Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, otizmli çocuklarla ilgili okul öncesi eğitimin önemine işaret ederek, "Bunu birçok nörolog arkadaşımla da konuştuk, değerlendirdik, 0-3 yaş arası çocukların asla cep telefonu ve televizyon görmemesi gerekiyor. Bu olursa emin olun Türkiye'deki bu tür bozuklukların oranı çok artacak" dedi.
Abone olMilli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Habertürk televizyonunda Oylum Talu'nun Burası Haftasonu programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Aksaray'da otizmli çocukların eğitim gördükleri okulda "yuhalandığı" iddiasına ilişkin Selçuk, bunun tekil bir olay gibi görülmesinin doğru olmayacağını ifade ederek, bu olayın bakış açısı, kültür ögesi, çocuklara nasıl yaklaşıldığının göstergesi olarak bütünsel bir anlam taşıdığını söyledi.
Bu olayın farkındalık için fırsat olduğunu belirten Selçuk, bu problemin üstünü örtmek değil, var olan problemin çapını, derinliğini ölçmeye çalıştıklarını, alınması gereken tedbirler, verilmesi gereken eğitimler, devam edilmesi gereken projelerin üzerinde hassasiyetle durduklarını anlattı.
Selçuk, bu konularla ilgili uzmanlarla yoğun çalışmalar sürerken böyle bir olayın gündeme geldiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu konuda Türkiye'nin genel durumuna bakıp, sadece Aksaray üzerinde değil, nerede, neye ihtiyacımız var, insan kıymetleri anlamında neler yapmamız gerekiyor, ne tür eğitim çalışmalarını yaygınlaştırmamız gerekiyor? 1200 kadar rehber öğretmenimize bu konuda geçtiğimiz aylarda çok özel bir eğitim verdik. Onları formatör olarak yetiştirdik. Onlar da kendi bulundukları illerde diğer öğretmenlerin eğitimiyle ilgili çalışmaya devam ediyorlar. Özet olarak; öğretmen eğitimine yatırım yapmak, veli eğitimine yatırım yapmak, farkındalığı geliştirmek, bunun için altyapı çalışmalarını yürütmek. Bu sıralarda 6 milyon avro civarındaki bir projenin de sadece bu konunun daha zenginleştirilmiş materyaller ve insan kaynağı anlamında daha fazla desteğin sağlanması hususunda geliştirme çalışması başladı, devam ediyor."
"Okul başarısı, hayat başarısının çok küçük bir kısmı"
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2023 hedeflerine de değinerek, çocukların tecrübeye dayalı, deneyerek ve yaparak öğrenmelerini sağlayacak bir sistem oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Eğitim sisteminin insan yetiştirmekten ziyade sınava adam hazırlamaya dönüşen bir sistem olmaması için çalıştıklarını, bunun zaman ve finansman olarak süre gerektirdiğini vurgulayan Selçuk, bu süreçte çocukların sosyal ve duygusal becerilerini de yükseltmeye çalıştıklarını anlattı.
Okul başarısının, hayat başarısının çok küçük bir kısmını oluşturduğuna işaret eden Selçuk, şu anda akademik gelişime bakıldığını, sosyal ve duygusal gelişimin de önemli olduğunu kaydetti.
Atanamayan öğretmenler
Ziya Selçuk, atanamayan öğretmenlere ilişkin, birçok fakülteden milyonlarca üniversite mezunu gencin geleceğini kurmaya çalışırken öğretmenliğe yoğunlaşmalarının insani bir durum olduğunu belirterek, bakanlığın da belli sayıda öğretmen ihtiyacı olduğunu aktardı.
