MHP’li Yalçın, demokratikleşme paketinde ‘q, x, w’ harflerinin kullanımının serbest bırakılmasıyla ilgili ilginç bir çıkış yaptı.
Abone olMHP Genel Başkan Yardımıcısı Semih Yalçın, Türk dünyasında kültürel birliğin sağlanması için ortak 34 harfli latin alfabesini önerdi.
Yalçın, partilerinin Demokratikleşme Paketi'ne olan bakışını Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e anlattı. İşte o röportajdan bir bölüm:
AZERBAYCAN ALFABESİNDE KULLANILIYOR
“Klavyelere özgürlük” şeklinde açıklanan değişiklik, uygulamada PKK mensuplarının işini kolaylaştırmak için getirilmiştir. Meselenin eğitim ve kültüre dönük hiçbir ciddi tarafı yok. Son derece amatörce. Hâlbuki alfabe değişikliği, Türkiye ve Türk dünyasının çağdaş ihtiyaçları göz önüne alınarak, ilmî metotlar çerçevesinde çözümlenmesi gereken bir mesele.
Aslında alfabe meselesi, MHP için de önemli ancak bu hususta iktidarın yaptığı gibi sadece PKK’nın istediği birkaç harfin kullanılmasına dair yasağı kaldırmak yerine Türk dünyasını içine alan geniş kapsamlı bir alfabe reformu yapılmalı. Bugün Türk dünyasında kültürel birliğin sağlanması için ortak zemin Türkçe ve Türkçenin de ortak bir alfabe ile yazımıdır.
Türk Cumhuriyetleri ile geleceğe ilişkin atılacak adımlar arasında ortak alfabe sistemine geçilmesi çok önemli. 1991’de Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’dan 28 dilbilimcinin katılımı ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde yapılan sempozyumda ortak alfabe konusunda ilk somut karar alınmıştı. Türk dünyası için geçerli 34 harfli bir Latin alfabesi belirlenmişti.
Yeni ortak alfabe, 29 harfli Türkiye alfabesine bazı Türk lehçelerinde mevcut sesleri karşılamak üzere “A a (Açık e), X x, Q q, W w” harflerinin eklenmesi uygun görülmüştü. Bu harflerden üçü, birinin yazımı farklı olmak üzere, bugünkü Azerbaycan alfabesinde kullanılıyor,
(Açık e), x ve q. Azerbaycan alfabesi, x ve q harfleri haricinde Türk alfabesinin aynısıdır. Ortak alfabe konusu MHP’nin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
ANDIMIZ
İlkokullardaki öğrenci andının kaldırılmasının arkasında Türklük ve Türk kimliğine karşı bir tavır yatıyor. Hükümet, üniter yapının korunması ve Türk adı altında bir millî kimlik oluşturulması çabalarını ortadan kaldırıyor.
Danıştay, ‘Andımız’ın kaldırılmasına dair bir başvuruyu 2011 yılında reddetmişti. Diğer taraftan And’ın kaldırılması kararı, Türk toplumunun fertleri arasında mensubiyet şuurunu ve aidiyet duygusunu ortadan kaldırmayı, millet inşasını hedef alan ayrıştırıcı planların bir başka numunesidir.
DARALTILMIŞ BÖLGE SEÇİMİ YARIŞA DÖNÜŞTÜRÜR
Türkiye’de seçimlerde alınan oylar Türkiye’de d’Hondt sistemi diye bilinen bir matematik yöntemle hesaplanıyor ve milletvekili sayıları buna göre belirleniyor. Bu sistem, Türkiye’nin gerçeklerine daha uygun ve muhalefet partilerinin çoğunluk partisi karşısında hakkını nispeten daha fazla koruyor. Eğer seçim sisteminde bir değişiklik yapılacaksa, temsilde adaletle istikrarı esas almalı.
Hükümet, d’Hondt sisteminden kurtulmak istiyor. Bu sisteme göre bir seçim çevresinde her partinin aldığı toplam oy, sırasıyla 1’e, 2’ye, 3’e, 4’e bölünüyor. Elde edilen paylar büyükten küçüğe doğru sıralanarak vekillikler dağıtılıyor. İki teklif de çoğunluğun temsil edildiği ve geri kalanların Meclis dışına itildiği bir tablo ortaya çıkaracaktır.
Seçim bölgelerinin 5 milletvekiliyle sınırlanması tuzaktır. Dar bölgeli sisteme geçiş ise iki büyük partinin haricinde kalanları dışarıda bırakacaktır. Dar bölge sistemi temsilde adalete zarar verir, istikrarı bozar. MHP’nin vekilliklerini çalmak üzerine hesap yapıyorlar. Siyasi aritmetiği iki partili sonuca götürmeyi hedefliyorlar. Fiilen başkanlık sisteminin yolunu açacaktır.
Dar veya daraltılmış bölge sistemi temsilde adaleti sağlamayacağı gibi, ayrışma ve kamplaşmaya da zemin hazırlar. Dar bölgede her seçim çevresinden bir milletvekilli seçilirse yarış partiler yarışı olmaktan çıkar, farklı seçim çevrelerinde Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik mücadelesine dönüşür. Hatta seçim, Mersinli-Trabzonlu veya Güneyli-Karadenizli şeklinde bölgecilik yarışına dönüşebilir.