MHP'nin iktidar ortağı olduğu dönemde hükümetin Abdullah Öcalan ile görüştüğü iddialarına MHP'nin yanıtı da sert oldu
Abone olMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP'nin iktidar ortağı olduğu dönemde de PKK ile görüşmeler yapıldığını iddia eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'i "hedonist" (Hazcı) olarak nitelendirdi, "Bunu ispat etmeyen şerefsizdir ve alçaktır" dedi.
MHP'li Vural Meclis'te düzenlediği basın toplantısında MİT Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören teklifin görüşmelerinde terörle mücadele konusunda devletin kurumlara verdiği görevin "namusluca, yüreklice" açıklanması için kapalı oturum yapılmasını önererek "Hodri meydan" dediklerini, ancak Ak Parti'den bir kişinin yüreklice kalkıp terörle mücadele konusunda devlete nasıl bir görev verildiğini açıklayamadığını söyledi. Vural, "AKP devlete verdiği görevi açıklayamayacak kadar korkaktır" dedi.
VURAL'IN TEPKİSİ DE SERT OLDU
PKK-KCK-BDP ile Ak Parti'nin girdiği kirli pazarlıkların ortaya çıktığı dönemde bu çamurun MHP'ye de bulaştırılmak istendiğini ileri süren Vural, MHP'nin iktidar olduğu dönemde de görüşmeler yapıldığı iddialarına tepki gösterdi. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in bu yöndeki açıklamalarını, "hazzın mutlak anlamda iyi olduğu" üzerine kurulu felsefi görüş'ün adı olan hedonizme benzeten Vural, "Hedonist Ömer Çelik. PKK'nın muhatap alınmasından, KCK'nın paralel devlet kurmasından zevk alıyor" dedi.
"AK Parti kılavuzu"nun BDP'lilerin söyledikleri ile MHP'ye vurmaya çalışmasını "Rol paylaşımı" olarak nitelendiren Vural, "AKP-BDP'nin borazanı olmuş. Aynı sudan içmişler bunlar. BDP ile danışıklı dövüş içine girdikleri açık" dedi. "MHP'nin de içinde olduğu koalisyon döneminde PKK ile görüşüldü" denilmesini sert dille eleştiren Vural, "AKP'yi milletten saklamak için, bu açıkçası dilim varmıyor ama iftira ve fitneleri kullanacak seviyeye gelinmişse bilin ki AKP suçüstü yakalanmıştır" dedi.
"AK Parti'nin kılavuzları"na seslendiğini ifade eden Vural, Başbakan Erdoğan'ın terör örgütüyle müzakere yapıldığı iddialarının ortaya atıldığı dönemde söylediği sözlere atıfta bulunarak, "Bunu ispat etmeyen şerefsizdir ve alçaktır" dedi.
Siyaseti namus ve şeref meselesi kabul ettiklerini, namus ve şerefi kürsülerde bırakıp gidenlerden olmadıklarını söyleyen Vural, "İmralı sorgulama sürecini saptırarak bugün battığı bataklıkla ilişkilendiriyorlarsa bu çaba ıslak imzalı belgelerin ortaya çıkmasını engellemek içindir" dedi.
AK PARTİLİ BAHÇEKAPILI İLE BDP'Lİ SAKIK ARASINDAKİ DİYALOG
MHP Milletvekili Sadir Durmaz da basın toplantısında MİT teklifinin görüşüldüğü Genel Kurul toplantısında şahit olduğu bir olayı "AK Parti-BDP" arasındaki rol paylaşımını göstermek için açıklamak istediğini söyledi. Durmaz, Ak Parti Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'nın BDP Muş Miletvekili Sırrı Sakık'ı içeriye davet edip bir süre görüştüğünü, bu görüşmeden sonra da Sakık'ın MHP'nin de bu görüşmeleri yaptığı yönünde bir konuşma yaptığını söyledi.
MHP'li Vural'a Ak Parti'nin eğitim sistemiyle ilgili yeni teklifi nasıl değerlendirdiği soruldu. Zorunlu eğitimin süresinin arttırılmasını ve niteliğinin de değişmesi gerektiğini savunduklarını belirten Vural, ayrıntıların komisyon çalışmaları sırasında ele alınacağını söyledi.
"MESELE MAAŞ MESELESİ DEĞİL"
Meclis Başkanlık Divanı'nın tutuklu milletvekillerinin maaşlarının ödenmesiyle ilgili kararını da değerlendiren Vural, "Bizim milletvekilimiz Engin Alan Bey Meclis'ten alacağı paraların peşinde değil, egemenliğini kullanmak istiyor, 'Beni millet seçti ama milletin sesi olamıyorum' diyor. Mesele maaş meselesi değil. Son yasayı da dikkate aldığımızda seçilmişlerin önünü açmak AKP'nin vicdan ve haysiyet borcu olmuştur. Onlar da hak ederek maaşını almak istiyor. Engin Alan da burada birileri gibi bir yerlerde yorum yaparak değil, demir parmaklık arkasında durarak değil burada çalışarak maaşını hak etmek istiyor" dedi.
MİT TEKLİFİ YEŞİL'İ DE KURTARACAK İDDİASI
Vural, MİT Kanununda yapılan değişikliğin 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ve bazı eski MİT'çilerin soruşturulmasını da engellediği yönündeki haberle ilgili "Artık kamu görevlilerinin bulaştığı her bir olayda Başbakan'ın izni alınması gerekli olacak. Bu da hukuk dışı eylemlerin sorgulanmasının önünü kesen ve kamu görevlilerini hukuk dışı eylemlere iten hukukun üstünlüğünü değil hükümetin üstünlüğünü öngören rejimin kurulması, suçu ve suçluyu himaye etmektir. Oysa kamu görevi dışında suç işleyenlerin bu suçunu takip konusunda böyle bir zırh olmaması gerekiyor" dedi.