BIST 9.884
DOLAR 35,07
EURO 36,63
ALTIN 2.934,93
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

MHP'den tahliye krizinde kaybeden açıklaması!

Yargıda yaşanan tahliye krizinin yankıları devam ediyor. Tahliye kararı veren hakimler açığa alındı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

Yaşanan krizi değerlendiren MHP İzmir milletvekili ve Grup Başkan Vekili Oktay Vural Türkiye'de hukuka güven kalmadığını ve giderek demokrasiden uzaklaştığını söyledi. 

Yargının ak yargı ve paralel yargı arasına sıkıştığını söyleyen Vural, tek kaybedenin de millet olduğunu belirtti. 

MİTİNG MEYDANLARINDA VERİLEN TALİMATLAR

Malesef hukuk sistemine, hukukun çalışmasına müdahaleler, miting meydanlarında verilen talimatlar var. Dolayısıyla bir mahkeme kararını uygulamayan savcılar var, Türkiye'de malesef artık hukuk güvenliği yok, bağımsız ve tarafsız, vicdanına göre karar verecek hakimlere de büyük baskı var, bu tablo bunu ortaya koyuyor.

HUKUN OLMADIĞI YERDE ZORBALIK OLUR 

Bugün malesef bir vatandaş hangi mahkemenin hangi kararına güvenebileceğini bilemiyor, üstelik yürütmenin doğrudan doğruya yargıya talimat verecek noktaya gelmesi Türkiye'de malsef mahkemelerin vicdanlarına ve hukuka göre karar verme sürecine büyük bir tehdit oluşturmuştur. İşine gelen mahkeme kararını tanıyor, işine gelmeyen tanımıyor, hukukun olmadığı yerde zorbalık olur. Meseleye bu açıdan bakılmalı, mahkemeler kararlarıyla konuşur ve bu kararlara karşı hukuk sistemi içerisinde çözümlenmesi gereken hususlardır ama malesef bu tablo hukuka karşı dışarıdan müdahalelerin yapıldığı bir tablo.

BU KARAR MAHKEMELERİN ÜZERİNDE DEMOKLES'İN KILICI GİBİ SALLANACAK 

Şimdi artık hiçbir mahkeme, savcı ve hakim kendisini bir karar vermede hür hissedemeyecektir, bu baskı, bütün mahkemelerin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanacaktır. Bu bakımdan malesef Türkiye'de artık, hukukun üstünlüğü ve mahkemelerin bağımsızlığı gibi kavramlar bir tüketim malzemesi olarak tüketilmiş görünmektedir. Bundan sonraki süre içerisinde mahkemelerin ve hakimlerin vereceği kararlar herkes tarafından sorgulanacak duruma gelecektir. Bir vatandaş bu durumda kendisi aleyhine çıkan bir karar olduğu zaman "ben bu mahkeme kararını tanımıyorum" deme hakkı yok mudur, nasıl o mahkemenin verdiği karara inanacaktır.

AK YARGI VE PARALEL YARGI ARASINDA SIKIŞMIŞ BİR HUKUK 

Dolayısıyla hakimlerimiz ve mahkemelerimiz malesef ak yargı ve paralel yargı arasında sıkışmış vaziyettedir ve bunun kaybedeni hukuk devletidir, milletimizdir. Türkiye bu kıskaçtan kurtulmalıdır, Türkiye'nin ihtiyacı olan, bağımsız ve tarafsız, Türkiye'nin vicdanına göre karar veren, hukukun üstün olduğu bir demokrasi rejimidir. Bu yaklaşımlar malesef vatandaşlarda, hukuk devleti kavramınınbir güvence taşımadığına ilişkin bir kanaatin güçlenmesine yol açacaktır ve gücü olan haklı çıkan bir adalet sistemi mülkün temeli olamaz.

YARGIYA DA AKREDİTASYON UYGULANSIN

17-25 Aralık sürecinde de mahkeme kararları uygulanmamıştı, adli kolluk hakim kararını uygulamamıştı, büyük müdahaleler yapılmıştı. O zaman, Türkiye'de mahkemeler ve hakimler nezdinde de bir akreditasyon sistemi getirsinler de hiç olmazsa vatandaş d abunu bilsin. Yargıdaki bu gelişmeleri açıkçası bir otoriter ve demokrasiden uzaklaşmış bir yönetim anlayışının tezahürü olarak görüyorum. Bu kararlarla savcı ve yargıç teminatı yok sayılmıştır.