Bu sayının da mümkün olduğunca yüksek tutulmaya çalışıldığını dile getiren Selçuk, şöyle konuştu:
"Ama sandıkları kadar bir tek benim imzamla olmuyor. Bu bir kabine meselesi, maliyet meselesi, çalışma bakanlığıyla ilgili bir konu ve hükümet meselesi. Bizim bu konudaki beklentimiz olabildiğinde yüksek kapasitede bir sayıda atama imkanı oluşturabilmek. Bunun için de Hazine ve Maliye Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla görüşüyoruz. Aslında rakamlarla ilgili son aşamaya da geldik. Çalışmalar bitmek üzere bürokrat düzeyinde. Bu olduğunda zaten açıklayacağız. Bizim şu anda emekli olan öğretmenlerimiz var. Çok az branşta ihtiyacımız var aslında. Sistem doymuş vaziyette. Bu yüzden eğitim fakültesinden mezun olanlarla ilgili tedbirleri YÖK'le beraber almaya çalışıyoruz. Eğitim fakültesi kontenjanlarını yüzde 10 daralttık. Seneye tekrar daraltıp, bu ihtiyaca göre mezun sayısının denetlenmesi yönündeki çalışmalar yapıyoruz."
Ara tatiller
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bakanlığın tüm ilköğretim kurumları için hazırladığı okul zili ve çocuk şarkısına da değinerek, bununla bir kültür atmosferi oluşturmaya çalıştıklarını belirtti.
Selçuk, "Küçük şeyler bunlar ama bunun binlercesi küçük ayrıntılarla hayatı güzelleştirmek anlamına geliyor." diyerek, bakanlığın hazırladığı "Benim Oyun Sandığım" projesini anlattı.
Bu olursa emin olun Türkiye'deki bu tür bozuklukların oranı çok artacak
Okul öncesi eğitimin çok önemli olduğuna işaret eden Selçuk, "Benim alanım gereği çocuklardaki hiperaktif davranışların, otizmin belli göstergeleri vesaire... Bunu birçok nörolog arkadaşımla da konuştuk, değerlendirdik, 0-3 yaş arası çocukların asla cep telefonu ve televizyon görmemesi gerekiyor. Bu olursa emin olun Türkiye'deki bu tür bozuklukların oranı çok artacak. Yani bunu bir kampanyaya dönüştürüp, bütün velilerimizin farkındalığını artırmak zorundayız." diye konuştu.
Bakan Selçuk, ara tatillere ilişkin soruya da ölçme değerlendirmede, mesleki ve öğretmen eğitiminde çok büyük uluslararası standartlarda projeler yaptıklarını dile getirdi.
Uzun yaz tatilinin değiştirilmesi ve ara tatillerin artmasının sebeplerini de anlatan Selçuk, uzun yaz tatilinde öğrencilerin unutma oranının arttığını, "yaz unutması" denilen kavramın literatürde bulunduğunu ifade etti.
Bakan Ziya Selçuk, artık tarım toplumu olunmadığını, bu nedenle uzun yaz tatillerine gerek kalmadığını, dünyada da bunun 40-50 yıl önce düzenlendiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Bilimsel literatür 'Yaz tatilini kısaltın.' diyor. Öğretmenler için ne faydası var bunun? Okul bitmiş, artık öğretmenim yorulmuş. Öğretmenliği bir iş yerine gidiyorsunuz orada çalışıp çıkıyorsunuz gibi sanıyorlar. Öğretmenlik öyle bir şey değil. Öğretmen çocuğun gözüne, kalbine dokunan birisi ve öğretmenlik o kadar yorucu bir şey ki öğretmenlik, hakkıyla yaparsanız. Hakkıyla yapmazsanız, iki dünyanız berbat olur, hakkıyla yaparsanız iki dünyanız abat olur. Yani öğretmenlik çok riskli bir iş. Çünkü çocuğun hayatına dokunuyorsunuz. O yüzden de öğretmen yoruluyor, tam o hafta biz diyoruz ki 'eğitim var.' Bu haftayı alıp, kasıma, nisana koyduk. Öğrencinin olmadığı bir dönemde öğretmenlerimizle bizim çok çalışmamız lazım. Çok ihtiyacımız var."