BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

MHP'li Şandır aydınları topa tuttu

MHP'li Mehmet Şandır, gazetelerde bildiri yayınlayan aydınları adeta topa tuttu. Bildiricileri 'aydın sorumluluğu'na davet eden Şandır, aydınlara şu soruları yöneltti:

Abone ol

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, gazetelere ilan veren aydınları "kaygılı korkaklar" olarak niteledi. Şandır, kaleme aldığı yazıda aydınların yanıtlamasını istediği soruları ortaya koydu. Şandır'ın yazısı şöyle:

Kaygı ve korku, ' insani özellikler'… insanı insan kılan masum, mahcup ve sevimli iki güzel özellik. İnsan, kaygılandığı ve korktuğu için diğer canlılardan farklı ve üstün…Ancak, insan, kaygısında ve korkusunda samimi ve dürüst olmalı; kaygılandığı konuda sorumluluk sorgulamasına kendinden başlayabilmeli ve kaygı duyduğu konunun sorumlusunu korkmadan söyleyebilmelidir…

DEHAP'ın düzenlediği Nevruz törenlerinde, bir tek Türk Bayrağı taşınmazken, istiklal marşı okunmazken ve şehitler için saygı duruşu yapılmazken, birileri Türk Bayrağı'nı yırtma cüreti gösterdi… Aynı törenlerde, Kürt Demokratik Konfederasyonu'nun haritaları dağıtıldı, PKK yıldızlı bayrağı çekildi ve 'savaşa hazırız, barış istiyoruz' afişleri altında bir kısım insanlar tarafından Apo'ya özgürlük sloganları atıldı… Bu insanlar bu tür eylemlerini her fırsatta ve her imkanı kullanarak her boyutta, sürekli yaptılar… Sizler alkışladınız!..

HANGİSİ KAYGI VERİCİ?

Bayrak, bağımsızlık ve egemenlik sembolü olarak, biri ayaklar altına alınırken bir başkası Apo'nun posterleri altında dalgalandırılıyorsa, buna karşı toplumun büyük kısmının korunma ve savunma refleksi göstermesi, bayrağına, egemenliğine sahip çıkmak kapsamında tepki ortaya koyması… bir yerleri kaygılandırdı… Hangisi kaygı verici ?

Bir kısım aydınları kaygılandıran ve basına açık ilanlar vermeye zorlayan sebep ne ?

Bölücü terör örgütü tarafından Türk Milleti'nin egemenliğine meydan okunması mı?

Türk Milleti'nin kendi egemenliğine sahip çıkması mı?. Yoksa, her ikisi mi?

Sorumluluk, samimiyet ve dürüstlük sorgulaması burada başlıyor…

TOPLUM SİZİ MAHKUM EDECEK

SORU : Sizi kaygılandıran hangisi?, bir başka sebepte de olabilir. Meselenin bu noktaya gelmesinde sizlerin birlikte veya ayrı ayrı sorumluluğunuz hiç yok mu?. Kalemlerinizi, kurumlarınızı, ilimlerinizi, sanatlarınızı kısacası varlığınızı bu toplumun aydını olmak sorumluluğunda samimi ve dürüstçe kullanabildiğinizi söyleyebiliyor musunuz?.. Sonuçlardan kaygılı olduğunuza göre ya kullanmadınız, ya yeterli değilsiniz yada kullanamadınız; korktunuz!...

Her üç durum da sizleri toplum vicdanında mahkum edecektir. Yıllarca aydınlattık diye aldattığınız toplum, aldatılmışlığın aşağılanma duygusuyla yüreğinde mayalandırdığı öfkesini bir toplumsal tepki olarak meydanlarda ifade etmektedir!..

Korkmanız ve geleceklerinizden kaygılanmanız sizin sorununuz…

Timsah göz yaşlarınız artık kimseyi inandırmıyor!..

İKTİDARI SUÇLAYABİLİR MUSUNUZ?

