BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,86
ALTIN 2.970,40
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

MHP'li Çetin'den çok sert türbe çıkışı

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasıyla ilgili konuştu, operasyonu aymazlık olarak niteledi.

Abone ol
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, MHP'nin Süleyman Şah Türbesi operasyonuyla ilgili eleştirilerin muhatabının Genelkurmay değil başbakan olduğunu söyledi. Türbenin taşınmasının büyük bir aymazlık olduğunu söyleyen Çetin, yeni türbenin inşaa edildiği bölgede "Türk bayrağı ile PYD'nin bayrağının yan yana dalgalanmasının adı zafer değil hezimettir" diye konuştu.

Şefkat Çetin yaptığı açıklamada, Süleyman Şah Türbesi operasyonunu değerlendirdi. Hükümetin türbeyi nakletmesinde övünecek bir tablo olmadığını söyleyen Çetin, "Vatan topraklarını boşaltarak geri çekilişi büyük bir başarı gibi sunanlar Türk devletini küçük düşürmektedir. Yapılan operasyonu topraklarımızı korumak gibi sunmaya çalışanlar, Türk milletinin aklıyla alay etmektedirler. Terör örgütlerine karşı Türk devletinin gücünü göstermek yerine, vatan toprağını adeta saksıya koyarak zabıtadan kaçan işportacılar gibi yer değiştirmenin adı askeri zafer değil, kelimenin tam anlamıyla fiyaskodur." diye konuştu. Çetin açıklamasında şunlar söyledi;
 
"Ecdat toprağını tek kurşun atmadan terk eden AKP hükümeti bugüne kadar izlediği “ver kurtul” politikalarını geliştirerek “kaç kurtul” aşamasına geçmiştir. Şanlı bayrağımızın dalgalandığı bir vatan toprağını terk etmek AKP hükümeti için bir başarı kriteri olabilir ancak Milliyetçi Hareket’e göre yaşanan tam bir rezalettir. 

"KORKAK BİR POLİTİKA İZLEYEREK..." 
 
Milliyetçi Hareket Partisi, vatan topraklarının terk edilmesine karşı tavrını açıkça ortaya koymuştur. Hükümetin kabahati bu konuda sadece vatan toprağından vazgeçmek değil, aynı zamanda kıytırık terör örgütleri karşısında korkak bir politika izleyerek bütün dünyaya karşı devletimizi küçük düşürmektir. Büyük devletlerin yaptığı gibi tehdidi başka topraklarda karşılamak yerine kendi sınırlarımızda kabullenmektir. Korkarız ki bu zihniyet varlığını sürdürdüğü takdirde sınırlarımızın da güvenliği kalmamıştır. 

OY AVCILIĞI İDDİASI
 
Vatan toprağının terk edilmesine yönelik Milliyetçi Hareket Partisi’nin yaptığı eleştiriler, ne yazık ki bilhassa cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kışkırtmalarıyla kamuoyuna yanlış aksettirilmeye çalışılmaktadır. Yaklaşan 7 Haziran seçimleri için oy avcılığına soyunan Erdoğan, PKK pazarlıklarını örtebilmek için Milliyetçi Hareket’e hücum etmektedir. Her açıdan iflas etmiş ve inandırıcılığını yitirmiş hükümetin devam etmesi için bütün yolları deneyen Erdoğan’ın panik hali saldırgan üslubuna yansımaktadır.

"ELEŞTİRİ HAKKIMIZ KULLANILMIŞTIR"

Süleyman Şah Türbesinin terk edilmesiyle ilgili yaşanan olaylarda devletin kurumlarına, ilkelerine ve varoluş gayelerine uygun bir fotoğraf verilmediği için kurumların başındaki bürokratları eleştirme hakkımız kullanılmıştır. TSK’nın anlı şanlı paşalarının düzmece davalarla hüküm giydiği bir dönemin başbakanı olmasına rağmen cumhurbaşkanı derhal MHP ile şanlı ordumuzun arasına girmeye çalışmıştır.
 
"SİYASET MALZEMESİ YAPILMASINI TASVİP ETMİYORUZ" 
 
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Süleyman Şah Türbesi’nin ve vatan toprağının terk edilişinin bir şova dönüştürülmesini ve TSK’nın başındaki bir şahsiyetin siyaset malzemesi yapılmasını tasvip etmediğimiz dile getirilmiştir. Adi bir terör örgütünün tehdidiyle aleni bir geri çekilişin büyük devlet nutuklarıyla süslenerek sunulması, Türkiye’deki milli hisleri rencide etmiştir. Milliyetçi Hareket bu pespayeliğe ve küçültücü yaklaşıma müsaade etmeyecektir. Tarihi şan ve şerefle dolu bir millete zafer diye sunulanın ardında ve ilerisinde hangi gerçeklerin olduğu elbette ki dile getirilecektir.
 
Operasyonla ilgili hükümetin hiç kimseye haber vermedik, hiç kimseyle görüşmedik ve hiç kimseden izin almadık açıklamalarıyla kamuoyuna yansıyan bilgiler örtüşmemektedir. Operasyon öncesi terör örgütünden görüşüldüğüne dair açıklama gelmiştir. Bölgedeki sözde kantonun başbakanı ile görüşüldüğü ortaya çıkmaktadır. Peşinden cumhurbaşkanlığı makamının PYD ile ilgili açıklamaları kesinleşen bu garabeti, bu çelişkiyi siyasiler dillendirmeyecek de ne yapacak, kabullenecek midir?
Amerikanvari pozlarla basına servis edilerek bir algı oluşturmaya çalışılırken, öbür tarafta PYD bölgesinden araçların geçişi ve PKK’lıların mihmandarlık edişinin canlı yayında gösterilmesi Türk milletini incitmiştir. Peşinden de yeni arazi diye sunulan yerde PKK’lı caninin flamaları, paçavraları altında yürüyüş mesafesinde Türk bayrağı çekilmiştir. Başka bir yer bulamadınız mı diye sormak hakkımız değil midir? Toplumun buna tepki göstermesinden ve MHP’nin bu tepkileri dillendirmesinden doğal ne vardır? Bir hezimeti zafer gibi gösterme garabetini görmedik, duymadık mı diyecektik?
Milliyetçi Hareket Partisi’nin haklı eleştirilerinin muhatabı ne Genel Kurmay Başkanı ne de cumhurbaşkanıdır. Eleştirilerimize cevap vermesi gereken muhatap başbakandır. Ancak başbakan Davutoğlu kendi bakanlar kurulunu dahi toplamaktan aciz ve yetersiz olduğu için, 7 Haziran seçimlerine kadar Cumhurbaşkanının takviyesi ile devam etmektedir. Cumhurbaşkanının bir parti lideri gibi konuşmamalı, Genel Kurmay Başkanı da siyasi polemiklere girmemelidir. Çok heves eden üzerindeki üniforma ile tarafsızlık sıfatını çıkararak siyaset yapmalıdır. Siyasi bir kimlik aldıktan sonra konuşma heveslerinin karşılığı olan cevaplarını da alacaklardır. Bu nedenle Milliyetçi Hareket Partisi’nin ne Genel Kurmay Başkanı ne de Cumhurbaşkanı ile bir polemiğe girmeyeceği iyi bilinmelidir.