MHP'li Yusuf Ziya İrbeç, Gezi Parkı gösterileriyle ilgili tutumu nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tepki gösterdi.
Abone olİrbeç, "Mensubu olduğum MHP’nin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili tavrında daha aktif olması gerektiği ülkücüler tarafından dile getiriliyor. Gezi Parkı’ndaki ülkücü gençlere kim sahip çıkacak?" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, iktidarın son yıllarda milleti ayrıştırmaya yönelik politikaların olumsuz sonuçlarının yaşandığını söyledi. İrbeç, Milliyet'ten Aydın Hasan'a şu değerlendirmede bulundu:
"İnsanların yatak odasına girdiler, sofrasına karıştılar, T.C’yi sildiler, tablet dağıttılar ama ‘twetter baş belasıdır’ dediler. İnsan hak ve özgürlüklerine, özel yaşama saygı nerede kaldı? Sürekli insanların yaşamına müdahale ederseniz, özgür düşüncesinin önüne set çekerseniz sonuç bu olur. Bugün Taksim’de yaşananlar, iktidarın yanlışlarının bir sonucudur. Meydanda tepki gösterenler zor kullanan polisten, nobran bir tavırla azarlanmaktan, özgürce hareket edememekten, yok sayılmaktan usandıkları için sokaklar bir patlama alanı oldu. Anadolu’da bir söz vardır ‘yamuk ağaçtan düz baston çıkmaz.’ Bu tepkiler doğru algılanmadan da demokrasi olmaz."
Kibirsiz yöneticilere ihtiyacımız var. Ülke bugün yangın yerine dönmüş ama iktidar mensupları kebap salonlarında geziyor, Başbakan eylemleri ve söylemleriyle yangına körükle gidiyor, ülkedeki mevcut kutuplaşmayı daha da arttırıyor. İktidar bu aymazlık içindeyken, muhalefet partileri de ne yazık ki bu sınavda sınıfta kalmışlardır. Mensubu olduğum MHP’nin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili tavrında daha aktif olması gerektiği ülkücüler tarafından dile getiriliyor. Gezi Parkı’ndaki ülkücü gençlere kim sahip çıkacak?"
20 gün sonra tehlike başlar
Olaylar başladığından beri sivil polis araçlarında plaka yok, Çevik Kuvvetler’in seri numarası yok. İzmir’de çivili sopalar, Ankara’da plakasız arabalar kullanıldı. Başbakan neredesin? Bakın eylemin 20. gününden sonrası büyük tehlike. Bu tip eylemlerde en büyük provokatör ‘zaman’dır. Özellikle 20-25 gün sonra olaylar artık kontrol edilemez bir noktaya gelir. Ülkenin yangın yerine dönmemesi, olayların tamamen kontrolden çıkmaması için en büyük görev iktidara düşmektedir. Başbakan’ın gerçek bir Başbakan gibi hareket etmesi, sağduyulu davranması, eylemcilerin sesine kulak vermesi elzemdir. İktidar çözüm bulmak zorundadır. Tepki gösterenleri kalabalıklarla susturmaya çalışma yöntemi sokaklara benzin dökmek kadar tehlikelidir. Burada asıl olan çarpışmayı seçmek değil gerçeklerle yüzleşme yöntemini kabul etmektir. Artık bu ülkede kimse kimsenin başörtüsüyle, namazıyla siyaset yapmasın. Bu sözleri söyleyen kişi olarak şunu hatırlatmak istiyorum; ben de imam hatip lisesi mezunuyum, benim de eşim başörtülü."