Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Kanun teklifiyle mahkemeler üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’na kurulmak istenen tuzakları bir ölçüde daha e...
Abone olMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Kanun teklifiyle mahkemeler üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’na kurulmak istenen tuzakları bir ölçüde daha etkisiz hale getirmeyi ümit ediyoruz” dedi.
AK Parti Eskişehir Teşkilatı tarafından Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ) Düğün Salonu’nda düzenlenen bayramlaşma programında konuşan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik olarak çok sistematik bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü belirtti. Bakanlık tarafından yürütülen çeşitli çalışmalar hakkında konuşan Bakan Avcı, “Kimlerin tekerine çomak soktuğumuzu, kimlerin ayağına bastığımızı, kimlerin tezgahlarını bozduğumuzu biliyoruz onun için bu dezenformasyon kampanyalarını yadırgamıyoruz ama bu konularda bazı temel bilgileri kamuoyuyla paylaşmanın yararsız olmadığını da biliyoruz. Özellikle dershanelerin özel okullara dönüştürülme süreci başladığından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı’nın pek çok faaliyetiyle ilgili belli basın yayın organlarında çok ciddi çarpıtmalar servise kondu. Bunların başında sınavların güvenliği ile ilgili yapılan yayınlar geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye’nin en çok sınav yapan kurumudur. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi sahaları yapmaz, aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’nın imkanlarıyla pek çok kamu kuruluşunun da sınavları yapılır. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı ÖSYM’den de fazla sınavlar yapar. Yıllardan beri yapar ama özellikle son birkaç yıldır bu konuda geliştirdiğimiz tedbirler sayesinde sınavların güvenilirliği çok büyük ölçüde arttı ve bu birilerini çok rahatsız etti. Güvenlik konusunda açık bulamayanlar soru iptalleri üzerinden Milli Eğitim Bakanlığımızı yıpratma çalışmasına giriştiler. Bunun en çarpıcı örneklerinden birini geçen yıl son defa yapılan SBS sınavları münasebetiyle yaşadık. Geçen yıl Haziran ayında yapılan SBS sorularına ilişkin Temmuz ayında yapılan itirazlar ve mahkemeye başvurular üzerine mahkeme her şey olup bittikten sonra tam 6 ay sonra 15 Ocak’ta yürütmeyi durdurma kararı aldı. Biz de o zaman başından beri ‘Hiçbir çocuğumuz mağdur olmayacak, hiçbir çocuğumuz kazandığı okuldan başka bir yere gönderilmeyecek’ dedik. Nitekim bu sözümüzü de tuttuk ve yürütmeyi durdurma kararının gereği olarak yeniden okumaları zamanında zaten yapmıştık. Bir milyon 200 bin çocuğumuzdan sadece 4 çocuğumuza ilişkin değişiklik gerekti. Anlatıyorum çünkü bir milyon 200 bin çocuğumuzu ve ailelerini bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda tam 6 ay bekleyerek yürütmeyi durdurma kararı veren aynı mahkeme yurt dışındaki bir okulumuzda görev yapan bir okul müdür, milli eğitim hiyerarşisine değil ağabeylerine bakarak işlemler yaptığı için geri çağrıldı. Aynı mahkeme bizim kararımızı 6 günde yürütme durdurma kararıyla kararlaştırdı. Bir milyon 200 bin çocuğumuzu ilgilendiren bir konuda 6 ay bekleyen ve tam çocuklar karne almak üzereyken yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme bir tek kişi için 6 günde karar verdi. Bu örneği özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın ne tür engellerle mücadele ederek çocuklarımıza, gençlerimize, öğretmenlerimize, yöneticilerimize hizmet etmeye çalıştığının çarpıcı bir örneğidir” dedi.
Torba Yasa kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sundukları kanun teklifinden söz eden Bakan Avcı, “Orada diyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlara ilişkin itirazlar sınav bittikten en geç 10 gün içerisinde yapılır, mahkemeler de bir ay içerisinde karar verir, temyiz 10 gün içinde neticelendirilir. Böylelikle sınavlarımızı Haziran’da yaptığımıza göre Temmuz ayında mahkemeye gidilse Ağustos ayının ortalarına kadar bu iş biter. Böyle bir kanun teklifimiz var inşallah bütün milletvekillerimiz de desteğiyle mahkemeler üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’na kurulmak istenen tuzakları da böylece bir ölçüde daha etkisiz hale getirmiş olacağımızı ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.
DERSHANELERİN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ İLE OKULLARDA TAKVİYE DERS VERİLMESİ
Dershane dönüşümü programıyla başlayan dezenformasyonla çocukların dershaneye ihtiyaç duyduğu illüzyonlar bulunduğunu, ancak bu illüzyonun kırıldığını kaydeden Bakan Avcı, “Artık okullar ve öğretmenler merkeze geldi. Velilerimiz ve öğretmenlerimiz aslolanın okul olduğunu, sınıf olduğunu, öğretmen olduğunu artık biliyorlar. Buna rağmen biz takviye almak isteyen bütün çocuklarımıza hafta sonlarında ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş olan çocuklarımız da üniversiteye hazırlanmak için takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa onlar için de halk eğitim merkezlerinde benzer kurslar açacağız. Bu kadar yalın, bu kadar net bir açıklama bile çok çarpıtıldı. Sosyal medyada Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi 6 güne çıkartıyor, cumartesi günleri de okul olacakmış diye bir kampanya başlatıldı. Bu kimse için zorunlu ve ücretli değil” diye belirtti.
