Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un "20 yaşına kadar hiçbir kadınla konuşmadım" sözleri damga vurdu. Habertürk yazarı Nagehan Alçı'ya konuşan Selçuk, bugünlere nasıl geldiğini anlattı.
Abone ol8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle toplumun farklı kesimlerinden kadınları verdiği akşam yemeğinde ağırlayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kadınlara yönelik konuşmasında, "20 yaşına kadar hiçbir kadınla konuşmadım" dedi.
Bu toplantıya katılan Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Ziya Selçuk'a dikkat çeken bu sözlerini sordu. Gençlik yıllarında kendini nasıl baştan inşa ettiğini anlatan Selçuk'un sözlerini Alçı, bugünkü yazısında aktardı.
Okulda istemediler geri zekalı dediler
"Ankara’nın bir köyünde yaşayan bir çocuk. Ana, babası şehre göçmeye karar veriyor, Selçuk’u da babaannesinin yanında erkek olsun diye köyde bırakıyorlar.
4.5 yaşında ilkokula başlıyor. Daha miniminnacık bir çocuk. Sınıftakiler ondan büyük. Onlara yetişmesi zor. Şöyle tarif etti o günleri: "Öğretmen A harfi çiz diyor, ben ters A çizip, ortasına da iki nokta koyuyorum. Daha küçük bir çocuğum, aklım oyunda. Nereden bileyim A'yı. Köyde gördüğüm ineğin gözlerine benzetiyorum ters A’yı. İçine nokta koyuyorum. Ama bunu anlamadılar. Beni gerizekalı zannettiler. Sonra şehre gittik, orada da okulda uyum sorunları oldu. Hep kaçardım, defalarca sınıfta kaldım."
Asosyaldim
Selçuk okul hayatı boyunca hem öğretmenleri hem arkadaşları tarafından damgalanmış, farklı olmakla itham edilmiş. "Ben asosyaldim" dedi. "Peki nasıl oldu da 180 derecelik bir fark yarattınız kendinizde? Asosyallikten iletişim uzmanına dönüşümü nasıl başardınız?" diye sorunca başladı şu inanılmaz öyküyü anlatmaya:
"Bir adam yaratmak'ı okudum kendimi yarattım"
"İnsanlarla iletişim kuramıyordum. Dediğim gibi ben asosyaldim. Sonra Necip Fazıl’ın, 'Bir Adam Yaratmak’ adlı piyesini okudum ve ben de kendimi yarattım."
Kendini tamamen kendi yöntemleri ve kendine meydan okumaları ile yaratmış Selçuk. ‘Meselâ’ dedi; "Otobüse biniyordum ve o gün için kendime ödevler veriyordum. Tanımadığım iki kişiye saat sormak ya da selamlaşmak gibi. Başka bir gün kumaş almayacağım halde kumaşçıya giriyor ve pazarlık yapıp çıkıyordum. Böyle böyle iletişim kurmayı, sosyalleşmeyi başardım."
Sonrası müthiş bir başarı öyküsü. Okul tarafından anlaşılmayan, kabul görmeyen, içe kapanık bir çocuk kendi kendini inşa etmeye karar veriyor ve kendini yetiştirme süreci başlıyor. Önüne geleni okuyor, felsefeye ve psikolojiye merak sarıyor… Ziya Selçuk’un hayatı edebi eserlere konu olabilecek çok istisnai bir varoluş hikayesi…"