Şevket Kazan, RP Gerçeği isimli kitapta Milli Görüş Hareketi'nin özellikle 1983 sonrası perde arkasını anlattı. Kazan, Erdoğan ve Gül'ü diplomasız öğrenci olarak niteledi.
Abone olHalka ve Olaylara Tercüman Gazetesi yazarı Metin Işık, Saadet Partisi'nin ve Milli Görüş'ün önemli isimlerinden Şevket Kazan'ın tespitlerini köşesine taşıdı. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül hakkında iddialarda bulunan Kazan'ın sözleri hayli ilgi çekici.
Yazar Metin Işık Kazan, Karakutuyu açtı yazısıyla tartışılan bir dönemin perde arkasını araladı.
ŞEVKET Kazan ve Oğuzhan Asiltürk, Tayyip Erdoğan'a siyaset, bir bakıma Başbakanlık yolunu açan önemli iki isimdir. 1994 mahalli seçimlerinde Necmettin Erbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için önce Ali Coşkun'u tercih etti. O tarihlerde Mesut Yılmaz ile ters düşen Cemil Çiçek de bu organizasyon içinde Necmettin Erbakan'ın seçim karargahında 'tam yetkili' olmak şartıyla RP'de görev kabul etti. Hedefi 1995 genel seçimleriydi.
Recep Tayyip Erdoğan ise RP tabanının adayıydı. Teşkilat ise hırslıydı. 'Reis'ini İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı'na taşımak istiyordu. Oğuzhan Asiltürk ve Şevket Kazan ikili görüşmelerinde kişisel 'rezervleri olsa' da İstanbul'da Tayyip Erdoğan'ın, Ankara'da da Melih Gökçek'in adaylığını hep destekledi. Hatta Asiltürk'ün Tayyip Erdoğan'a, 'Ali Coşkun aday oluyor. Gelsin teşkilatla Erbakan Hoca'ya karşı tavır koysun' diye haber gönderdiği de söylenir.
Erdoğan ve arkadaşları, Erbakan'ın üzerindeki baskı ile netice aldı. Erbakan'ın da özellikle Oğuzhan Asiltürk'e 'kefilleri ve sorumlusu sizsiniz' şartıyla Erdoğan'ın adaylığına 'evet' dediği bilinir.
SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, yaşadıklarını RP Gerçeği isimli kitapta günlük aldığı muntazam notlara dayanarak Milli Görüş Hareketi'nin özellikle 1983 sonrası perde arkasını anlattı. Kazan dün de Cumhuriyet'ten Leyla Tavşanoğlu ile önemli bir söyleşi yaptı. Gül ve Erdoğan'ı, 'diplomasız öğrenciler' olarak tanımladı.
Erdoğan'a, oğul nasihatı
ŞEVKET Kazan, FP Genel Başkan olmak isteyen Tayyip Erdoğan ile 24 Ağustos 1998'de İSFALT tesislerinde görüştü. Şevket Kazan'ın oğlu yok. Herhalde bu yüzden Erdoğan'a, 'Dalkavuklarını dağıt. Sevgimizden şüphelenme, sabret, Bizde görev istenmez verilir. Hamasi konuşmalar yapıyorsun, ama boşsun. Kendini yetiştir' diye 'oğul nasihatı' verdiğini söyledi.
Şevket Kazan, Erdoğan'a 'oğul nasihatının' son bülümünde ise 'Biz görürüz veya görmeyiz. Sen Başbakan olacaksın. Tek başına iktidar olsan bile muktedir olacağını zannetme. Erol Toy'un Vehbi Koç'un hayatını konu alan kitabını oku' demiş. Ama, ona göre Erdoğan, 'ayağa takılan çengeller' bölümünde okunması gereken yerleri okumamış...
Kazan'a göre Korkut Özal kanalıyla Cüneyt Zapsu devreye girdi, böylece Amerikalılar ile temas sağlandı. Bir TÜSİAD yemeği sonrası ABD ziyareti gerçekleşti. ABD'liler, Erdoğan'a ve AKP'ye, 'Irak'ta yapılacak operasyona destek, Kıbrıs'ta Annan Planı'na ve ekonominin IMF tarafından yürütülmesine onay ile Büyük İsrail Projesi'ne destek, hatta taşeron olmak şartıyla' destek oldu.
Eleştirilerden Abdullah Gül de nasibini aldı. Erbakan'ın, 'dengeyi kurma adına' İngiliz ve ABD büyükelçileriyle görüşmesini hoş karşıladığı, Gül'ün aslında 'dengelerini bozduğunu' söyledi. RP adına Avrupa Parlamentosu temsilciliği yaptığı 8 yılda partiyi değil, 'sadece kendisini anlattığını' aktardı. Bu gerçeği RP'nin kapatılma kararının 1998 yılındaki ilanından sonra fark ettiklerini 'AİHM Komisyon Başkanı olan Trechel isimli bir dostum vardı.
Frankfurt'a kendisini ziyarete gittim. O gün de Strasbourg'da AP Genel Kurulu var. Gül, Türkiye'de siyasi parti kapatılmasına rağmen AP'den ses yok diyecek. Ama Gül otelde uyuyakaldığı gerekçesiyle toplantıya katılmamış. Bir Danimarkalı parlamentere bu konuşmayı yapmasını söylemiş. Kendisi de otelde çay içiyormuş' sözleriyle delillendirdi. Şevket Kazan'a göre, Erdoğan ve Gül'ün kafasına 'ABD'ye rağmen politika yapılmaz' fikrini Korkut Özal soktu. Zapsu aracı oldu. Tayyip Erdoğan'ı Morton Abramowitz, Abdullah Gül'ü ise Marc Grossman 'parlattı'. Bakalım Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Korkut Özal ne diyecek?
Yazı: Metin Işık
Kaynak:tercuman.com.tr