BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Milli Gazete iki İslamcı yazarı aforoz etti

Saadet Partisi kongresindeki deprem İslami basını da tetikledi. Milli Gazete'den iki İslamcı yazara sert tepki var...

Abone ol

GAZETECİLER.COM - Milli Gazete yazarı Müslim Coşkun, Zaman yazarı Ali Bulaç ve Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'a sert eleştiriler getirdi.

Müslüm Coşkun "Sizi artık kimse dikkate almıyor" başlıklı yazısında bu iki yazarın Milli Görüş içinde kafa karışıklığı yaratmaya çalıştığını ve gerçekleri saptırdığını söyledi.

Yazısına "Yanlış insanlarla doğru bir iş yapmanın mümkün olmadığı açıktır. Siyasette, sanatta, edebiyatta ve daha birçok alanda bunun örnekleri oldukça fazla." diye  başladığı yazısının ilk paragrafında çok sert eleştiriler getiriyor: 

DİLİPAK NE YAZMIŞTI?

Kongre sonrasında Saadet Partisi'nin yol ayrımına koşar adım yaklaştığını belirten Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak geçtiğimiz hafta köşesinde şöyle yazmıştı:

"Kongre yenilenirse, ondan sonra ne olacağını göreceğiz. Kanatlardan biri ayrılır ve büyük ihtimalle yeni bir siyasi oluşum ortaya çıkar.. Erbakan’ın yeni GİK’ten 25 kişiyi çağırıp istifasını istediği, ama seçilenlerin bu talebe “evet” demedikleri ifade ediliyor.. Bir başka kaynak ise, meselenin yeni yönetim kadar, anayasa referandumuna “evet” mi, “hayır” mı denileceğinde düğümlendiğini belirtiyor. Kurtulmuş, daha önce de “evet” diyeceklerini açıklamıştı.. Kurtulmuş’un terör gündemi ile Başbakan’la görüşmesinin böyle bir zamana denk gelmesi de ilginç bir ayrıntı..

Ne olacaksa bir an evvel olsa da, bu iş uzun sürmese.. Bu süreç ya SP’nin sonu ya da yeni bir başlangıç olacak."

"Özellikle Müslüman camia içerisinde yer alan birçok isim, hiçbir kayda değer iş yapmadıkları halde üzerlerine kondurdukları 'mühim adam' etiketiyle yıllarca ümmetin ensesinde boza pişirdiler, insanların halis niyetlerini istismar ederek ikbal peşinde koştular. Her kritik dönemde 'akıl hocalığına' soyundular. Söylediklerinde dikkate alınacak bir taraf olmadığı halde, artistik pozlara bürünerek, gerdan kıvırarak, bütün bir sahteliğin üzerine bina kurdular ve yıllarca bunu ümmete gerçek diye yutturdular.

CAMİANIN İÇİNDENMİŞ  GİBİ GÖZÜKTÜLER

Milli Görüş'e yakın durdular, camianın içindeymiş gibi gözüktüler. Buna karşılık Erbakan karşıtlığı yapmaktan da hiç geri durmadılar. En kritik dönemlerde ortaya çıkıp zehirli yılanın görevine soyundular. Milli Görüş camiasını ısırmaktan hiçbir zaman geri durmadılar. Suret-i Haktan gözükerek ümmeti hep kandırdılar.

İnsanların samimi duygularını istismar ederek bunu bir kazanca çevirdiler, ümmetin çektiği sıkıntılar onların semtine hiçbir zaman uğramadı. Erbakan hazımsızlığı hep sürdüğü halde, en azılı solcularla sarmaş dolaş olmayı hiç ihmal etmediler. Geçmişte dava hassasiyeti diyerek Milli Görüş'ün bütün partilerine en ağır eleştirileri yaptılar. Şimdi ise bir düzen partisi olan ve Müslüman camianın hassas duygularını körelten, dünyevileştiren AKP ile kol kola olmaktan bir rahatsızlık duymuyorlar. Yaptıkları açık bir ikiyüzlülük olduğu halde, bundan rahatsızlık duymuyorlar. Gerçek orta yerde dururken, utanmadan sıkılmadan yine de Milli Görüş camiasını akıl vermeye ve delilleri karartmaya devam ediyorlar.

HALA İNANANLAR VAR

Şaşılacak derecede camia içinde bu insanlara hâlâ inananlar var. Doğrusu, rol yapma konusunda ne kadar mahir oldukları buradan da açıkça anlaşılıyor. Bunlar kim diye merak ediyorsanız, gözünüzü açıp çevrenize bakmanızı tavsiye ederim. Çünkü fazla uzağa gitmiş olamazlar.

Saadet Partisi'nin yaptığı son kongresinde yaşanan sıkıntıyı fırsat bilip taarruza geçen, 'akıl hocalığına' soyunan ve akılları sıra Saadet Lideri Kurtulmuş'a taktik veren köşe yazarları oldu.

Bunların başında Zaman yazarı Ali Bulaç ve Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak geliyor."

YAKAMIZDAN DÜŞÜN

Müslüm Coşkun yazısında şöyle devam etti:

"Milli Görüş tabanı tarafından artık kabul görmeyen ve yazdıkları dikkate alınmayan Sayın Dilipak'a tavsiyemiz, yıllardır bu camianın içindeymiş gibi gözüküp de insanların temiz duygularını istismar etmekten vazgeçmesidir. Dahası, Milli Görüş camiasının yakasından düşmesidir."

Müslüm Coşkun'un yazısının tamamını okuyabilirsiniz.