BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Milli Eğitim Vakfı güçlendi

MEV'in Olağan Genel Kurul çalışmaları tamamlandı. Bakan Çelik Vakfı'ın çok önemli olduğunu söyledi.

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''Milli Eğitim Vakfı'nın (MEV), gelir getirsin diye kurduğu okulların zarar ettiğini, son 2 yıldır vakfa elle tutulur bağış yapılmadığını'' belirterek, ''Vakfın adı, faaliyetleri, Türk Eğitim Derneği, Türk Eğitim Vakfı kadar heyecan uyandırmıyorsa burada bir bürokratikleşme var, bir donukluk var. Bu donukluğu üzerimizden atmamız lazım'' dedi.

MEV'in 26. Olağan Genel Kurulu, Başkent Öğretmenevi Konferans
Salonu'nda yapıldı. MEV'in ''doğal genel başkanı'' Çelik, yaptığı konuşmada, çalışmalarını anlatarak, değerlendirmelerde bulundu. Vakıfların kuruluş amaçlarına değinen Çelik, ''vakıfların aslında zenginden alıp fakire verdiklerini'' ancak zamanla bu durumun neredeyse tersine döndüğünü anlattı. Kamu kurum ve kuruluşlarının bünyesindeki vakıfların vatandaşların işlerini yürütmek için ''bağış'' adı altında zorla para toplamaya başladıklarını ifade eden Çelik, kamu vakıflarının neredeyse ''aşağıdan alıp yukarıya aktarır hale
geldiklerini'' belirtti. Bir yasal düzenlemeyle buna son verildiğini kaydeden Çelik, ''Bu anlayışın sakatlığı ortadaydı ve buna neşter atılmıştır'' dedi.

''MEV, İYİ NİYETLERLE KURULDU''
MEV'in de ''çok iyi niyetlerle kurulduğunu'' ifade eden Çelik, fiziki altyapı ve okul yapımı konusunda ciddi gayretler gösterdiğini belirterek, ''Ama bu gelirlerin, bu akarların kaynağı neresidir onun üzerinde durmamız lazım'' dedi.

Çelik, şöyle konuştu:
''Şimdi eğer siz hep il müdürünü, ilçe müdürünü vakfın tabii temsilcisi yaparsanız; İstanbul Milli Eğitim Müdürü MEV'in doğal temsilcisi, Eyüp ilçe milli eğitim müdürü de böyle, her dönemin başında okullara makbuz gönderecekler ve 'eğitime katkı' adı altında salma salacaklar, herkes şu kadar para verecek diye. Bunu çocuklardan toplayıp getireceksiniz vakfa koyacaksınız. Niye kardeşim? Eğer okullardan para toplanması gerekiyorsa, o okullar toplar kendi ihtiyaçlarına harcar. Okulun kantinini kiraya vereceksin vakfa gelir getireceksin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın matbu evrakını basacaksın
karneyi parayla basacaksın oradan gelir elde edeceksin, oldu size
vakıf gelirleri. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil.''

''Son 2 yıl içinde MEV'e, elle tutulur bir bağış yapan iş adamı bulunmadığını'' kaydeden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şu anda kasamıza girmiş olan hiçbir şey yok. Vatandaş parayı niye verir. Bakar ki o para çocuklara hizmet olarak dönüyor, siz harikalar yaratırsınız size bir daha verir, bir daha verir. Ama eğer vatandaş şunu görse, siz bir ticari işletme kurmuşsunuz, vakfa gelir getireceğim diye okullar kurmuşsunuz ve bu okullar zarar ediyor. Öğrenci sayısı kurulduğu zaman bir hayli iyiymiş sonra yarısına inmiş. Bakın okul zarar ediyor. İnsanlar size bağışta bulunur mu? Bulunmaz. O güveni vermemiz lazım. Ben buradaki arkadaşlarımın hepsinin şahıslarını tenzih ediyorum. Buradaki hiçbir arkadaşımızın, vakfın
malına mülküne tenezzül etmeyecek kadar, dönüp bakmayacak kadar asil,
gönlü tok insanlar olduğuna inanıyorum. Ama işleyişte, sistemde bir
hata var. Kamu, ticari işletme çalıştırdığı zaman zarar ediyor. Siz
kamu vakfı anlayışıyla hareket eden bir vakıfsınız. Devletin kendi
işlettiği ticari işletmeler de zarar ediyor. Özelleştirmeler bunun
için yapılıyor. Devlet memuru zihniyetiyle bu iş olmuyor.''

''BAŞKA TÜRLÜ BİR VAKIF OLURDU''
''Nasıl bir Milli Eğitim Vakfı hayal ettiğini anlatan Çelik, '' Bütün illerde ilçelerde MEV'in fanatikleri, misyonerleri olmalı. Vakfın temsilcisi olmaktan büyük bir şeref ve onur duymalı. Kendi ilindeki ilçesindeki hayırsevere yapışmalı. Bizim şu Eğitime Yüzde 100 Destek kampanyasında yaptığımız faaliyetlerin binde birini eğer vakıf yapsa, şimdi başka türlü vakıf olurdu'' diye konuştu.


