Michael Rubin deprem sonrası Türkiye'de iç savaş için düğmeye bastı Cihat Yaycı uyardı
CIA destekli FETÖ hamisi ABD'li yazar Michael Rubin'in Kahramanmaraş depremi sonrası "Türk Hükümeti, örneğin deprem bölgesindeki Kürt kasabaları ve köylere yardım etmek istemezse, ABD bunu doğrudan yapmalı!” yazısı tepki çekti. Emekli amiral Cihat Yaycı, herkesi uyanık olmaya davet etti.
Abone olKahramanmaraş merkezli büyük depremi fırsat bilen Türkiye karşıtı çevreler de harekete geçti. Bunların başında eski Pentagon görevlisi olan Michael Rubin geliyor.
Rubin'in deprem sonrası iç savaşa davetiye hazırlığı niteliğindeki yazısına tepkiler sürüyor.
İç savaş çıkarma gayretleri
Emekli amiral Cihat Yaycı tv100'deki "Dünya tarihinin en büyük deprem yıkımı ve sonrası..." başlıklı köşesinde Rubin'in küstah yazısına değinerek şu ifadelere yer verdi:
"Türk düşmanı, FETÖ hamisi, PKK sever, CIA resmi ajanı Michael Rubin de iftiraları ile Türkiye’yi karıştırmak ve Türkiye’de etnik iç savaş çıkartmak için zemin hazırlamaya devam etmektedir. Yayımladığı son köşe yazısında, “ABD'li diplomatlar hemen deprem bölgesinde olmalı ve ihtiyaçları bağımsız olarak belirlemeli. Türk Hükümeti, örneğin deprem bölgesindeki Kürt kasabaları ve köylere yardım etmek istemezse, ABD bunu doğrudan yapmalı!” diyerek hem kardeş çatışması çıkarmayı hem de ABD’nin deprem yardımı bahanesiyle Türk Devleti’nin egemenliğini yok saymasını önermektedir! Küstahlığa bakar mısınız?
Diğer yandan THE ECONOMIST dergisi “Türk ve Suriye hükümetleri depremle baş edemez!” şeklinde başlıklar atarak organize şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ne sinsice saldırmaktadır.
Benzer söylemlerin FETÖ’cü, PKK’lı hesaplar tarafından yapıldığına da dikkat çekerim.
Hatta bazı Yunan sosyal medya hesapları da Türkiye’de darbe çağrılarında bulunmuştur.
Bu noktada özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ün "Şahsi meselem" dediği Hatay’a dikkat çekmek isterim. Bölgede sığınmacı ve yerli halk arasında mezhep çatışmaları çıkarmak isteyenler olabilir. Özellikle Samandağ, Antakya ve İskenderun bölgelerine dikkat etmek gerekir.
Diğer illerimizde de sığınmacılar kamplarda ve kentlerde yoğun şekilde bulunmaktadır. Elbette insanlık son derece önemlidir.
Ama devletler önce kendisine askerlik yapan, vergi veren, ataları ülkenin kurtuluşu ve kuruluşu için şehit olan, ülkenin her türlü zorluğuna katlanan vatandaşları için vardır. Kendi vatandaşını öncelemeyen dünyada hiçbir devlet yoktur. Bunu şahit olduğumuz tahliye harekâtlarında da gördük.
İçinde bulunduğumuz afet süreci sığınmacı-yerli halk çatışmasının tetiklenebileceği son derece hassas bir dönemdir. O nedenle sığınmacılarla yerli halkın birbiri ile karşılaştırılmaması için tedbir alınmasında fayda vardır.
Sınırları açmak ciddi risktir
Depremzedelere yardım amacıyla Türkiye ile Suriye arasında geçici olarak daha fazla sınır kapısının yabancı güçlere açılması Batılı devletlerce isteniyor. Suriye sınırının bu yabancı güçlere yardım adı altında açılmasının ciddi güvenlik riskleri oluşturabileceğinden endişe ediyorum. Türkiye Suriye sınırı, Avrupa’nın Suriyeli depremzedelere yardım etmesi için tek seçenek değildir!
Batılı devletler eğer Suriyeli depremzedelere yardım etmek istiyorlarsa Irak, Ürdün ve Lübnan’ın Suriye ile kara sınırlarını, denizden Suriye’nin Lazkiye ve Tartus limanlarını da kullanabilirler.
Terör örgütü mensupları neden başka bir ordu değil de özellikle 2. ordu diyor?
FETÖ ve PKK uzantıları daha depremin ilk saatlerinde durumdan istifade ile konunun detayını bilmeyen halkımızın da gönlüne hitap edecek şekilde, özellikle 2. Ordu’yu işaret ederek, “2. Ordu deprem bölgesinde toplansın ve sahaya insin, arama kurtarma, yardım faaliyetleri ile uğraşsın” demiş ve demeye devam etmektedir.
Bu söylemler tam anlamı ile şeytanın sağdan yanaşması türü söylemlerdir.
Neden özellikle “2. Ordu” diyor bu terör örgütü mensupları ve uzantıları, hiç düşündünüz mü?
Çünkü 2. Ordu’nun karargâhı Malatya’da olmakla birlikte, birlikleri Suriye, Irak sınırlarımızın güvenliğini sağlayan ve sınır ötesinde PKK/YPG’ye karşı Irak’ta PENÇE KİLİT Operasyonları'nı yapan, Suriye’de ise harekât alanlarında bulunan ülkemizin güvenliği için çok önemli bir ordudur.
Bu terör örgütleri fırsattan istifade ile 2. Ordu’nun sınırları boşaltmasını, Suriye ve Irak’tan çekilmesini, böylece deprem bahanesi ile alanların kendilerine bırakılmasını sinsice istemektedir.