SORU : Korkmadığınızı iddia ediyorsanız, şunu bana lütfen anlatınız: " Ceza Yasası'na düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayan, siyasal eleştiriyi neredeyse yasaklayan maddelerin konulmak istenmesi, bu vahim yönelimin hukuksal alana yansıması olarak görünüyor. İlgili maddeler, sadece medya mensuplarının sorunu olmakla kalmayıp, halkın haber alma hakkını sınırlayan, kısıtlayan, yer yer yok eden bir içerik taşıyor. Yasa düzenlemesi ertelenmiş de olsa, bu konudaki kaygılarımız sürüyor". Bu sözler sizin bildirinizden alındı. Sizi kaygılandıran ve toplumu uyarmak zorunda kaldığınız bu yanlışı yapan kim? Siyasi İktidar değil mi?, AKP Hükümeti değil mi?. Bildiride adını bile ifade etmekten korkuyorsunuz, değil mi?.Kimi suçluyorsunuz?. Milleti mi? Aydın olmak sorumluluğunda dürüstçe, yiğitçe, yüreğiniz atıyor mu? Siyasi iktidarı suçlayabiliyor musunuz?

Bayrağı çiğneyenler ve bayrağa sahip çıkanlar…Size göre 'azgın azınlık', yükselen milliyetçiliğin canavar gölgesi meydanlara döküldü, öyle mi?. 'demokrasi, sivilleşme ve barış süreci kesintiye uğramamalı'. Diyorsunuz. Böyle bir ihtimalin varlığını ihsas ederek kimleri tehdit ediyorsunuz veya kimlere haber yolluyorsunuz?. Toplumsal tepkiyi demokratik bulmuyor musunuz?. 12 Eylül'cüleri, 28 Şubat sürecini alkışlayanlar, brifing alanlar daha çok sizlerin arasından çıkmadı mı?..

KAFANIZI KUMA SOKMAYIN!

Kafanızı kuma sokmayın… AKP'nin ağzı ile konuşuyorsunuz!.. Apo da böyle istiyor…

Aydın olmak, biraz aykırı olmak biraz muhalefet yapmak demek değil midir?..

Sonuçlardan sorumluluk duymak ve sorumluları korkmadan sorgulayabilmek değil midir?

Türk toplumu, AKP İktidarı'nın ve destekçilerinin her konuda gözlerimizin içine baka baka yaptığı 'aldatma ve kandırma' ahlaksızlığının ruhlarda oluşturduğu aşağılanmış olmak duygusunun öfkesini, meydanlarda eylemli olarak ifade etmektedir.

Bunu başka yerlere çekmenin faydası ne?. Türk insanının yaşadığı hayal kırıklığı ile yüzleşmeye hazır mısınız?. Büyük destek verdiğiniz AB üyeliği, gelinen noktada bir hayal kırıklığı değil mi?. Tepkili insanların iş ve aş beklentisi karşılanabildi mi?. Bu kadar büyük borçlanmaya karşılık insanların hayatında ne değişti?. 'tek başına iş başına' diyerek iktidar olan ve siz aydınların destek verdiği Sn. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın halkı hatta sizleri azarlamasına, aşağılamasına itiraz edebildiniz mi?. Bireysel hak ve özgürlükler dünden daha iyi mi?. Başörtülü insanların dışlanmasını önleyebildiniz mi?. Siz ne yaptınız diyerek bahane bulamazsınız, yapmak iddiası ile oy istediniz ve Anayasayı değiştirecek güçle iktidar oldunuz. AKP iktidarı kimin eseri?, adam gibi cevap veriniz!...

TELAŞINIZ BOŞUNA

Kaygılarınız kendiniz için, yıkılan yalan saltanatınız ve siyasi iktidarla oluşturduğunuz günah ortaklığınız için… suçüstü yakalanmışlığın pişkinliğinde telaşınız boşuna…

Korkmakta çok ama çok haklısınız!... Ampül patladı mum söndü…

Türk Halkı sizlere aydın değil ' korkak sözde aydınlar' demektedir, haberiniz var mı?

Ülkeyi yönetenlerin, meseleleri bilenlerin ve toplum adına yetki kullananların, kaygılanmaya, korkmaya, pardon demeye ve uyarı yapmak gibi açıkgözlülük yapmaya hakları olmasa gerek…Birileri için, gafletle ihanetin bıçak sırtı ince ayırımında dans, galiba bitti…

Gün, gelinen noktada adam gibi, aydın gibi duruş sergilemek zamanıdır!..