MEV'in MEB ile özdeşleşmiş bir vakıf olduğunu ifade eden Çelik, ''Eğer adı, faaliyetleri Türk Eğitim Derneği kadar, Türk Eğitim Vakfı kadar, Toplum Gönüllüleri Vakfı kadar heyecan uyandırmıyorsa burada bir bürokratikleşme var, bir donukluk var. Bu donukluğu üzerimizden atmamız lazım'' dedi.
MEV'in işbirliğiyle ''Okullarımız Yıkılmasın'' kampanyası düzenlendiğini ifade eden Çelik, okulların güçlendirilmesi için vakfın 290 milyar lira katkı yaptığını söyledi. Çelik, bu miktarın büyük bir kısmı için kendisinin bir iş adamı ve firmadan ricada bulunduğunu belirterek, ''Bu paralar bizim gayretlerimizle aktarılıyor. Arkadaşlarımızın hiçbir faaliyeti olmadı manasında söylemiyorum.
Özellikle geliri kendisine yeten artan insanlara eğer yaptıklarınıza
inandırırsanız, kaynak bulma sıkıntısı çekmeyiz'' diye konuştu.

Vakfın çalışmalarına değinen Çelik, ''Milli Eğitim Vakfı bir daralmaya bir tıkanmaya doğru gidiyor. Artık yeni burslar veremiyor kesildi. Bütün mal varlığı 90-10 trilyon lira civarındadır'' dedi.

''KİM NE DERSE DESİN DOĞRU BİLDİĞİMİ YAPARIM''
Sözlerini, ''Şunun iyi bilinmesinde fayda var. Dün bazı yazılar çıktı, o da beni rahatsız ediyor. Kim ne derse desin doğru bildiğimi yaparım, benim yapım budur. Doğruysa yaparım, yanlışsa ısrar etmem'' diye sürdüren Çelik, MEV Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Turhan'a dönerek, ''Son 2 yıldır size müfettiş gönderdik mi? diye sordu. Turhan'ın, bu yıl gönderildiğini söylemesi üzerine, ''Bunlar mutat denetimler'' diyerek, şöyle konuştu:

''Eğer MEV'e bağlı okullarda öğrenci sayısı yarıya düşmüşse, MEV'in okulları zarar ediyorsa, bu okullar niye zarar ediyor, ben bunları incelemekle mükellefim. Eğer bu vakfın genel başkanı bensem bunu yapmak zorundayım. Davul benim boynumda, tokmak başkasının elinde... MEV'de herhangi bir yanlış olursa bunun da faturası bana çıkar. Bunlar bizim milletimizin malıdır. Bu ülkenin malını kendi malımız gibi korumakla mükellefiz. Bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemiz lazım.''

''İmzasız gelen hiçbir mektubun, dilekçenin işleme konulmadığını'' söyleyen Çelik, ''Eğer bir okul müdürü, öğretmen, bir veli adını yazıp imzasını atıyor ve ciddi bir iddiada bulunuyorsa arkadaşlarıma 'inceleyin' talimatı veririm'' diye konuştu. Çelik, sözlerini, ''Onun için 26. Genel Kurul'da biz MEV'i, tıpkı
kuruluş amacında da ifade edildiği gibi, bu ülkenin eğitim alanında daha iyi kalkınması için, yardıma muhtaç çocukların daha iyi desteklenmesi, bütçe dışı kaynakların oluşturulması için, hali vakti yerinde olan insanların hayırlarını daha rahat kanalize edebilmek için bir silkinme vesilesi yapmalıyız. Genel kurullar aynı zamanda bir muhasebedir. Bu işi hesabını yapmamız gerekiyor'' diyerek tamamladı.

Bakan Çelik'in konuşmasının ardından Divan Başkanlığı'nı oluşturdu. Divan Başkanlığı için verilen iki önergeyi okuyan Çelik,önergeleri tek tek oyladı. Divan Başkanlığı'nda MEB Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik'in, katip üyeliklere de Ortaöğretim Burs ve Yurtlar Dairesi Başkanı Halis Koyuncuoğlu ve Ticaret Turizm Eğitim Genel Müdürü Saadettin Sabaz seçildi.

Milli Eğitim Vakfı Merkez Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeliklerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı listede yer alan adaylar seçildi.

89 delgelenin oy kullandığı seçim sonuçlarına göre, yönetim kurulunu oluşturan isimler ve aldıkları oylar şöyle: "Muzaffer Doğan (55), Ahmet Ergün Bedük (51), Remzi Kaya (49), Kerem Altun (47), Ömer Kaplan (42), Muhammet Dilek (41), Osman Aslan (41), Mustafa Gül (41), Recep Işık (41)."

Denetim Kuruluna da İbrahim Çoksak (54), Osman Çelik (45) ve Enver Yıldırım'dan oluştu.