"TÜRKİYE 11 YILDIR SESSİZ DEVRİM YAŞIYOR"
Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal kültürü çok yüksek olan bir Bakanlık olduğuna değinen Bakan Avcı, “Sık sık söylüyoruz Türkiye 11 yıldır sessiz devrim yaşıyor bunun en çarpıcı örneklerini de milli eğitimde yaşıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı kurumsal kültürü çok yüksek olan bir Bakanlıktır. Bakan değişikli ile Bakanlıkta politikalar değişmez. Özellikle aynı partinin iktidar olduğu dönemde Bakan değişse de çizilmiş olan doğrultu değişmez, değişmemiştir. Son zamanlarda peş peşe yönetmelikler çıkarılarak düzenlemeler yapılarak değişim süreci hızlandı ama bunun sebebi bizden önceki Bakan arkadaşların ihmali değil, bizden önceki Bakan arkadaşlarımız tüzüklerle çarpışarak vazifeleri yapmak zorundaydılar. En basit yönetmelik değişikliklerinin bile ya yargı ya da Çankaya üzerinden etkisiz hale getirildiği dönemden geçtik” ifadelerini kullandı.
Üniversiteye giriş konusunda yürütülen dezenformasyon çalışmaları hakkında konuşan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Bakanlığı olarak YÖK, ÖSYM ve TÜBİTAK’la eş güdümlü olarak bir çalışma yürütüyoruz ama üniversiteye giriş sistemi bir yıldan bir yıla değiştirilecek bir sistem değildir. Çok iyi düşünülmesi, iyi hesaplanması ve uygulamaya konması gereken kritik bir konu. Bugüne kadar ‘şöyle bir sistem öngörüyoruz, böyle bir düzenleme yapacağız’ diye bir açıklama yapmamış olmamıza rağmen zaman zaman başka ülkelere ilişkin örnekler çarpıtılarak Kazakistan modeli geliyor, Amerika’dan yeni bir model bulunmuş gibi aslı astarı olmayan özellikle lise öğrencilerinin üniversiteye hazırlanan öğrencilerin ve ailelerinin kafalarını karıştırmaya yönelik bir dezenformasyonun yürürlüğe konduğunu gördük. Bunların hiçbirine gençlerimiz itibar etmesinler. Biz çalışmalarımızı tamamladığımız zaman bu konuda ayrıntılı bir şekilde sonuçları kamuoyuyla paylaşırız.”
OKUL YÖNETİCİLERİNİN 4 YILDA BİR DEĞERLENDİRİLMESİ
Aynı kurumda 4 yıldan fazla yöneticilik yapmış olan müdür ve müdür yardımcılarına ilişkin getirilen kural ile ilgili olarak konuşan Bakan Avcı, “Yöneticilerimiz başarılı iseler görevlerine devam edecekler, başarılı değil iseler görevlerine devam etmeyecekler. Başarıyı tespit etmek için 100’e yakın kriter geliştirdik. Bu kriterleri ölçmek için her okulun yöneticilerini ilçe milli eğitim müdürü, ilçede atamalardan sorumlu şube müdürü, okul aile birliği başkanı, okulda en kıdemli ve en kıdemsiz öğretmen, bu 100 kriter üzerinden yöneticileri elektronik ortamda değerlendirsinler, bu neticede 75 ve üzeri puan alanlar görevlerine devam etsinler. Bu durumda olan kaç kişi var? Bazı yayın organlarına bakarsanız yüz binlerce kişinin görev yeri değişecek deniyor. Hayır, bu durumda olan 16 bin kişi var ve bunun yüzde 60’ı 70’i bu kriterleri karşılayacak. Bu kriterleri getirmenin asıl faydasını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Bunu da öğretmenlerimizin memnuniyetle karşıladığını görüyoruz ve geliştirmek için çalışıyoruz” diye konuştu.
"MESLEK LİSELERİNİ ELDEN GEÇİRİYORUZ"
28 Şubat’ta meslek eğitiminin çok ciddi darbe aldığını aktaran Bakan Avcı, “Bunu telafi etmek için meslek liselerimizi elden geçiriyoruz. Bunun için bazı pilot uygulamalar başlattık. Bunun için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’yla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEYE İLİŞKİN YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR
Özellikle son günlerde sık sık gündeme gelen uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin yürütülen çalışmalarla ilgili olarak konuşan Bakan Avcı, “Belli amaçlarla gündeme getirilen ama ciddi bir sorun olan uyuşturucu ile mücadele konusunda son olarak Bakanlar Kurulu’nda alınan bir karar gereği ilgili Bakanlıkların bir araya geldiği uyuşturucuyla mücadele üst kurulu oluşturuldu. Burada Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve İçişleri Bakanı görev yapıyor. Her Bakanlık kendisi açısından uyuşturucuyla mücadele konusunda aldığı tedbirleri diğer Bakanlıklarla paylaşıyor. Bu konu en çok bizi ilgilendiriyor çünkü en fazla risk altında olan bizim okullarımız. Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin derinden hissedeceğini söyleyebilirim” dedi.
Programa AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, parti yöneticileri ve partililer katıldı.
(İHA)