  koltuk için akıllarını küresel güçlere kiraya vermişler adeta. Çünkü öyle istediler onlardan…

Saldırıyorlar..

Tek umutları Biden olmuş!..

                                                 *

Sevgili dostlar...

EŞŞEK BİLE AYNI YOLDA İKİ KERE ÇAMURA BATMAZKEN,

Hiç bir bahaneniz yok...

Tezgaha gelmeyin...

Önünüze atılan yemi yutmayın...

Sahip çıkmazsak, son pişmanlık fayda vermez...

Var mı anlamayan sevgili dostlar!..
"Yeter ki Tayyip Erdoğan’ın gitsin" diye Türkiye’nin batmasına razı bir gayri milli bir ittifak gerçeği var!..

O nedenle hedef Tayyip Erdoğan değil;

Onun nezdinde;

TÜRKİYE  CUMHURİYETİ DEVLETİNİN BÜYÜYEREK
BAĞIMSIZ YÜRÜYÜŞÜDÜR

Çünkü artık;

Diz çökmüyor...

Emir almıyor...

Kapılarda beklemiyor...

Pandeminin ekonomileri kasıp kavurduğu  en zor şartlarda dahi İMF’ ye muhtaç olmuyor..

Milli çıkarlarını hiç bir tehdite  aldırmadan koruyup kolluyor..

Dostlar..

Bugün size  Erdoğan'a iftiralar atarak  algı operasyonları ile dürüstlük nutukları atanlar var ya; İşte onlar  kendi siyasi ikballeri için "Sıra Erdoğan'a geldi!" diyen ama bir türlü başaramayan  Türkiye düşmanı namussuzların işbirlikçileridir!..

Oyuna gelmeyin!..

Bu mücadele Tayyip Erdoğan'ın varolma mücadelesi değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletini milli, manevi ve maddi şekilde soyamayanlara karşı verilen varolma mücadelesidir!