MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya MHP'nin seçim barajına neden "karşı" olduğunu anlattı.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Karakaya, seçim barajına karşıyız diye bir açıklama yapmadıklarını ama konunun maksatlı olarak Türkiye gündemine getirildiğini söyledi.
Karakaya'nın açıklamaları şöyle:
BİZ BARAJIN KALDIRILMASINA KARŞIYIZ DEMEDİK
Anayasa Mahkemesi'ne bu hak ihlalleriyle müraacatlar oldu ve seçime az bir süre kala bu konu da gündeme getirildi. Aslında bu ve benzeri konularda daha etraflıca ele alınıp incelenmesi gerekir diye düşünüyoruz. Seçime çok az bir süre kala sanki bir yerlere verilen sözleri yerine getirme gibi acil bir durum olarak değerlendirmemek lazım. Bunların hem demokratikleşme anlamında, hem temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesi çerçevesinde ele alınıp tartışılıp bir karar varılması gerekir.
Biz aslında seçim barajının kaldırılmasına karşıyız demedik, öyle bir açıklamamız yok. Biz, tam seçim sathı mahaline girildiği bu günlerde böyle bir konunun gündeme gelmesini doğru bulmuyoruz. Türkiye'de gündem çok hızlı bir şekilde değişiyor ve çok önemli konular yaşanıyor. Bir bakıyoruz adına çözüm süreci denilen ama çözümsüzlük olarak ortaya çıkan bugün yaşadığımız bu olgular, devlet otoritesinin o bölgede kalmamış olması, bölücü örgütün ve onun ele başının sürekli ülkeye ve hükümete çekmiş olduğu bu restleri gördüğümüzde bu tür baraj söylemleriyle bir şekilde gündem değiştirilmeye çalışıldığını ve aslında bir sonuç alınmayacağını düşünüyoruz.
GÖLE TAŞ ATIP DİKKAT ÇEKİLİYOR
Şu an itibariyle Anayasa mahkemesine kişisel başvurular yapılmıştır, bakalım Anayasa Mahkemesi ne diyecek? AYM burada bir hak ihlali biçiminde konuyu yorumlayıp bu yönde bir karar ya da görüş yapacak mı yapmayacak mı bunu görmemiz lazım. Göle bir taş atalım herkesin dikkatini buraya çekelim gibi bir durum olabilir mi, burası çok net değil.
Barajın olmasına karşı olduğumuz şeyler var, olmamasına karşı olduğumuz şeyler var. Biz şu an itibariyle sadece Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak sonucu bekliyoruz, ona göre konuya bakacağız. Sonucu bilinmeyen bir konu üzerinde bu kadar konuşup, Türkiye'nin bu kadar gündemi varken dikkati buraya yoğunlaştırmayı doğru bulmuyoruz.