MHP'li Faruk Bal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı yerden yere vurdu!
Abone olTBMM Genel Kurulunda, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısının görüşmelerine başlandı. Tasarıyla ilgili çok ağır eleştiriler yönelten CHP ve MHP'li üyeler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı taraflı davranmakla suçladı. Kılıç'a en ağır eleştiri ise yine kendisi de bir hukukçu olan MHP'li Milletvekili Faruk Bal'dan geldi.
Tasarının tümü üzerindeki CHP Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili İsa Gök, tüm diktatörlüklerde mutlaka ''yargıyı ele geçirme eyleminin olduğunu'' söyledi.
''Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) ele geçirilmesi aşamasının Türkiye'de başarıyla sonuçlandığını'' savunan Gök, bu konuda halka gerçeklerin anlatılmadığını ileri sürdü.
Yeni oluşan HSYK'nın yaptığı seçimler sonucunda Yargıtayda kadın üye sayısının yüzde üçün altına düştüğünü belirten Gök, ''Yargıtay tarihinde ilk kez, bu bağımsız olduğu iddia edilen HSYK döneminde bu kadar az kadın üye seçildi. Çünkü kadınların bu toplumda yeri yok'' diye konuştu.
Tasarının görüş alınmadan doğrudan Meclise sevk edildiğini öne süren Gök, Anayasa değişikliğinde yer almayan konuların da tasarıda yer bulduğunu savundu.
Gök, ''Siz Anayasa Mahkemesini tümüyle siyasetin emrine alırsanız, mahkeme Türk ulusunun değil AKP'nin mahkemesi olur. Bunun ise yargıya yapılacak en büyük ihanet olduğunu söyledik ama dinletemedik'' dedi.
"DİKTADAN YANASINIZ''
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da ''9 yıldan beri iktidarda olan AKP; yandaş sermaye, yandaş basın yarattı, devlet memurları içinde militanca hareket eden bir güruh yarattı'' diyerek, iktidarın bu üç alanda yarattığı değeri korumak için Anayasa değişikliği yaptığını savundu.
Bal, ''AKP, yüksek yargının eleştirilen ön bahçe, arka bahçe tartışmasında, kendisinden brifing alan bir yargı kurumu yarattı. Hukuk devleti kavramı olduğu gibi çöktü. Başbakan'ın kendisini savcı, anamuhalefet liderinin avukat ilan ettiği bir yargı düzeninin bağımsız ve tarafsız olması düşünülemez'' dedi.
''Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın siyasi partilere ahlak ve erdem dersi vermeye kalkacak kadar haddini aştığını'' ileri süren Bal, ''Anayasanın ilk 3 maddesinin bile değiştirilebileceğini söyleyerek AKP'nin de önünde gitmiştir. Bu Anayasa Mahkemesi Başkanı'na nasıl güveneceğiz? Anayasa Mahkemesinin siyasallaşmış haliyle Türkiyede güçsüz, gücü kontrol edilmeyen bir millet iradesi yaratılmak isteniyor. Kontrolsüz her güç diktadır, zorbadır, hiçbir zaman demokratik toplum değerleriyle bağdaşmaz'' diye konuştu.
Tasarıyı eleştiren Bal, şöyle konuştu:
''Dünyada böyle obez bir mahkeme var mı? Siz uzlaşmadan değil, dayatmadan yanasınız. Siz diktadan yanasınız. Siz yandaş medyaya, sermayeye hukuk yaratmak istiyorsunuz. Üstünlerin hukukunu yaratmak için bunları yapıyorsunuz. Bu yaptıklarınızla milletin önüne çıkacaksınız. Tasarı Anayasaya, hukuka, ahlaka hukuk vicdanına aykırıdır. Bu nedenle tümüne karşıyız.''
ÇİÇEK HAŞİM KILIÇ'I SAVUNDU
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ise bu sert eleştirilerin karşısında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı savundu. İşte Çiçek'in o sözleri:
''Anayasa Mahkemesi başkanlarının hukukçu olacağı Anayasada öngörülmüyor. Biz buradaki kurallara göre işlem yapmak, karar vermek zorundayız. Bunun dışında ilave şart koşmaya çalışmak, Anayasaya aykırı olur.
Bugünkü Sayın Başkan'ın, hukuk fakültesi diploması olmayabilir. Ama hukuk fakültesi diploması olmak ayrıdır, hukuk adamı olmak ayrıdır. Her hukuk fakültesi diploması olan hukuku özümsemiş insanlar değil, birçok yerde darbelerin gerekçesini de hazırlayanların da önemli kısmının hukuk profesörleri, hukukçu olduklarını biliyoruz. Ama bu tüm hukuk camiasına teşkil edilemez. Esas olan hukuk adamı olmaktır, hukuku özümsemektir, hukukun önemini kavramak ve bunu kararına yansıtabilmektir.
Seçildiği günden beri Sayın Başkan, vermiş olduğu kararlarda, yazmış olduğu muhalefet şerhlerinde hakikaten hak ve özgürlükler, demokrasi noktasında katıldığım önemli açılımları gerçekleştirmiş ve önemli kararlara da imza atmıştır. Hukuk adamı olarak o mahkemenin başında bulunması, hukukçu olmaması noktasından hareketle bir nakisane olarak kendisine söylenemez.''