BIST 10.011
DOLAR 34,99
EURO 36,74
ALTIN 2.978,78
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

MHP'li muhaliflerin en büyük hatası

MHP'li muhalifler neden kaybetti? MHP kulisleri ve muhalif kanatta son günlerde en çok bu sorunun yanıtı aranıyor. Milliyet gazetesi yazarı Önder Yılmaz da bu soruya muhaliflerin yaptığı hataları analiz eden bir yazıyla yanıtladı.

Abone ol

Milliyet gazetesi yazarı Önder Yılmaz, MHP'li muhaliflerin kurultay mücadelesini neden kaybettiğini bugün köşesinden analiz etti. Önder'e göre, MHP'li muhaliflerin yaptığı en kritik hata, Devlet Bahçeli ile AK Parti arasındaki iyi ilişkileri analiz edememek oldu. Bir diğer kritik hata ise "tek maddelik" tüzük değişikliği kararına rağmen 13 maddelik değişiklik yapılması oldu.

Önder Yılmaz'ın MHP'li muhaliflerin harekete geçtiği ilk günden mahkemenin verdiği son karara kadar yaptığı yol hatalarına ilişkin yazdıklarının detayları şöyle:

"MHP'de artık rotalar netleşirken ''muhaliflerin neden kaybettiği" sorgulandığında ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. 

Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın ve sonradan bu üçlüye dahil olan Ümit Özdağ'ın daha yola çıkarken "hırslarına" yenik düştükleri yorumu partide yapılıyor. Bu yoruma göre MHP Genel Merkezi'ne yönelik tabanda oluşan direnci gören ve kamuoyunda esen rüzgara güvenen muhalifler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye karşısında henüz bir başarı ortaya koymadan kendi içlerinde üstü örtülü "liderlik" mücadelesine girdi.

GÖRÜŞ AYRILIĞI OLDU

Muhalifler arasındaki bu mücadelede ilk kriz, Akşener'in olağanüstü kongre imzalarının her aday için ayrı ayrı toplandığına ilişkin delegelere gönderdiği telefon SMS'iyle yaşandı. İmzaların genel merkeze teslimi de olay oldu. Akşener cephesinden imzaları kendilerinin teslim etme girişimini Aydın engelledi. İmza belgelerinde üç adayın avukatlarının adı yazılarak birleştirme işlemi yapıldı. Yargıya başvuru ve dava açma sürecinde de Akşener ekibi tek başına hareket etme gayretini göstermesi diğer adaylardaki huzursuzluğu doruğa çıkardı.

Muhaliflerdeki görüş ayrılığı 15 Mayıs'ta gerçekleştirilemeyen kongre girişimi öncesinde gün yüzüne çıktı. Akşener dışındaki adaylar Yargıtay kararının beklenmesini savundu. Ancak Akşener ve ekibi 15 Mayıs'ta salona gitme konusunda direncini ortaya koyunca diğer adaylar da ortak bir açıklama yapıp dönme konusunda görüş birliğine vardı. Ancak 15 Mayıs'ta polis barikatlarının önündeki ortak açıklamadan sonra Akşener'in otobüs üstüne çıkarak miting havasında konuşma yapması diğer muhalif adayları çileden çıkardı. 

MUHALİFLER ARASINDA GÜVEN BUNALIMI 

16 Haziran 2016'ya gelindiğinde tam bir bölünmeye dönüştü. İftar programı düzenleyerek kongreye ortak çağrı yapılmasını isteyen muhalif adaylar, Akşener'den olumsuz yanıt aldı. Bunun üzerine Aydın, Oğan, Özdağ, Sait Gönen ve Süleyman Sazak iftarda buluşarak 19 Haziran'ı
planladı. Olağanüstü kongre günü ise muhalif adaylar arasındaki gerilim yan ana oturdukları kongre salonunda da yüzlerine yansıdı. Akşener ve diğer adaylar şeklindeki bölünme tüzük değişikliği çalışmalarında da kendini gösterdi. Asıl sürpriz ise tüzük değişikliğinde yaşandı. Diğer muhalif adaylar tek madde üzerinde değişiklik beklerken, Akşener 13 maddelik bir tüzük değiikliğini kongrede hayata geçirince ipler iyice gerildi. Adaylar, Akşener'in değişiklik metninden haberdar olmadıklarını açıkladı.

EN KRİTİK HATA

"Güçlü olan benim, diğer adaylar etrafımda toplansın" mesajını içeren bu çıkışlar, muhalifleri stratejik ve hukuki hatalara sürükledi. Mahkemenin, "tek maddelik" tüzük değişikliği kararına rağmen 13 maddelik değişiklik yapılması sürecin en kritik hatası oldu. MHP Genel Merkezi'nin de argümanı haline gelen, 19 Haziran'daki kongrenin şehir merkezi yerine mücavir alan dışında bir otelde gerçekleştirilmesi gibi hukuki değerlendirmelerde doğru adımlar atılamadı. Mahkemelerden çıkarılan karşılıklı "kararlar" savaşı da mücadeleye gölge düşürdü.

Bahçeli'nin zayıfladığını ve ilk hamlede "mat" olup düşeceğini düşünülmesi de bir başka zafiyet noktası oldu. Bahçeli'nin, Ak Parti ile iyi ilişkiler geliştirebileceği hesaba katılmadı.

Darbe girişimi ise muhalifleri neredeyse sıfırlayan etki yarattı. Ülkenin geleceği konuşulurken, parti mücadelesi verilemedi, motivasyon kaybedildi. Ayrıca MHP Genel Merkezi'nin, muhalif hareketin FETÖ tarafından finanse edildiği ve mahkeme hâkimlerinin FETÖ'cü olduğuna ilişkin çıkışları da tabanın zihninde soru işaretlerine yol açtı. Parti kurma sürecine giren muhali! kanatta, benzer rahatsızlıkların yaşanıp yaşanmayacağı MHP Genel Merkezi'nde izlenmeye başladı.